29 Ağustos 2018 Çarşamba

ŞİRK SAPIKLIĞI KENDİLERİNE ATALARINDAN MİRAS KALDI:
(14. YAZI)
Şirk sapıklığı o  kadar tehlikeli ve kötü bir ahlaktır ki, ona bulaşan birinin  bütün iyilikleri ve yapmış olduğu hayırlar Allah'ın indinde geçersiz oluyor.
Şirk sapıklığına düşenin ondan kurtulması çok zordur.
Çünkü hiç kimse inandığı dinin batıl olduğunu kabul etmez. 
Kur'an'ı Mübin'in  birçok âyette haber verdiği gibi müşrikler ancak  cehennemi gördükleri zaman sapıklık içinde olduklarını itiraf edeceklerdir.
 Aslında insanlık tarihinde Firavun'dan Ebu Cehil'e kadar gelen müşriklerin mutlaka  yapmış oldukları hayır ve iyilikler  vardır.
 Fakat içine düştükleri karanlık şirk sapıklığı bu iyilik ve hayırlarını  Allah'ın indinde geçersiz kılıyordu. 
Yoksa yüce Allah, bu müşriklerin sapık inanç ve   fiillerini anlattığı yüzlerce âyetin yanında neden  iyilik ve olumlu amellerinden söz etmez ve  örnek vermez.
 Çünkü şirk ve küfürleri onların olumlu  amellerini yok ediyordu.
Şimdi Kur'an, ilim, aklı kullanma ve tefekkür  düşmanı ahmakların şirk sapıklıklarına  kaldığımız yerden devam edelim.
Cübbeli Ahmet Allah'a iftira ederek aynen şunları söylüyor.
"Tuvalet taşı Allah'a demiş ki,
 "Rabbim! Beni niye tuvalet taşı yaptın?
 Beni Kabe'ye taş yapsaydın.
 Allahu Teala buyurmuş ki, "Sus seni 60 yaşını geçip de sakal bırakmayanın başına mezar taşı yapsaydım daha mı iyi olacaktı?
 Başka bir konuşmasında müşrik cübbeli diyor ki: 
"Maalesef millet  Efendi Hazretleri'ni (Mahmud'u)  tam anlamış değil, Türkiye tam anlamış değil,  Allah anlatsın İnşallah,
 O zaman dostlardan biri, keşfi açık kullardan biri görmüştü.
 Allahü Teala'nın tecellilerine mazhar  olan biri zuhuratta, Allah ne diyor?
"Ete kemiğe büründüm Mahmut diye göründüm"
 Yani efendi hazretleri Allah'ın aynasıdır.
 Dostlar Allah'ın aynasıdır.
 Mevla tecelli ediyor.
 (Mahmud) tecelligahtır"
Bütün tarikatlarda hulul inancı hakimdir. Tarikatlarda şeyhe verilen önem hulul inancından ileri gelmektedir.
Yani bu müşriklerin inancına göre şeyh Allah'tır. Allah onda kendini göstermiştir.
Devletin tv kanalında program yapan Serdar Tuncer ile Ömer Tuğrul İnançer'in şirk sapıklıklarına bir  bakalım.
Serdar Tuncer: "Özetle yeni ekran başına geçenler için söylüyorum.
 Hocam(Ömer Tuğrul İnançer) dediler ki,
"Kula kulluk etmem diyenler nefsine kulluk etmektedirler.
 "Resulü Ekrem Efendimiz (sav) e kul  olunmadan Allah'a kul olunmaz"
 Bu ne demek diye soracağım!
 Efendim biraz açalım dedik.
 Ömer Tuğrul İnançer:
 "Estağfurullah, Hz. Mevlana'nın bu husustaki beyanını konuşuyorduk.
 "Kitab-ı Kerimimizdeki   "Kul ya ibadiyellezine,,," âyetini  tefsir ederken,  Hz. Pir (Celaleddin-i Rumi)  "kul" "deki" Habib-i edibi zişâna,  Rabbil âlemin, hitap  buyuruyor.
"Kul" "deki" "yâ ibadiyellezine" bu "ya ibâdi"
 "Ey kullarım! sözü kimin ağzından çıkıyor.
 Bunu düşündünüz mü? diyor.
 Düşünceye bırakıyor, tefekküre bırakıyor. Tefekkür ne?
 Allah kitabı Kerim'in'de mümini tarif ederken "Kim dedi, ey kullarım? sözünü.
 Kimin ağzından çıktı?
 Peki bunun fıkhi dayanağı ne ?
"Kim resule itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur"
"Kim resule isyan ederse Allah'a isyan etmiş olur"
"Kim Resulullah'a kul olursa Allah'a kul olmuş olur"
Ömer Tuğrul İnançer'in insanları Allah Resulü'nün kulları yaptığı âyetin tam olarak meali şöyledir.
(Ey Resul! ) De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine (günah işleyerek) haddi aşan kullarım!  Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin!
 Çünkü Allah bütün günahları bağışlar Şüphesiz ki O,  çok bağışlayan çok merhamet edendir"
(Zümer, 53)
Resullerden sâde insana  kadar herkesin Allah'ın kulu olduğu ile ilgili onlarca âyet mevcuttur.
Fakat bu müşrik sapıklar hiçbir zaman Kur'an'a iman ve itibar etmediler.
Halbuki kulları içinde Allah'a karşı en çok saygı duyan ve en çok  haddini bilen Allah'ın elçileridir.
",,,,,,(bütün bu elçiler hayır işlerinde koşuşurlar, umarak ve korkarak bize yalvarırlardı, onlar, bize karşı derin saygı içindeydiler"
(Enbiya, 90)
Kur'an'ın bir çok âyetinde aciz bir beşer olduklarından dolayı sıkıntılarından kurtulmak için elçilerin Allah'a nasıl yalvarıp yakardıkları  yer alır.
"Bunun üzerine Musa, onların yerine davarlarını sulayıverdi. Sonra gölgeye çekildi ve: Rabbim! Doğrusu bana indireceğin her hayra(lütuf ve merhametine)  çok muhtacım, dedi"
(Kasas, 24)
"Bunun üzerine, (Nuh) Rabb'ine: Ben mağlup oldum, bana yardım et!diyerek yalvardı"
(Kamer, 10)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder