15 Mayıs 2021 Cumartesi
FETÖ -EHL-İ SÜNNET- DİNLER ARASI DİYALOG"Şüphe yok ki münafıklar cehennemin en alt katındadırlar. Artık onlara asla bir yardımcı bulamazsın" (Nisa-145)Uzun bir zaman hiçbir devlet yetkilisi "Fetö'nün Amerika Birleşik Devletleri'nde ne işi var?demedi. Evet çok basit bir soru.Fakat her şey bu çok basit sorunun içinde düğümlenip kalıyor. Burada bizi alakadar eden nokta şudur.Kur'an'ı tek hidâyet kaynağı kabul eden muvahhidler, ülkelerinin aleyhinde yabancı bir ülkenin uşaklığını yapmazlar.Yani vahyi dinde tek kaynak kabul edenler hain olmazlar.Fakat F Gülen, Daiş, el Kaide, Boko-haram gibi selefiler, fanatik mezhepçiler ve tarikatçılar iktidarlarının, şirk dinlerinin, batıl inançlarının ve hurafe mezheplerinin devam etmesi pahasına emperyalist güçlerin uşaklığını yaparlar.Yani din ve ahlak bakımından böyle alçak zihin yapısına ve düşük bir karaktere sahiptirler. İşte bu yüzden fetö tipi terör örgütleri emperyalistlerden daha kalitesiz bir ahlaka sahiptir. Dolayısıyla Fetö, PKK, YPG gibi terör örgütleri ile mücadele ederken bu önemli noktayı gözden kaçırmamak gerekir. Ümmetin 15 Temmuz'daki kahraman direnişi Amerika için çok ağır bir darbe oldu. Amerika, Vietnam mağlubiyetinden sonra böyle büyük bir darbe yememişti.Amerika için bu acı mağlubiyet gerçekten sineye çekilecek gibi değildir. Bu milletin vurduğu alçaltıcı darbenin intikamını şu veya bu şekilde almak isteyecektir.Önemine binaen sık sık hatırlatmak zorunda kalıyoruz. Bir Mü'min için en önemli değerin, Kur'an, ilim, hikmet, akıl, tefekkür ve hürriyet olduğuna inanıyoruz. Hurafe, yalan, vahşi ve ırkçı Emevi-Abbasi Ehli Sünnet dinine fanatik bir şekilde bağlı olan Kur'an cahili F Gülen, Ülkeyi ele geçirseydi yani iktidara yaptığı darbe başarılı olsaydı, muvahhidlerin hayat hakları ellerinden alınacaktı. Ülkede, sadece paralel yapı ilahlarının bağlı olduğu, Ehl-i Sünnet dininin iman esasları tek hüküm kaynağı olacaktı. Gülenizm, Ehli Sünnet dinine dayandığından Kemalizm, Komünizm, Faşizm veya Sosyalizm rejimlerinden çok daha tehlikeli olduğu için sadece karanlık ve felaket getirecekti. DİNLER ARASI DİYALOG Kur'an'a iman olmayınca, kendisini bilgili zanneden kişi ahmak, hatta bilgisiz bir ahmaktan daha sapkın olabiliyor. Halbuki hidâyete ve sırat-ı müstakim'e ulaşmanın tek yolu, doğru kaynak, aklı kullanma, tefekkür ve sorgulamadan geçer. Mesela: Ehli Sünnet dininin fanatiklerinden biri olan Fetö'nün başlattığı "Dinler arası diyalog" sapkınlığına bir bakalım. Din denildiği zaman ilk akla gelmesi gereken Allah tarafından indirilen metinlerdir. Yani Allah'tan elçilere indirilen vahiy'dir.Vahiy'de Allah tarafından gelenin hak ve hidâyet diğerlerinin batıl ve sapkınlık olduğu kayıt altına alınmıştır. Hiç bir zaman hak ile batıl, İslam ile şirk, iman ile küfür arasında diyalog olmaz. Bu iki din kıyamet gününe kadar birbirine düşmandır.(Mümtehine-4) Bu iki inanç birbirine son derece aykırıdır. "Biri basiret, diğeri körlük..." (Fatır-19)"Biri nur, diğeri karanlık..." (Fatır-20)"Biri gölge, diğeri hararet..."(Fatır-21) "Biri hayat, diğeri ölüm..."( Fatır-22)"Biri yüz üstü sürünme, diğeri düzgün ve dosdoğru yol alma..." (Mülk-22) olarak hükme bağlanmıştır.Bu iki din asla bir araya gelemezler. Biri Allah'a kulluğu ve hürriyeti, diğeri kula kulluğu ve köleliği sembolize eder.Bu vahiy'lerin içinde en son nazil olan ve yüzlerce âyette apaçık bir şekilde ortaya konan Kur'an'a çok basit bir şekilde göz gezdirelim. Yüce Allah tarafından elçilere tek bir "Din" mi yoksa "dinler" mi gönderilmiş? görelim. "Dini ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin" diye Nuh'a tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya tavsiye ettiğimizi Allah size din kıldı. Fakat kendilerini çağırdığın bu din müşriklere ağır gelir..."(Şura-13) "Allah indinde hak din (tevhid dinî olan) İslam'dır..."(Âli İmran-19) "Kim, İslam'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir inanç) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır"(Âli İmran- 85) (Ey Nebi! ) Sen yüzünü hanif olarak dine, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmış ise ona çevir. Allah'ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur, fakat insanların çoğu bilmezler"(Rum- 30) "Hepiniz ona yönelerek O'na karşı gelmekten sakının, salatı ikame edin, müşriklerden olmayın"(Rum-31) "Dinlerini parçalayan ve bölük bölük olanlardan olmayın. Bunlardan her fırka, kendilerinde olan (mezhep, firka) ile (böbürlenip) sevinmektedir"(Rum-32) (De ki) : Allah'tan başka bir hakem mi arayacağım? Halbuki size Kitabı açık olarak indiren O'dur. Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, Kur'an'ın gerçekten Rabbin tarafından indirilmiş olduğunu bilirler. Sakın şüphecilerden olmayasın"(En'am-114) "Rabbinin sözü, doğruluk ve adalet bakımından tamamlanmıştır. O'nun sözlerini değiştirecek kimse yoktur. O işitendir bilendir"(En'am- 115) Bu ayette geçen "Rabbinin sözü"nden maksat tevhid akidesi olan İslam dinidir."...Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam'a razı oldum...."( Mâide-3) Peki bu apaçık gerçeklere rağmen Fetö neden böyle bir çalışma içine girdi? Devletin resmi kurumu olan ve doksan bin cami, yüz elli bin imam, yüzlerce vaiz ve müftüsü ile Diyanet İşleri Başkanlığı neden Fetö'nun bu sapkınlıklarına karşı çıkmadı?Diyanet İşleri Başkanlığının "dinler arası diyalog" ahmaklığına karşı gelmemesinin bir çok sebebi sayılabilir. Bence en önemlisi "din" konusunda Diyanet İşleri Başkanlığının inancı ile Fetö'nun inancı arasında bir fark olmamasından dolayıdır. Her iki kurum Ehl-i Sünnet dininin rivayetlerini ve onların üzerine inşa edilen ictihadları yani mezhebleri tek kaynak olarak kabul etmişlerdir. Mesela: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları tarafından 2010 tarihinde çıkan iki ciltlik ilmihalde "1.Cilt, iman ve ibadetler" kitabında dinin tarifi şu şekilde yapılmaktadır. "İslam'la din adeta eş anlamlı iki kelime telakki edilmiş ve bütün "peygamberlerin" getirdiği dinin İslam olduğu ifade edilmiştir"(s, 5) denildiği halde, İlerleyen sayfalarda din için şu tarifler yapılmıştır. "...bütün gerçek "dinler" Allah'tan gelmiş ve safiyetlerini korudukları sürece yürürlükte kalmıştır"(Sayfa, 5)Şimdi şu iki cümleye dikkat edin! "İlk insan aynı zamanda ilk "peygamberdir" ve kendisine bildirilen din de tevhid dinidir"Şimdi dikkat! "Allah'ın varlığı ve birliği ile Nübüvvet ve ahiret inancı bütün "ilâhi dinlerde" değişmez ilkeler olarak yer alır. Bundan dolayı Hz.Adem'den Hz. Muhammed'e kadar bütün peygamberlerin getirdiği "hak dinlerin" ortak adı İslam'dır" Halbuki Kur'an'ın hiçbir âyetinde yüce Allah "dinler"den söz etmez, Allah'tan sadece İslam dini gelmiştir. İşte size başka bir iftira: "Âyet ve hadislerde "hak dinlerin" ilâhi kaynaklı olduğu ısrarla vurgulandığından İslam âlimlerinin din tariflerinde de bu kayıt yer alır"(Sayfa, 5) Yine kitapta yer alan dinlerin tasnifi maddesinde şu ifadeler yer alıyor. "Tanrı kavramı ele alınarak yapılan tasnif şu şekildedir"1- Tek tanrılı dinler (ilâhi dinler) (Sayfa, 8) "İslami kaynaklarda vahye dayanan dinler için genellikle "milel" batıl dinler için "Nihal" kelimeleri kullanılmıştır" (Diyanet Vakfı Yayınları iman ve ibadetler kitabı) Diyanet İşleri Başkanlığı, daha Allah tarafından elçilere indirilen İslam dininin hangi anlama geldiğini ve mahiyetini anlamış değildir. Fetö'ye ne diyebiliriz?FETÖ NEDİR? Fetö şirktir, hurafedir, uydurma dindir, dini maddi çıkarlara alet etmektir, cehalettir, ihanettir. Fetö "Haçlılar sizin kızınıza karınıza ilişmezler" diyecek kadar zivanadan çıkmıştır. Fetö uydurma dinin ve Risale-i Nur'un bir aynasıdır.Fetö, Kur'an'da ne kadar yasaklanan bir şey varsa onu işleyen bir haramidir. Fetö, Kur'an'sız dinin en fanatik bir taraftarıdır.Fetö, Şia ve Ehli Sünnetin bütün hurafelerini eserinde toplayan uydurmacı Said Nursi'nin nursuz bir talebesidir.Fetö, tarihin bütün karanlıklarını kendisinde toplayan kapkaranlık bir taklittir. Fetö'nun Kur'an'daki tarifi: "İman ile küfür arasında zikzakçı, mütereddit= kararsız, mütehayyir= şaşkın bir haldedir, ne onlara ne de bunlara yani ne müminlere yarayışlı olur nede kâfirlere, ikisi arasında bocalar durur. Çünkü ( Kur'an'dan yüz çevirdikleri için) Allah onları şaşırtmıştır. Kim Allah'tan sapkınlığının devamını isterse artık onun için bir yol bulamazsın"( Nisa-143) Fetö, yukarıdaki âyette anlatılan münafıklardan daha dönek çıkmıştır. Çünkü münafıklar müminlere yaramadıkları gibi kafirlere de yaramazlar. Fetö'de Kur'an ahlakı olmadığı için, daha doğrusu Fetö Kur'an, ilim, akıl, tefekkür ve sorgulama düşmanı bir mukallid olduğu için Allah'ın hidayet, rahmet ve mağfiretinden uzak kalmıştır.Feto Kur'an'sızlığın nasıl dehşetli bir hastalık olduğunu gösteren apaçık bir delildir.Fetö'de iman, güven, merhamet, kanaat, ahde vefa, eman ve emniyet, sevgi ve adalet, kardeşlik ve istikamet yoktur.Fetö, 1400 yıllık bir sorundur. Fetö, Resülüllahın hapiste olan teröristlerle beraber yemek yediğini anlatan ilginç bir inançtır. Fetö, hoşgörü, dostluk ve muhabbeti İslam düşmanlarına karşı gösterirken, ümmete kalleşlik, casusluk ve ihanet göstermiştir. Fetö musibeti, Diyanet'in ve ilahiyatçıların cehaletini gösteren olağanüstü bir tablodur. Fetö'de hiçbir ahlaki ilke mevcut değildir. Nedeni ne olursa olsun, Fetö'nün başarılı olmasını isteyen Allah ve Resulüne ihanet etmiştir.Üzerine basa basa Fetö'ye terör örgütü diyemeyen kimseye Allah iktidar yüzü göstermesin. Fetö'nün kitabında mertlik ve cömertlik yoktur. Eğer Fetö'de zerre kadar Kur'an bilgisi, az tefekkür, biraz aklı kullanma, asgari bir sorgulama ve minimum bir özgürlük sevgisi olsaydı, bu kadar lanete uğramazdı. BÜYÜK TEHLİKE Kur'an'ı bilmeyen ve tevhid medeniyetinin farkında olmayan Fetö'nün ne kadar tehlikeli olduğunu anlayamaz.F Gülen terör örgütü ülkeyi ele geçirseydi vahiy ehli muvahhidler için binlerce sene sürecek bir esaret başlayacaktı. Milli ve yerli olduktan sonra sosyalistinden komünistine, deistinden ateistine kadar seçim ile iktidara gelen, Fetö'ye tercih edilmesi gerekir. Hatta demokratından laik olanına kadar seçimle kim iktiara gelirse gelsin bir Ehl-i Sünnet Cemaat liderinin veya bir Tarikat şeyhinin ülkeyi ele geçirmesinden çok daha daha iyidir.Suudi Arabistan'da yaşamaktansa Hristiyan veya Yahudi bir ülkede özgürlük içinde yaşamak İslam şeriatına ve tevhid akidesine daha uygundur.Onurlu bir hayat için önemli olan insan hakları, merhamet, adalet ve özgürlüktür.15 Temmuz darbesinin ne kadar alçak bir işgal hareketi olduğunu anlamayan ve bu darbenin emperyalistlerin destek ve yardımlarıyla olduğuna inanmayan haindir.Fetö'nün ne kadar tehlikeli olduğunu anlamayan bir siyasetçi ülkenin geleceği için tehlikelidir. F Gülen, Ehl-i Sünnet dininin fanatik bir talebesi olduğu için Kur'an düşmanıdır.Fetö'nün en büyük ihaneti vatan ve millete olan ihaneti değildir. Kur'an ve tevhid, akıl ve mantık, tefekkür ve sorgulama, özgürlük ve adalet, din ve güzel ahlaka yaptığı ihanettir.Onun için, hareket halindeki tankın altına yatmayı sıradan bir olay olarak görmemek çok önemlidir. Hareket halinde olan tankın altına yatmanın nasıl bir şey olduğunu çok düşünmek gerekir.Hareket halinde olan tankın altına yatmanın ne demek olduğunu düşünmeyen bir siyasetçi iktidar yüzü görmesin.15 Temmuz işgal darbesinde Fetö başarılı olsaydı Şeytan'ın kesin bir devrimi gerçekleşecekti.Aslında vahiy ehli muvahhidlerin Fetö'ye olan kin ve düşmanlıkları vatana yaptığı darbeler ve içtima-i hayatta açmış olduğu derin yaralardan daha çok Allah ve Resülünü maddi-manevi çıkarlarına alet etmesi, Ehl-i Sünnet dininin fanatik bir taraftarı, özgürlük ve Kur'an düşmanı olmasından kaynaklanıyor.Ya Kur'an başa ya kuzgun leşe.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder