HADİSLER NEDEN DİNİN KAYNAĞI OLAMAZLAR (4. YAZI ) Aslında Şia'nın uydurma ve hurafelerini bilmeyen Ehli sünnette bulunan hurafe ve yalanların boyutunu idrak edemez. Hadislerin büyük bölümü Şia ve Ehli sünnet arasında yapılan uydurma yarışına dayanmaktadır. Şia ve ehli sünnette uydurmalar o derece hayata hakim olmuşlar ki, artık Ne Şia'nın ne de Ehli sünnetin Kuran'a dönme ve onu sahiplenme istek ve kabiliyetleri kalmamıştır.Şia ve Ehli sünnet hadis ve rivayet dini bir Madalyonun iki tarafı gibidir. Birbirlerini doğurmuş, birbirlerinin hurafe ve yalanlarından beslenmişlerdir. Şia ve Ehli sünnet dininin kaynağı uydurma hadis ve rivayetlerdir. Özellikle ehli sünnetin uygulaması olan Emeviler'in din anlayışı, Osmanlı saltanatının işine yaramış kayıtsız şartsız O'nun yalanlarını katlayarak kabul etmiştir.Şia ve Ehli sünnet kutsallarından vazgeçemez. Dolayısıyla asla Kur'ana ulaşamaz ve onu bulamazlar. Ehli sünnet ve şia Kur'an'ı esas alan, ilme göre hareket eden, aklını kullanan hakikat alıcılarına asla fırsat vermeyeceklerdir. Dolayısıyla yaşanılan Din Allah'ın, Resulullahın ve Kur'an'ın dini değil mezheplerin, Emeviler'in,Muaviye'nin, Yezid'in ve Mecusi geleneğine bağlı Şianın dinidir. Şia ve ehli sünnetin hurafeleri ve din anlayışları yüzünden Tevhid dini olan İslam'ın Diğer batıl ve şirk dinlerden hiçbir farkı kalmamıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder