12 Ağustos 2021 Perşembe

ALLAH SİYASAL ANLAMDA HAKİMİYET İSTEMİYORKur'an'ın bağlam ve bütünlüğüne baktığımızda, Yüce Allah'ın siyasal anlamda değil, ahlaki ve tevhidi anlamda bir hakimiyet istediğini görüyoruz.Yani Kur'an'da var olan "inil hükmü illé lilléh" "hüküm sadece Allah'ındır" (Yusuf-40) ile "ve kâtiluhum hatté lé tekûne fitnetun ve yuküneddinu küllühü lilléhi" "din tamamen Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın" (Enfal-39) gibi âyetler, Allah'a karşı gelen ona iman etmeyen dinsizler bağlamında değil, Kur'an'ı dinde tek kaynak kabul etmeyen müşrikler hakkında inmişlerdir. Mekke ve Medine'de Allah'a karşı gelen dinsizler yoktu.Tam aksine Allah'a iman eden ve uydurma dinlerine son derece bağlı olan Yahudi, Hristiyan ve Mekke müşrikleri vardı. Dolayısıyla Kur'an'ın 23 yıllık hayatında hedef alınanlar, dinsizler ve imansızlar değil, dinlerinden taviz vermeyen müşrikler vardı. Yüce Allah siyasal (yönetim- idareyi ele geçirme) anlamında değil, ahlaki ve tevhidi anlamda bir hakimiyet istiyor.Yani din ve hüküm (sosyal hayat -ahlak -ibadet) olarak indirdiği vahiy'den başka kaynak olmayacaktır. Dolayısıyla Kur'an'ın hedefinde Yahudilik, Hıristiyanlık, Şiilik ve Sünnilik vardır. Kur'an'a göre esas kafir, zalim, müşrik ve fâsık bunlardır.Yahudi, Hristiyan, Şii ve Sünnilerin Allah'ın hakimiyeti!!! adına savaşmaları cehalet ve yalandan ibarettir.Esasında Kur'an'ın savaşı bunların din ve imanlarına karşıdır. (En'am-153, 155, 159; Âraf; 3, Rum-30,31,32)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder