29 Ağustos 2018 Çarşamba

İNSANLARIN BAŞINA MUSALLAT  EDİLEN VAHŞİ  BİR DİN:
Rahmân ve Rahim olan Allah Kur'an'ı Mübin'de şöyle buyuruyor.
"Kendisine şirk koşmaksızın Allah'ın hanif (O'nun birliğini tanıyan saf ve ihlaslı kullar olun) Kim Allah'a şirk koşarsa sanki o, gökten düşüp parçalanmış da kendisini akbabalar kapışmış, yahut rüzgar  onu uzak bir mesafeye sürüklemiş bir nesne gibidir"
(Hac, 31)
 Uydurma dinlerin ve şirk  mezheplerin insanlığa  yaptığı  kötülüğü düşünerek Allah tarafından indirilen rahmet ve hidayet dini olan İslam'la  büyük bir onur duyuyoruz.
Günümüze kadar şirk dinler  insanlığa ne yaptı,  ve ne yapmaktadır?
 Bir din öbür dinle,  bir mezhep diğer mezheple, bir cemaat öteki cemaatle, bir tarikat başka bir tarikatla hiçbir zaman anlaşamaz ve bir araya gelemez.
 Hatta aynı inanç ve felsefeye  bağlı olanlar bile birçok kola ayrılmışlardır.
 İnsanlık tarihinde de, bugün de "şirk dinler" hep kan, gözyaşı, katliam, kargaşa, şiddet, esaret,  terör, taklit, sömürü,  cehalet ve  karanlık üretmişlerdir. 
 Kur'an'da birçok âyette gördüğümüz gibi bir inanç ve görüşte olanlar başka inançta olanlar eliyle ölümlerin en beterine mahkum edilmişlerdir.
(Bürüc, 1- 10 )
 Diri diri yakılanlar, işkencenin  en  acısına çarptırılanlar, ezilenler, vahşice katledilenler arasında kadınlar, masum çocuklar ve ihtiyarlar da vardı.
 Yahudilerin ilk Hıristiyanlara,  güçlü hale gelen Hristiyanların Yahudilere,  kendini ilâh ilan eden Firavun'un İsrailoğullarına,  Emevilerin  Abbasilere, 
Abbasilerin  Emevilere,  Ehl-i Sünnet'in Şia'ya, Şia'nın  Ehli Sünnet'e, Yezid'in Hüseyin'e, İsrail Devleti'nin Filistin halkına,
Budistlerin Arakanlılara,  ya da biraz özgür düşünceden yana olanlara, dahası kendi dindaşlarına yaptıklarını, gösterdikleri acımasızlıkları, şirk din adına olan türlü işkenceleri, yüzyıllar boyunca süren  engizisyon  mahkemelerini  ve kilise katliamlarını bir düşünün.
 Aynı türden acımasızlıklar yüzünden bir de emevileri düşünün.
 İşte Emeviler,  bir değil binlerce cinayet....
 Nice özgür düşünen bilge insanlar, ilim adamları, muvahhidler her türlü işkenceyle öldürmüşlerdir.
 Ben bu gerçekler için mezhep ve tarikat şirkinden  arınmışlığı önemli  bir insanlık değeri ve büyük bir onur sayıyorum.
 Onun için Allah'tan başka tüm ilahları ve evliyayı  reddediyor, vahye dayanan tevhid inancını açık olarak ilan etmeyi seve seve haykırıyorum.
 Ve onun için diyorum ki, "Vahye dayanan tevhid inancını müşriklerin iddia ettikleri gibi bir sapıklık değil, İnsanlığın en gelişmiş, medeniyetin en derinleşmiş biçimidir.
Vahiy, Allah tarafından indirilen hidayet dışında hiçbir gücün ve inancın  zihinleri, akılları, duyguları ve fikirleri prangalamayacağı bir dünya inşa ediyor.
 Şirk karanlığında her çeşit sapıklık,  tefrika, bölünme, cehalet, akılsızlık ve ahmaklık, taklit ve  bağnazlık, sanat düşmanlığı ve  yobazlık hakimdir.
Yine şirk bataklığında  yüzlerce yıllık ahmaklıkları ve ilkellikleri  insanlığa "asrı saadet devri" diye yutturmalar  vardır.
 Aklın, mantığın,  bilimin, sanatın,  estetiğin, "hak mezheplerin emri" adı altında ezilmesi  ve sindirilmesi mevcuttur.
 Dünya egemenlerinin önünde köpek gibi kuyruk sallarken, kendi halkının yanında, fakir- fukaranın önünde çalım satmak ve kibirlenmeler vardır.
 Vahiy, geçmişten bize, bu günden daha güzel bir dünya bırakabilirdi.
 Bunun olmamasında mezheplerden kaynaklı şirk karanlığının  çok ama çok büyük bir  payı vardır.
 Bu mezhep karanlığı olmasaydı, insanlık bugün  başka türlü bir noktada olacaktı.
 Yüzyıllarca türlü iftira ve entrikalarla  örülen şirk karanlığı  yüzünden tevhid'in medeniyeti ve vahiy ahlakı maalesef  yaşayacak uygun zemin bulamadı.
 Mezhepler, Şialar, fırkalar, insanların geçmişi boyunca ayrılıklar, ihtilaflar, bölünmeler, parçalanmalar, acılar ve  ölümlerin kaynağı olmuştur.
 Çıkar ve menfaatleri şirk  karanlığı üzerine kurulu olanlar, bu karanlıklardan türlü biçimde yaralananlar, tüm karanlık böceklerin korktuğu tek bir şey vardır.
 KUR'AN'IN AYDINLIK VE HİDAYET YOLU Dolayısıyla mezhepler insanlığa çok şey  kaybettirmişlerdir.
 Mezhepler, insanlara sadece esaret, taklit, bağnazlık, yobazlık,  gözyaşı ve cehalet getirmişlerdir.
Mezhepler, aklın ve bilimin yolunda olmaya çalışan birçok bilim adamının öldürülmesine sebep olmuşlardır.
 Mezhepler, sürekli  ölüm getirdikleri için birçok değerimizi yitirtmiştir.
 Mezhepler,  insanların akıllarını ve duygularını prangaladığı ve  hapsettiği için uydurma dinin kendisi baştan baştan terör ve şiddet mekanizmasıdır.
 "Allah" ile "insanlar" arasında aracılık yaptığını ileri sürerek ortaya çıkan cahil ahmaklar, ilkel karanlık zamanların  inançlarını pazarlayagelmişlerdir.
Yalanlarla örülü karanlıklar nedeniyle de milyarlarca insanı bugün dâhi  çevrelerinde toplamayı başarmışlardır.
Çıkarları aynı karanlık ve cehalete bağlı olan egemen güçler de bu geleneğin sürmesinde etkili olmuşlardır.
 İnsanların özgürlükleri, insanca yaşamaları, büyük oranda mezhep ve fırkaların dininden  temizlenmiş olmalarına bağlıdır.
 "Şirk'"in  inanç dünyasının alanı başkadır.
 "Vahy"in ve "tevhid'in  alanı başkadır.
Şirk hep karanlık kesimdedir.
 Vahiy, tevhid, adalet, ilim, aklı kullanma, tefekkür ve sorgulama ise aydınlık kesimde  yerini almıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder