10 Mayıs 2021 Pazartesi

ARKADAŞLARDAN GELEN YORUMLAR(28.YAZI)"Kendisini; mezhebine, meşrebine, cemaatine göre tanımlayanların dini "İslam" olmaz ki,biri "ehli sünnet'im" diğeri "nurcuyum hem de falanca kolundan" diyorsa, aşırılık yapmış olmaz mı?Cübbeli'nin "Nakşibendi'nin Halid'i kolundan olanları" cennetle müjdelemesi de, bu ayrıştırmanın sonucu değil mi?Ali beyin (asıl) "takdire şayan yönü" suni ayırımları yok hükmünde görmesi ve din bezirgânlarıyla didişmesi..Müminin tanımı bu olsa gerek!"(Arif Kılıç- "Harre Olayı" adlı yazıya yaptığı yorum)---------------------------------------------------------"İslam coğrafyasının acı bir gerçeği, bunu bir sahtekarlık olarak algılıyorum. Adam bir çeşme yaptırmış, bir su gözesi bulmuş, başına şifalı su levhasını dikiyor, memleketin her yanı bunun gibi şifalı su, bu ucuzluk değil mi?(Sami Üyel- "Eyüp Sultan Hurafesi" adlı yazıya yaptığı yorum)------------------------------------------------------- "Değerli hocam! Elinize emeğinize sağlık! Benim anlamadığım olay, Şia inancında bu kadar üstünlük ve kutsiyet verdikleri Ali, halife olduktan sonra iktidarını elinde tutamayıp kendisini tanımayan Muaviye'ye, ne siyasi ne de askeri üstünlük kuramadığıdır. Oğlu Hasan da, elinde olan halifeliği kendi eliyle Muaviye'ye teslim etmiş, Yezid'in eliyle de kardeşi Hüseyin katledilmiştir. Tüm bunlara baktığımızda bu kadar gürültü koparıp hilafet Ali'nin ve soyunun hakkıydı dedikleri Ali ve çocukları bu imkana sahip oldukları halde, ellerinde tutamayıp, Muaviye ve oğlu Yezid'e bırakmışken, hala neden mağdur edebiyatı yapıyorlar?Yada bu kadar kutsiyet verdikleri, Nebi ile eş tuttukları imamet soyu neden başarılı olamadı?Bunları düşündüğümüzde olayların tamamen siyasi, askeri ve politik olduğunu görüyoruz. Bütün olay tevhid esaslı hanif İslam dininin dışına sapmak için Ali, Ehl-i Beyt ve imamet inancını kendilerine araç edinerek, şirke dayalı kadim İran dinini yaşama isteğinden kaynaklanıyor. Selam ve saygılar!" (Faruk Fidan- "Şianın İtikadi Durumu" 11.yazıya yaptığı yorum)------------------------------------------------------------"Değerli hocam!Atalar yolu, bir süre sonra din haline getirilmiş, gelenekler üzerine inşa edilmiş, tevhidden ve Kur'an'dan kopuk, şirk temelli, sapık bir din anlayışıdır. Biz sadece Allah Resul'üne indirilen ve dinin tek kaynağı olan Kur'an'ı okuyup anlayarak, hikmete dayalı, bağlam ve bütünlüğüne bağlı, içinden çıkarılması gereken çözüm ve sonuçları bulup, bunlara göre dini öğrenip, hayatımızı buna göre dizayn ederiz. Bunun dışında Kur'ana uymayan hiçbir uygulama ve gelenekleri kabul etmeyiz. Selam ve saygılar sunarım!"(Faruk Fidan- "Geleneklerin Zararları" adlı yazıya yaptığı yorum------------------------------------------------------"Kaç kişi bu yazıyı okumuştur? Okuyanların hepsinin bunlara bir itirazı yoktur zaten, ama hurafe ve bid'atlarla aldatılan insanlar "ölülerimize yasin okursak ne olur, ne zararı var? derler.Bunların önüne geçmek dediğiniz gibi çok zordur.Kaleminize sağlık"(Zekeriya Tepe- Geleneklerin Zararları" adlı yazıya yaptığı yorum)------------------------------------------------------"İnatlarına bu doğru yolu tebliğ edeceğiz.Evelallah o ne der, bu ne der, kimin umrunda?Halkın bize ne dediği degil, Hakk'ın buyruğu önemli hocam!Halk elinden geleni ardına koymasın. Rivayetlere sarılanlar Buhari ve Müslim'in uydurduklarını hüküm olarak el üstünde tutanlar çok da önemli degildir.(Hac- 38) Bu yola bizler Hakk rızası için çıkmışız.Sefer bizim, zafer âlemlerin Rabbinindir evelallah. Lé gâlibe illallah.Sevgilerimle kalbi selamlar!Elinize, yüreğinize sağlık, varolun hocam!(Bünyamin Üstün- "Geleneklerin Zararları" adlı yazıya yaptığı yorum)----------------------------------------------------------"Allah'tan başka ilah olmadığına inanan, dinin kaynağı ve doğru yol rehberi olarak Kur'an'dan başka hiçbir kaynağı kabul etmeyen, tevhid'e dayalı bir din anlayışına sahip, amacı yalnız Allah'ın rızasını kazanmak olan müvahhidler, tüm dünya karşılarına çıksada, herkes tarafından dışlansalar bile Allah'tan başka dayanılacak ve güvenilecek bir varlık olmadığını bilirler"(Faruk Fidan- Geleneklerin Zararları" adlı yazıya yaptığı yorum)----------------------------------------------------------"Güzel kardeşim!Bu konu bundan daha iyi anlatılamazdı.Müminler İnşaAllah müstefit olurlar.Siz yazmaya devam edin. Saygıylar...(Mevlüt Akçay- "Ledünni İlim" adlı yazıya yaptığı yorum)---------------------------------------------------------"Değerli hocam!İlim ve emeğinize sağlık. Saygılar sunuyorum. Gelenek dininin güdümündeki Diyanet İşleri Başkanlığının resmi Kur'an tefsirinde Musa (a.s) ın yoldaşlık ettiği kişi ve ona verilen ilim ile ilgili bakın nasıl bir açıklma yapılmış: “Ona nezdimizden bir ilim öğretmiştik” meâlindeki cümle, Hızır’a öğretilmiş olan ilmin özel bir ilim olduğunu ifade eder. Tefsirciler, kıssadaki âyetlerden hareketle bunun “gayb ve sır ilmi” olduğunu söylemişlerdir. Allah Teâlâ tarafından olağanüstü yollarla öğretildiği için İslâmî literatürde bu ilme söz konusu âyetin lafzından hareketle ledünnî ilim denilmiştir. Bu mânada "peygamberlere" vahyedilen ilimlerin tamamı ledünnî ilim olmakla birlikte, âyetteki anlatım tarzı ve hadislerdeki açıklamalar, Hızır’a öğretilmiş olan ilmin "peygamberlere" verilenden farklı ve bu mânada özel bir ilim olduğunu gösterir. Nitekim yukarıda özet olarak zikredilen hadiste Hızır (aleyhisselâm) “Ey Mûsâ! Ben Allah’ın ilminden bir ilme sahibim ki sen onu bilmezsin; onu bana Allah öğretti” diyerek buna işaret etmiştir. (Buhârî- “Tefsîr”, 18/2; Müslim, “Fezâil”, 170-172)Tefsircilere göre Mûsâ’nın ilminden maksat, onun hükümleri bilmesi ve zâhir ile fetva vermede yetkin olmasıdır. Hızır’ın ilmi ise eşyanın bâtınını (iç yüzünü) bilmektir, dolayısıyla buna, “bâtın ilmi” veya “hakikat ilmi” de denilmiştir. Elmalılı şöyle der: “... Ledünnî ilim, fikrî gayretle elde edilmeyip Allah tarafından, sırf Allah vergisi olan kutsî bir kuvvenin tecellisidir. Eserden müessire, vicdandan vücuda doğru giden bir ilim değil, müessirden esere, vücuttan vicdana gelen vasıtasız bir ilimdir. Nefsin gerçeğe ulaşması değil gerçeğin nefiste meydana çıkmasıdır. Doğrudan doğruya bir keşiftir” (Hak Dinî, Kur'an Dili- V, 3262).(Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 572)(Faruk Fidan- "Ledünni İlim" adlı yazıya yaptığı yorum)-------------------------------------------------------"Kur'an'da "Hızır" isminde biri geçmez. Musa (a.s) yoldaşlık eden kişiden gelenek dini bu isimde bahseder. Bu kişinin kim olduğuyla ilgili olarak ben de Ali Hocam gibi Allah'tan vahiy alarak hareket edip konuştuğu için Nebi/Resul olduğunu düşünüyorum. Sorduğunuz Hızır karakteri ve ona ait olduğu varsayılan bilgilerin hepsi hurafedir"(Faruk Fidan- Ledünni İlim" adlı yazıya yapılan bir yoruma verdiği cevap)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder