ŞİA'NIN İTİKADİ DURUMU ( 5. YAZI )
Şia ve Ehli sünnet mezhebine göre Mehdi Hicri 255 yılında doğmuş ve 329 yılında "gaybeti Kübra" olayı olmuştur.
Yani Ehli sünnet ve Şia'ya göre İmam ortadan kaybolmuştur.
Günümüzde hala Şiiler ve ehl-i Sünnet onun dönüşünü ve dünyayı adaletle dolduracağını beklemektedir.
Şia'ya göre, sona eren sadece teşri(yasama ) Nübüvvetidir.
İmamiye- isnaaşeriyye Şia'sına göre hem peygamberler hem de 12 İmam masumdur. Onlar velayeti, Allah'ın eşit olarak hem peygamberlere hem de imamlara verdiği özel "ilahi bir yetki" olarak kabul ederler.
Zira en önemli İmam kabul ettikleri Caferi Sadık'tan naklittiklerine göre peygamberler ile imamın- Veli'nin tek farkı, peygamber dörtten fazla kadınla evlenebiliyorken imamın (Veli'nin) böyle bir ayrıcalığının olmamasıdır.
Bunun dışında bir farkı yoktur.
Veli- İmam Aynen peygamber gibidir.
İmam peygamber adına tebliğ yapar, konuşur ve onun öğretilerini ifade eder.
Ancak kendi adına da bunu yapar.
Bu sebeple bütün Şia ulemasına göre dini hükümler kesin olarak masum imamlardan başkasından alınamaz.
Onlara göre, Ehli sünnet alimlerinin yaptığı, ravilerden ve müctehitlerden dini hükümler alma işi ise "dinde doğru olan yoldan uzaklaşmadır, yani sapıklıktır.
Bu sebeple Şia'ya göre İmamet İslamın şartlarından birisi, hatta en önemlisi olup diğer şartlar hep buna bağlıdır.
Velayet yani İmamet (12 imam) ve nübüvveti birbirine yakın hatta aynı derecede görürler. Onlara göre imamın Nübüvveti sona ermemiştir, devam etmektedir.
On ikinci (kayıp) imamın dönüşüne kadar da bitmeyecektir.
Hz Muhammed (Aleyhisselam) ile sona eren şey ise "Risalettir " tam olarak söylemek gerekirse, sona eren sadece farzları ve hükümleri açıklama işi yapan "Teşri -yasama" Nübüvvetidir.
İlahi kelamı alma anlamında Nübüvvet ise imamların şahsında devam etmektedir.
( Kur'an'a giriş Muhammed Abid el cabiri sayfa. 191- mana Yayınları- Eylül 2010)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder