HADİSLER NEDEN DİNİN KAYNAĞI OLAMAZLAR? ( 37. YAZI ) Allah Resulü'nün hadis yazımına izin vermediğini, kendi sözlerinin yazımını yasakladığını hadisçiler bile kabul ederler. Ehli sünnet mezheplerinin iddialarına göre ise hadislerden de aynı Kur'an gibi dini hükümler çıkartılmalıdır. Yani hadislerde Kur'an gibi dinin kaynağıdır.Peki dinin kaynaklarından biri de hadis ise Allah resulü nasıl olur da hadis yazımını yasaklar, insanların dini eksik öğrenmelerini, kendi sözlerine yalan katılmasını, sözlerinin bir kısmının unutulmasını göze alır. Kur'an'da kalemle yazı yazmaya dikkat çekilir, vasiyetin ve borcun yazılması emredilir. Eğer hadisler dinin kaynağı ise, vasiyetler ve borçlar bile yazılırken, Allah Resulü'nün dinin kaynağının yazılmasını engellemesi hiç mümkün müdür? Eğer Resulullah dinin bir kaynağının kayda geçmiş olmasını engellemişse dinin tam ve eksiksiz bir şekilde öğrenilmesini de engellemiş olmaz mı? Demek oluyor ki eğer hadisler dinin kaynağı olsaydı, bunu en iyi bilen Resulullah olurdu. Onları yazdırır ve şu anda olduğu gibi hadislerin içine onbinlerce yalan karışmasını önlemiş olurdu. Görüldüğü gibi esas olarak Resulullah'ın sünneti yani ahlakı ve davranış tarzı hadislerin Kur'ana ilaveler yapan kitaplar olarak yazılması değil, hiç yazılmamsıdır. Allah resulü hadis yazdırmamakla kalmamış Üstelik bunu yasaklamıştır. Basiret ve feraset sahibi Hikmetin Resulü insanların hurafelere meyledici, Resulleri ilahlaştırıcı, mezheplere ve şialara bölünmeye müsait karakterlerini bildiğinden bunlara yol açacak hadis yazımı yasaklamıştır. Hem de hadis yazımını yasakladığını hiç kimse inkar edememektedir. Herkesin kabul ettiği tarihi bir hakikat olmuştur. Bugün gelinen nokta Resulullah'ın ilim, Hikmet ve basiretini bir kez daha takdir etmemize sebep olmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder