9 Eylül 2021 Perşembe
TAKLİTÇİLİK (2.YAZI)Şuurlu bir Mümin Kur'an'da bir hükmü bulamıyorsa o hükümden sorumlu olmadığını bilir.Kur'an'ı bilmeyen bir mümin, hükmünü bilmek ve anlamak istediği meseleyi, Kur'an ehli olan muvahhidlerden sorar ve delillerine bakarak aldığı cevaba göre amel edebilir.Devamlı olarak belli bir mezhebe ve belirli bir âlime!! bağlı olarak yaşamak İslam dininin çok çirkin gördüğü bir ahlaktır.İşte bu baş belası ahlak, taklit hastalığını, kahrolası statik düşünceyi meydana getirecektir.Belli bir mezhebi taklit etme ve o mezhebe bağlı kalarak yaşama, maddi-manevi ölümün en beter olanıdır.Halbuki iman edenler, hiç kimseye ve hiçbir mezhebe bağlı olmadan her zaman ve zeminde tefekkür ve sorgulama ekseninde, Kur'an, ilim ve hikmet rehberliğinde doğrunun avcılığını yapmış olsalardı, katliam ve ihtilaf, kaos ve anarşi, zulüm ve vahşet cehennemi yerine, hidayet, rahmet ve saadet cennetlerini oluşturabilirlerdi.Ehl-i Sünnet ve Şia dünyası için en büyük bela ve korkunç tehlike mezhep taklitçiliği ve geleneksel din anlayışıdır.Kur'an'ın öngördüğü dünya ve dini düşünce şu şekilde hayat bulması gerekirdi.İman edenler dini problemlerini ölmüşlere değil, her zaman ve zeminde, hayatta olan akıl ve vicdan sahibi Kur'an âlimlerine sorarlar ve aldıkları cevaba göre amel etmeleri gerekirdi. ÖLÜMSÜZ DAVET ŞUDUR:"Ey iman edenler! Hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Resulü'ne uyun,,"(Enfal- 24)İman edenler belli bir mezhebe ve belli bir âlime bağlanmaları tefrika ve bölünmüşlüğü, kıskançlık ve hasedi, ilimsizlik ve cehaleti, fikirsizlik ve taklitçiliği doğuracaktır.Mezhep taklitçiliği, insanları dinlerini öğrenmekten ve ve araştırma yapmaktan alıkoyan en önemli etkendir.Gerçek âlimler de, mezhep hükümlerine, imamların içtihatlarına göre değil, Kur'an'ın bağlam ve bütünlüğünü araştırarak, Allah'ın apaçık kitabına sadık kalarak cevap vermeleri gerekir.Kur'an'dan kopuk olan mezhepler, maddi ve manevi, dini ve dünyevi insanların hanif fıtratını bozan öldürücü bir hastalık ve yıkım yolları olmuşlardır.Nesillerimize hayat boyunca yol gösterecek tek kaynak, içinde hiç bir çürüğü ve bozuğu olmayanAllah'ın kitabı olmalıdır.Küçüklüğünden itibaren bir çocuğa takip edeceği doğru yolu gösterirseniz, bu yolu takip etmekten vazgeçmeyecektir.Dolayısıyla mezhepleri gözünüzde büyütmeyin, mezhepler, Kur'an, ilim, hikmet, akıl, tefekkür ve sorgulama nimetinden uzak kalmış karanlık kurumlardır. Ataların taklit dinini reddeden âyetler: "Onlara (müşriklere): Allah'ın indirdiğine uyun, denildiği zaman onlar," Hayır!Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız"derler. "Ya ataları bir şey anlamamış hidayet yolunu da bulamamış idiyseler?"(Hidayet çağrısına kulak vermeyen) kafirlerin durumu, sadece çobanın bağırıp çağırmasını işiten hayvanların durumuna benzer""Çünkü onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir.Bu sebeple düşünmezler"(Bakara-170, 171)"Şüphesiz Allah katında canlıların en kötüsü, düşünmeyen sağırlar ve dilsizlerdir" (Enfal-22)"Onlara (Allah'ın indirdiğine Uyun) dendiğinde: Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız, derler."Ya Şeytan onları,(din atalarını ve kendilerini) alevli ateşin azabına çağırıyor idiyse!(Lokman- 21)"Senden önce de hangi memlekete uyarıcı göndermişsek mutlaka oranın varlıklıları: Babalarımızı bir din üzerinde bulduk biz de onların izlerine uyarız, derlerdi""(Elçileri) Ben size babalarınızı üzerinde bulduğunuz dinden daha doğrusunu getirmişsem ( Yine mi bana uymazsınız?) deyince, dediler ki:Doğrusu biz sizinle gönderilen şeyi(Tevhid'i) inkar ediyoruz""Biz de onlardan İntikam aldık. Bak, yalanlayanların sonu nasıl oldu? "Bir zaman İbrahim, babasına ve kavmine demişti ki: Ben sizin kulluk ettiklerinizden uzağım ""Ben yalnız beni yaratana taparım. Çünkü O, beni doğru yola iletecektir"" Bu sözü, ardından gelecek(Muvahhidlere) devamlı olarak kalacak bir miras olarak bıraktı ki, insanlar (onun Tevhid dinine) dönsünler"(Zuhruf- 23/28)"Onlara, "Allah'ın indirdiğine ve Resül'e gelin" denildiği vakit,"Atalarımızı üzerinde bulduğumuz yol bize yeter" derler.Ataları hiçbir şey bilmiyor ve doğru yol üzerinde bulunmuyor iseler de mi?(Mâide-104)"İnsanlardan bazıları Allah'tan başkasını Allah'a denk ilahlar edinir de onları Allah'ı sever gibi severler. "İman edenlerin Allah'a olan sevgileri ise onlarınkinden çok daha fazladır.Keşke zalimler azabı gördükleri zaman anlayacakları gibi bütün kuvvetin Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın azabının çok şiddetli olduğunu önceden anlayabilselerdi""İşte o zaman görecekler ki kendilerine uyulup arkalarından gidilenler, uyanlardan hızla uzaklaşırlar ve o anda her iki taraf da azabı görmüş, nihayet aralarındaki bağlar kopup parçalanmıştır"(Kötülere) uyanlar şöyle derler: Ah keşke, bir daha dünyaya geri gitmemiz mümkün olsaydı da, şimdi onların bizden uzaklaştıkları gibi bizde onlardan uzaklaşsaydık! Böylece Allah onlara, işlerine pişmanlık ve üzüntü kaynağı olarak gösterir ve onlar artık ateşten çıkamazlar"(Bakara-165, 166,167)"Şu Muhakkak ki Allah kâfirleri rahmetinden kovmuş( onlara lanet etmiş) ve onlara çılgın bir azap hazırlamıştır""Onlar orada ebedi olarak kalacaklardır. Kendilerini koruyacak ne bir dost ne de bir yardımcı bulamayacaklardır" Yüzleri ateşte evrilip çevrildiği gün: Eyvah bize keşke Allah'a itaat etseydik, Resül'e (Kur'an) itaat etseydik! derler""Ey Rabbimiz! Biz reislerimize ve büyüklerimize uyduk da onlar bizi yoldan saptırdılar, derler. Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver ve onları büyük bir lanetle rahmetinden uzaklaştırır"(Ahzab, 64/68)"Cehennem de azgınlara apaçık gösterilir. Onlara: Allah ile beraber taptıklarınız hani nerede? Size yardım edebiliyorlar mı veya kendilerine olsun yardımları dokunuyor mu? denilir" "Artık onlar, o azgınlar ve İblis orduları toptan oraya tepetaklak cehenneme atılırlar. Orada birbirleriyle çekişerek şöyle derler: Vallahi, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz""Çünkü biz sizi alemlerin rabbi ile eşit tutuyorduk""Bizi ancak o günahkarlar saptırdı""Şimdi artık bizim ne bir şefaatçilerimiz var, ne de yakın bir dostunuz""Ah keşke bizim için dünyaya bir dönüş olsa da, müminlerden (Muvahhidlerden) olsak""Bunda elbet alınacak büyük bir ders vardır, ama çokları iman etmezler"" Şüphesiz Rabbin, İşte O, mutlak galip ve Engin Merhamet sahibidir"(Şuara, 91/104)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder