EYYÜB SULTAN HURAFESİ ( 1.YAZI)
Emevilerin Miladi 669 yılındaki Kostantinopolis kuşatmasına
katılan ve bu sırada hastalanarak ölen Ebu Eyyüb el_Ensari'nin vasiyeti uyarınca İslam ordusunun ulaşabildiği
en ileri noktada defnedildiği ve sahabilerden bir kaçının mezarınında yine o civarda olduğu kabul edilir.
Emevi ordusu çekildikten sonra Bizanslıların kabrin korunmasına özen gösterdikleri,
Üzerine dört sutunla taşınan bir kubbe yaptıkları ve geceleri burada kandil yaktıkları rivayetler arasındadır.
Ancak İstanbul'un gelecekteki fethinde Ebu Eyyüb el Ensari'nin yol gösterici bir rol oynayacağına dair rivayetler hep yaşayagelmişti.
İşte bu zeminde 1453'te kuşatma sürerken 2. Mehmed'in hocası Akşemseddin'in Keramet göstererek
Ebu Eyyüb El Ensari'nin mezarını keşfettiği ilan edilmiş bunu fethin gerçekleşeceği yolunda önemli bir işaret sayan askerlerinde morali yükselmişti.
Kabrin yeri olarak Akşemseddin'in gösterdiği noktada hemen bir türbe yapılmış,
Fetih'ten kısa süre sonra da
Eyyüb Sultan diye bilinecek olan cami ile medrese inşa edilerek bu yörenin manevi yapısının temelleri atılmıştı.
(Türkiye Diyanet vakfı İslam Ans, C, 12, Sayfa 2)
Bu uydurma hikayeden daha mantıklı bir şey aklınıza gelmedi mi?
Yani Müslümanlar bu kadar cahil ve ahmak mıdır?
İnsanların akıllarıyla alay etmekten utanmıyor musunuz?
Bu ümmeti bu derece aldatmanın sorumluluğundan korkmuyormusunuz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder