ŞİRK SAPIKLIĞI KENDİLERİNE ATALARINDAN MİRAS KALDI:
(13.YAZI)
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sınırları içinde Nurcuların içinde fetö'den sonra en güçlü grup "Yeni Asya" grubudur.
Başında da son derece Kur'an cahili olan Mehmet Kutlular vardır.
Mehmet Kutlular grubu Said Nursi'den dolayı her zaman "demokratik partiyi" desteklemişlerdir.
İstedikleri partiye destek verebilirler, bunda sorun yoktur.
Sorun "demokratik partinin"başına kim geçerse geçsin onu "beklenen Mehdi" olarak görmeleridir.
İşte bu yüzden Süleyman Demirel'e bile Mehdi gözüyle bakıyorlardı.
Eser, kaynak, beslenme alanı pislik ve zehirli olunca oradan sağlıklı bir neslin ve fikrin yetişmesi mümkün değildir.
Bakın Said Nursi'ye Allah gibi tapan Mehmet Kutlular ne diyor.
"Bir gün yine böyle sırtüstü uzanmış yatıyor veya uyku ile uyanıklık hali arası bir durumdayken, birden garip bir hal hissetmeye başladım.
İşte bu halette iken, güneş birden açılmaya başladı ve İçinden bir karartı belirdi.
Bir müddet sonra onun üstadın (Said Nursi) kalpaklı portresi olduğunu fark kettim.
Ustad, gayet açık bir şekilde bana hitaben "kardeşim! Sen Risale'i Nur'u oku, Korkma, konuş! dedi.
Bunları gayet net bir şekilde duymuştum.
Ve konuşması biter bitmez perde kapandı ve kendime geldim, kendime geldim gelmesine, ama her yanım eklemlerinden ayrılmişçasına sızlıyor, ağrıyordu.
Hâlâ titremeye devam ediyordum.
Bütün vücudumu bir titreme kapladı.
Daha "Neler oluyor! diyemeden karşımda bir güneş belirdi.
Işınları, vücudumun içine işliyordu.
Titreme daha da artmıştı.
Herhalde ölüyorum diye düşündüğümü hatırlıyorum.
Bu ihtimale binaen hemen kelime-i tevhid ve kelime-i şehadet getirmek istedim.
Fakat, "la ilahe illallah" derken, ya la,,, deyip tamamlayamadan ölürsem" endişesi içinde sadece Allah, Allah, Allah diyebildiğimi hatırlıyorum.
İşte bu halde iken, güneş birden açılmaya başladı ve İçinden bir karartı belirdi.
Bir müddet sonra onun Üsta'dın kalpaklı portresi olduğunu fark ettim.
Üstad, gayet açık bir şekilde bana hitaben "kardeşim! sen Risale'i Nur'u oku, korkma, konuş! dedi.
Bunları gayet net bir şekilde duymuştum.
Ve konuşması biter bitmez perde kapandı ve kendime geldim.
Kendime geldim gelmesine, ama her yanım, eklemlerinden ayrılmışcasına sızlıyor, ağrıyordu.
Hâlâ titremeye devam ediyordum.
Bu ikinci olay eğitimimin yönünü tayin etmemi sağlamış ve artık kararsızlıktan kurtulmuştum. Tam bir ferahlama hissettim.
Çünkü "Nasıl yapmalıyım? sorusunun cevabı bizzat Üstad tarafından verilmişti"
( Yeni Asya. Com. TR)
NURCULARDAN BAŞKA BİR ŞİRK SAPIKLIĞI:
"Kıyamet kopacaktı, aslında kainatın devamına gerek kalmamıştı.
İşlenen günahlar, yapılan hatalar kıyametin kopmasını netice verecekti.
Ancak Bediüzzaman Hazretleri Risale'i Nur külliyatını yazmakla Allah kâinatın ömrünü uzattı" dediler.
Demek ki kainat Bediüzzaman'a minnettar, çünkü hayatlarını ona borçlular"
Yukarıdaki cümlelerde Said Nursi (Hâşâ) Allah'ın yerine, Risale'i Nur Külliyatı da Kur'an'ın yerine uygun görülmüştür.
TELEVİZYONDA KONUŞAN İKİ AHMAĞIN SÖYLEDİKLERİ:
"Geçenlerde okumuştuk, "içinizde çok alimler, ulemalar, manevi noktada, ilmi noktada, Kur'an'i noktada olabilir" diyor Üstad!
"Onlar bizim arkamızda durmaktan çekinmesiner.
Yani bize talebe olmaktan korkmasınlar. Onlarında bizde talebe olmaları lazım.
Çünkü biz ulum-u imaniye de fetva vazifesiyle tavzif edilmişiz.
Yani Allah bizi bu konuda görevlendirmiş.
İki kere iki dört. Biz Allah namına gelmişiz, görev yapıyoruz.
Kendi keyfimizden bu vazifeye geçmemişiz. Yani bu göreve Allah murat etmiş.
Şimdi böyle olunca Risale'i Nur bir anahtar hükmündedir.
Bazen bir anahtar bir hazineden daha kıymetlidir.
Çünkü hazine var ama anahtar yok açamıyorsun, sen garibansın canım.
Hazineyi açamıyorsan istediğin kadar hazine orada dursun.
Sen hazinenin sahibi değilsin ki, anahtarla açtığını zaman sen hazinenin sahibisin.
İçindeki mücevherlerden, elmaslardan istifade edersin.
İşte Risale'i Nur bu zamanda o anahtar hükmüne geçmiş, Kur'an hazinesinin esrarını, hikmetini bu asrın mizaç ve idrakine, cehaletine bertaraf edecek şekilde yazılmıştır"
Yukarıdaki konuşmada açık olarak "Risale'i Nur Külliyatının" Kur'an'dan daha üstün ve daha değerli olduğu vurgulanıyor.
En kahredici taraf Nurcuların hepsinin istisnasız bu ahmaklıklara kesin bir şekilde iman etmeleridir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder