ÖNEMLİ BİR KONU : KUR'AN DİLİNİN NİTELİĞİ ( 1. KUR'ANIN BİR KİTAP OLARAK NİTELİĞİ : Kuranı Kerim, Allah kelamı olmakla birlikte onun insanlara ulaştırılması bir beşer lisanı olan Arapça vasıtasıyla gerçekleşmiştir. Çünkü Allah "Celle Celalühü" Kuran'ı Mübin de" Biz her elçiyi kendi kavminin lisanıyla gönderdik ki, onlara kendi dilleriyle beyan etsin. ( duyursun,ilan etsin )"( İbrahim 4) buyurmaktadır. Mesajla Aslolan onun anlaşılır olmasıdır. Anlaşılmayan bir mesajın iletilmesi veya gönderilmesi anlamsızdır ve amacından yoksundur. Dolayısıyla Allah" Celle celaluhu" vahyini toplumun diline uygun olarak göndermiş, kitabın anlaşılır bir dilde olmasını göz önünde bulundurulmuştur, Allah şöyle buyurur. "Andolsun Biz Kuran'ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık ondan öğüt alan yok mu" (Kamer 17 22 40 47 ) Ancak ilk muhatapları arasında genelde anlaşılır bir "söz" olan Kuran'ı Mübin daha sonraki insanlar için anlaşılması zor olan bir metin halini almıştır. Bu husus üzerinde hakikaten ciddiyetle durulması gerekli olan bir konudur. Bu bağlamda Kuran'ın bir kitap olarak niteliğinin ortaya konmasında Hayati yararlar vardır. Zira Kur'an'da konuların dağınık bir şekilde yer alması gibi hususlar ilk bakışta Kuran'ın bir kitap olarak eksikliği ve kusuru olarak görülebilir. Bunlar bir kitabın karakteri ve yapısıyla uyuşmayan unsurlardır. Ancak Kur'an, yazılı kültürün Egemen olmadığı Yani sözlü kültürün hakim olduğu ve bu Kültürün anlam alanlarını belirlediği bir ortam içerisinde nazil olmuştur. Bu bakımdan yazılı dilin egemen olduğu giriş- gelişme -sonuç sistemini Kur'an'da bulmak mümkün değildir. Kur'an'ın Bu anlamda önceden kurgulanmış başı ve sonu belli olan bir metin olma özelliği yoktur. Kur'an, olay örgülerinin çizgisel bir düzlemde işlenmediği kaotik konu anlatım yapısının bulunduğu, bol tekrarla süslü hitapların yapıldığı sözlü kültür içerisinde ve konuşma dili çerçevesinde iletilmiştir. Dolayısıyla yazılı kültür içerisinde yaşayan insanlar açısından Kur'an'ın bu yapısı bir problem oluşturmaktadır ve bu durum, sözlü kültür -yazılı kültür veya yazı -dili - konuşma dili çerçevesinde ele alınmasını gerekli kılmaktadır. Bilindiği gibi Kur'an 23 yıllık bir zaman diliminde yeryüzünün belli bir bölgesinde yaşayan okuma yazma oranının az olduğu bir topluma inmiştir. Bu toplumda Egemen olan kültür sözlü kültür idi. Bu nedenle Kur'an'ın böyle bir kültür ilçesinde Nazil olması aşağıda açıklanacak üzere Onun dilini ve uslubunu etkilemiş, söylem biçimine yön vermiştir. Zira amacına ulaşmak için muhatap aldığı Arap toplumu ile sağlıklı bir iletişime girmesi de bunu zaten gerekli kılmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder