7 Ağustos 2021 Cumartesi

NEBİ TARİHSELLİĞİ, RESUL EVRENSELLİĞİ TEMSİL EDER (5.YAZI) Kur'an'a baktığımızda "Resûl" kavramının kullanıldığı yerlerde evrensel bir dâvetin olduğunu ve geniş bir misyonun bulunduğunu görüyoruz."Nebi" kavramının kullanıldığı yerlerde Medine'nin dar alanı, Nebi'nin ve çağdaşı olan müminler, Yahudi ve Hristiyanların dini ve özel hayatları varsa, "Resul" kelimesinin kullanıldığı yerlerde ise, bir genişlik, evrensellik, tüm insanlık ve bütün bir dünya mevcuttur.Bunun en büyük sebebi Nübüvvet makamının Medine'de son bulduğu ve orada kaldığı ile ilgilidir. Yani artık Nebi'nin hanımlarıyla evlenilmesinden, evlerine girilmesinden, sesinin işitilmesinden ve rahatsız edilmesinden söz edilemez. Fakat risâlet iki anlamda ve makamda kiyamet gününe kadar devam etmektedir.1-) Kitap Resul: Kıyamet gününe kadar kendisine itaat ve ittiba edenleri, ona bağlı olanları ve ona hicret edenleri aydınlatmaya devam edecektir. İşte bundan dolayı "Resul" bağlamında kullanılan birçok evrensel kavram ve geniş görevler "Nebi" bağlamında değil, "Resul" bağlamında kullanılmıştır.2-) Kimlikleri belli olmadan sadece Kur'an okuyan ve yalnız vahye davet eden isimsiz Resuller: (Zümer-71; Âraf-35; Nisa 165) Mesela Bakara 89. âyetin ilk cümlesi ile 101 âyetin ilk cümlesi aynı olmakla beraber sadece üçüncü kelime değişmiştir. 89. âyetin üçüncü kelimesi "kitabün" "kitap" iken, 101. âyetin üçüncü kelimesi "resulün" "Resul" olarak yer almaktadır. Kur'an'da var olan bu kurulu sistem, "vahiy" yani "kitab" ile "Resul'ün" aynı misyona sahip olduklarını göstermektedir.Kitap yani vahiy ile Resul evrensel bir konuma ve misyona sahiptirler. Dolayısıyla onları anlatan kavramlarda evrenseldir. Aslında bazı şeyleri birbirine karıştırmamak gerekir. Biz "Nebi" kavramının geçtiği âyetlerin tarihsel olduğunu söylediğimizde hiçbir zaman onların gereksiz olduklarını iddia etmiyoruz. Sadece onların üzerine din ve hüküm inşa etmenin mümkün olmadığını, onlardan ders ve ibret alınacağını söylüyoruz. Zaten Kur'an'da var olan kıssalardan yaşadığımız hayata dair din ve hüküm çıkarmak mümkün değildir. Yani Kur'an'da çok geniş olarak anlatılan bu kıssaların en büyük sebebi, Mekke'de binbir zorluk içinde görev yapan Allah Resulü'ne ve iman edenlere sabır tavsiye etme ve güven vermeye yönelik moral verme ve motivasyon sağlamaya yönelik olarak inmişlerdir."Andolsun onların (geçmiş Nebi'lerin ve ümmetlerinin) kıssalarında akıl sahipleri için pek çok ibretler vardır. Bu Kur'an uydurabilecek bir hadis değildir. Fakat o, kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi açıklayan bir kitaptır iman eden bir toplum için rahmet ve hidayettir" ( Yusuf- 111) Dolayısıyla Kur'an, Yusuf (a.s) rüyası, çocukluğu, gençliği, kuyuya atılması, oradan çıkarılması, para karşılığında satılması, İsa (a.s) ın bebeklik hali, beşikte konuşması, Musa( a.s) çocukluğu, annesi dışında kalan kadınlardan süt emmemesi, ücretle çalıştırılması gibi yüzlerce olayı ders ve ibret verme amacına yönelik olarak anlatmıştır. Yani şunu demek istiyorum. "Bütün bu anlatılanlar (Hâşâ) gereksizdir, Allah bunları boşuna anlatmış, artık bugün onlardan ders alınmaz bu kasaların bir faydası yoktur" olarak anlaşılmaması gerekiyor.Yüce Allah Kur'an'da bir şey anlatmışsa kiyamet gününe kadar kadar ondan ders ve ibret çıkarmak mümkündür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder