NEBİ İLE RESUL'UN ARASINDAKİ FARK NEDİR? ( 5. YAZI ) Arkadaşlar Allah'ın Resulüne atılan iftiralara karşı gelmek, onun dilinden Uydurulan rivayetleri reddetmek, elçilik makam ve mertebesini muhafaza etmek aynı zamanda bütün elçilerin misyonlarını onurlandırmak anlamına gelir. Elçiler arasında ayrım yapmak Allah'ın kitabına aykırıdır.Aynı zamanda Elçilik ve vahiy arasında ayırım yapmak da Kuran'a aykırıdır. Vahiy ile Elçi birbirinden ayrılmaz bütündür. Yani Elçiyi yalanlama vahyi yalanlama Dolayısıyla Allah'ı ve bütün elçileri yalanlamadır. Allah ( cc) Kuran'da şöyle buyurur "Allah'ı ve elçilerini inkâr edenler( ve inanma hususunda) Allah ile elçilerini birbirinden ayırmak isteyip" bir kısmına iman ederiz Ama bir kısmına inanmayız" diyenler ve bunlar (iman ile küfür )arasında bir yol tutmak isteyenler yok mu? İşte gerçekten kafirler bunlardır. Ve biz kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır "(Nisa 150 151) Arkadaşlar! Ayetlerin ışığı altında Elimizden geldiği kadar Allah Resulü'nün ve bütün elçilerin hayatlarını Kur'an'dan öğrenip, hurafecilerin ellerinden ve dillerinden elçinin onur ve şereflerini her türlü lekeden uzak tutmamız dine en büyük hizmet olacaktır. Elçin'in hanımına iftira büyük bir Vebal ve Azab olunca( Nur suresinin ikinci sayfasındada geçtiği gibi) Allah resulüne direk iftiranın büyüklüğünü bir düşünün. Elçiye iftira, Allah'a, dine, bütün elçilere, tüm Mukaddes değerlere iftira anlamı taşır.Bu yüzden Allah Elçilerin onur ve şereflerini koruma altına almıştır. Fakat Allah Resulüne yapılan iftiralara ve iftiracılara karşı gelirken hakaret etmeden, ayetlerle, ilimle, hikmetle akıl ve güzel ahlakla ve en güzel bir üslupla mücadele etmek zorundayız. Çünkü biz suyu gözesinden içiyor değiliz. Bir düşünürün dediği gibi" Yalnız yaşayanlardan değil, ölülerden de çekeceğimiz var" Yani tarihten bize kötü bir miras devredilmiştir. Kur'an sistemi darmadağın edilmiş, bağlam ve bütünlük dağıtılmış, sistem yıkılmış bir de yıkılan sistemin üzerine 1400 yıllık bir enkaz boca edilmiştir.Her türlü yalan ve uydurma rivayetlerle sistem tanınmaz hale sokulmuştur. Bu enkaz sahiplerinin torunları da enkazın başında sapık,vahhabi, mezhepsiz, Peygamber düşmanı söylemleriyle nöbet tutuyor vaziyette, hiç kimseyi yıkıntıya yaklaştırma niyetinde gözükmüyorlar. Dolayısıyla elçilik makam ve mertebesini hurafelerden temize çıkarmak dine, güzel ahlaka, vahye, ilme, akla ve bütün insanlara en büyük bir sevap olarak ümmete geri dönecektir. Bundan dolayı Elçi ve nebi arasındaki sistemi bilmek Hayati bir önem olarak karşımıza çıkıyor. Eğer biz "peygamber" kelimesi yerine, Resül ve Nebi ibarelerini kullanırsak var olan sorunların birçoğu çözüme kavuşacaktır. Nebi'nin şahsiyeti, aile hayatı, onur ve şerefi koruma altındadır, dokunulmazdır. Sözlerine gelince bağlayıcı değildir. Resul ise, sadece Allah'tan geleni tebliğ eder bundan ötürü söz olarak bizi sadece Resul'ün dilinden hayata aktarılan, Resulün dilinde hayat bulan vahiy, Yani Allah'ın kitabı bağlamaktadır. Allah insanlarla bağlantıyı Resul ile kurar, Nebi ile değil, Nübüvvet makamı özel hayat ile alakalıdır. Ancak Nebi, yaşantısı ve dini hayat açısından en büyük örnek olduğu için Nebi'nin Allah'a karşı yaptığı hatalar Allah tarafından düzeltilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder