6 Ağustos 2021 Cuma

NEBİ TARİHSELLİĞİ, RESUL EVRENSELLİĞİ TEMSİL EDER (4.YAZI) Aslında Muhammed (a.s) Nübüvvet'e bağlı bir Resul'dür. Yani Nübüvvet makam ve mertebesine, Risalet misyonuna sahip bulunuyordu. Fakat âyetlerde "Nebi" ve "Resül" kavramlarının kullanılmasının mutlaka bir çok neden ve hikmeti vardır.Zira yüce Allah hiçbir zaman abes bir şey yapmaz. Kur'an'da "Nebi" kavramını kullanmakla yüce Allah, son Nebi'nin yaşamış olduğu tarihi ve insanları da muhatap almıştır.Nebi'nin yaşamış olduğu Medine coğrafyasıyla kıyamet gününe kadar gelecek insanların kültür ve gelenekleri hiç şüphesiz ki birbirinden farklı olacaktır. Yani şimdi Medine halkının yaşamış olduğu ekonomik, sosyal, psikolojik, aile, gelenek ve kültürleri, kıyamet gününe kadar gelecek insanların kültür ve geleneklerinden birçok yönden ayrılmaktadır. İşte yüce Allah, az bir zaman dilimi ve az bir nüfusa sahip olduğu halde Medine ve çevresinde yaşayan Nebi'nin özel ve sosyal hayatını, Allah'a karşı olan hatalarını, ailesi ile olan ilişkilerini ve müminlerin sorunlarını anarak onları da muhatap almıştır.Kur'an'a baktığımızda âyetlerde Nebi"ye ayrılan yer ile Resul'e ayrılan yer arasında büyük bir açının olduğunu görüyoruz. Yani genellikle Resül ve mesaj ön planda tutulmuştur.Kur'an, mübarek bir kitap olduğu için bereketi gereği, hem Nebi (a.s) döneminde yaşayan insanların inanç ve sorunlarını ele almış, hemde Resul kavramını kullanarak kıyamet gününe kadar gelecek insanların inanç, ibadet ve ahlaki sorunlarını kayıt altına almıştır. Yani Kuran, hem din, hem güzel ahlak, hem hidayet, hem merhamet, hem öğüt olarak kıyamet gününe kadar gelecek tüm insanlara yeterli bir kitaptır.Dolayısıyla Nebi (a.s) ın Medine'sinde yaşanan bazı mahalli ve özel sorunlara parmak basması Kur'an'ın özelliğinden ve bereketinden hiçbir şey kaybettirmez. Yani Kur'an, kadim tarihte yaşayan bir çok Nebi ve kavimden söz ederken, Nebi (a.s) ın yaşamış olduğu zaman ve zemini ihmal etmesini bekleyemeyiz. Veya Nebi (a.s) ın yaşamış olduğu çevrenin yerel sorunları ile kıyamet gününe kadar gelecek olan insanların sorunlarını aynı derecede değerlendirebilir miyiz? Halbuki Kur'an, "Allah'a davet, taat, isyan, hidayet, rahmet, aydınlık, sırat-ı müstakim, helal ve haram kılma, istihza, iman, küfür, hak, mübin, tebliğ, kitabı tilavet, ittiba, kerim, aziz, hakem olma, tebyin, karanlıklardan aydınlığa çıkarma, üsve-i hasene" gibi birçok kavramı "Resul" bağlamında kullanmıştır. Evrensel kavramlardan sadece iman kavramı iki âyette Nebi bağlamında kullanılmıştır.(Bakara-177; Mâide- 81)Bunun sebebi de Medine'de yaşayan Yahudiler bağlamında geçtiğinden dolayıdır.Yani Nebi kavramı Medine ve çevresinde cerayan eden hadise ve kişiler bağlamında kullanılmıştır.Bu konuda şu ayet önemlidir.İnsanların İbrahim'e en yakın olanı, ona tâbi olanlar, şu Nebi ve iman edenlerdir. Allah mü'minlerin dostudur"(Âli İmran-68)Halbuki Nebi (a.s) aynı zamanda Resül misyınuna sahiptir.Yani hem Nebi hemde Resüldür.Fakat ayetin hitap bağlamı Medine'de yaşayan Yahudiler olduğu için Resül değil, Nebi kavramı kullanılmıştır.Evrensel kavramların Resül bağlamında kullanılmasının sebebi, Medine'de yaşayan son Nebi'den sonra onu "kitap Resul'ün" yani Kur'an'ın temsil etmesidir.Yani Nebi Medine'de vefat etmiştir, Nübüvvet kurumu Medine'de kapanmış ve kapısına kilit vurulmuştur. Fakat Resul'den kalan tek mesaj kıyamet gününe kadar aydınlık saçmaya ve hidayet vermeye devam edecektir.Yüce Allah, bu önemli noktaları ve ayrımı akıl ve tefekkür sahipleri için "Nebi" ile "Resul" kavramlarının içine yerleştirmek suretiyle, vahyin hikmet ve sistemini apaçık olarak ortaya koymuştur. Yani Nebi (a.s) bağlamında kullanan âyetlerin tarihsel olması Kur'an için bir daralma ve eksiklik meydana getirmez.Mesele şu ayetlere bir bakalım."Ey Nebi! Eşlerine şöyle söyle: Eğer dünya dirliğini ve süsünü ( refahını) istiyorsanız, gelin size boşanma bedellerinizi vereyim de, sizi güzellikle salıvereyim. Eğer Allah'ı, Resul'ünü ve ahiret yurdunu diliyorsanız, bilin ki Allah, içinizden güzel davrananlar için büyük bir mükafat hazırlamıştır. Ey Nebi'nin hanımları! Sizden kim açık bir hayasızlık yaparsa, onun azabı iki katına çıkartılır. Bu, Allah'a göre kolaydır. Sizden kim, Allah'a ve Resulüne itaat eder ve yararlı iş yaparsa ona mükafatını iki kat veririz. Ve ona bol rızık hazırlamışlardır. Ey Nebi'nin hanımlar! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer Allah'tan korkuyorsanız, çekici bir eda ile konuşmayın; sonra kalbinde hastalık bulunan kimse ümide kapılır. Güzel söz söyleyin. Evlerinizde oturun, eski cahiliye adetinde olduğu gibi açılıp saçılmayın. Salat'ı ikame edin, zekatı verin, Allah'a ve Resulüne itaat edin. Ey Ehli Beyt! Allah sizden, sadece günah gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor. Evlerinizde okunan Allah'ın ayetlerini ve hikmet hatırlayın. Şüphesiz Allah, her şeyin hiç yüzünü bilendir ve her şeyden haberi olandır"(Ahzab-28,29,30,31,32,33 34) Yani az bir zaman dilimi olsa dahi Kur'an'ın, Nebi (a.s) ın hatalarını aile hayatını ve Medine'de yaşanan sorunları görmezlikten gelmesini bekleyemeyiz. Aslında görevinin başında, evinde ve özel hayatında olan diplomat aynı kişi olmakla birlikte konumu ve misyonu farklıdır. İş başında, mesai saatlerinde resmi olan bir diplomatın görev ve sorumluluğu ile evinde ve özel hayatında olan diplomatın görev ve sorumluluğu birbirinden farklı özellikler taşır. Hatta görev başında olan bir memura yapılacak hakaret ve saygısızlık ile mesai dışında ve özel hayatındaki bir memura yapılacak hakaret ve saygısızlığın kanundaki karşılığı bir değildir. Dolayısıyla görev başında devleti temsil eden bir memurun gayri meşru hareket yapması ve görevini kötüye kullanması da kabul edilmez bir suçtur. Fakat sivil hayatta yapmış olduğu olumsuz hareketler kanun karşısında o derece büyük bir ihanet olarak görülmez. Hangi yönden bakarsak bakalım Nebi ile Resul'ün arasında birçok farklar olduğu bir gerçektir. Yani yüce Allah'ın, kadim Resüllerin ve Nebilerin hayat mücadelelerini geniş şekilde anlatmasının sebebi insanlara ders vermek içindir. Nebiler hakkında insanların meraklarını gidermek içindir. Dolayısıyla Nebi (a.s) Medine'de yaşadığı yerel ve bölgesel hayatın Kur'an'da yer almaması olacak bir şey değildir. İnsanlar sadece Resul'ün Risalet misyonuna ait bilgilerle yetinmek istemezler. Nebi'nin resmi olmayan özel hayatını da merak ederler. Dolayısıyla yüce Allah hem Resullerin tebliğ ve tevhid mücadelesini hem de özel, beşeri zaaf ve hatalarını ele almıştır. Mesela: Kur'an'da, Musa (a.s) doğumu, emzirilmesi, Firavun tarafından yetiştirilmesi, İsa (a.s) doğumu ve çocukluğu, Yusuf (a.s) kuyuya atılması, satın alınıp Mısır'a götürülmesi gibi Risalet görevi ile ilgili olmayan bir çok hadise nakledilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder