26 Eylül 2021 Pazar

GAYRİ MÜSLİMLER CENNETE GİRER Mİ?Aslında bütün dinlerin birbirlerinden farkları yoktur.Ne Emevi Abbasi uydurmalarından gelen rivayetler dininin, ne Şiiliğin, ne Yahudiliğin ne Hıristiyanlığın ne  Budizm'in ne de herhangi bir dinin Allah katında diğerinden bir ayrıcalığı yoktur.Dinleri birbirinden ayıran tek şey tevhid ilkesidir.Dinleri birbirine eşitleyen tek şey de şirktir.Adı ne olursa olsun bir dinde tevhid yani İslam yani ihlas yani dini Allah'a özel kılma yoksa, o din kesin olarak şirktir. Hatta orijinalliğini kaybeden ilâhi din uydurma beşeri bir dinden daha tehlikeli bir dindir Bozulan çok temiz bir içeceğin daha zehirli olması gibi.Dolayısıyla hangi din ve inanç indiği gibi orijinal kalmış yani tevhid ilkesine göre hayatiyetini devam ettirebiliyorsa o din Allah katında makbul ve geçerli bir dindir.İşte size âyeti kerimeler:"(EHLİ KİTAP:) Yahudiler ve  Hristiyanlar hariç hiç kimse cennete giremeyecek, dediler.Bu onların boş kuruntusudur. Sen de onlara: Eğer gerçekten doğru söylüyorsanız delilinizi getirin de. Bilakis kim Muhsin (güzel ahlak sahibi) olarak yüzünü Allah'a döndürürse onun mükâfatı Rabbi katındadır.Öyleleri için ne  bir korku vardır, ne de üzüntü çekerler"( Bakara-111, 112)  "Allah indinde hak din islamdır"( Ali İmran-19) Bu âyetin mealini şu şekilde çevirdiğimiz zaman daha anlaşılır hale gelecektir."Allah nezdinde (hak) din (tevhid dini olan) İslam'dır"Kuran'da  "İslam" kelimesi  ve türevlerinin büyük çoğunluğu "tevhid akidesi yani din ve hüküm olarak sadece vahye teslim olma" anlamına gelmektedir.Bu konuda bir kaç örnek verecek olursak mesele daha iyi   anlaşılacaktır."Kim,  İslam'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir inanç) asla kabul edilmeyecek ve o  ahirette ziyan edenlerden  olacaktır"( Âli İmran- 85)Âyetin tam olarak meali şöyledir."Kim (tevhid) dini olan İslam'dan başka bir din ararsa..."" O gün, ne mal fayda verir nede evlat.Ancak Allah'a kalbi selim (temiz bir kalp) ile gelenler (o günde) fayda bulur"( Şuara- 88-89) Eğer "kalbi selim'e" Her türlü şirkten arınmış tertemiz  bir kalp vermeyecek olursak Kur'an'a uygun başka hiçbir mâna veremeyiz, ve bu konuda işimiz zorlaşacaktır."Ey iman edenler! Hep birden barış'a girin.Sakın şeytanın peşinden gitmeyin, çünkü o apaçık düşmanınızdır"( Bakara-208)"Bu âyette geçen "silm"  kelimesi "tevhid akidesi " anlamında kullanılmıştır."Ey iman edenler! Hep birden Tevhid akidesine sahip olun, muvahhid olun" demek istenmiştir. "İbrahim'in (tevhid) dininden kendini bilmez ahmaklardan başka kim yüz çevirir?Andolsun ki, biz onu dünyada elçi seçtik, şüphesiz o  ahirette de iyilerdendir.Çünkü Rabbi ona: Müslüman ol, demiş, o da, alemlerin Rabbine boyun eğdim, demişti"( Bakara-130, 130) Bu ayetteki "eslim" kelimesi de "yalnız Allah'a teslim olmayı ve tevhid akidesini" emretmektedir.Hangi dine sahip olursa olsun tevhid akidesine bağlı olarak yaşayan herkes cennete gitmeye hak kazanır."Ey iman edenler! Allah'tan, ona yaraşır şekilde korkun ve ancak müslümanlar olarak can verin" (Âli İmran-102) ayeti, tam olarak bu  hakikatı ortaya  koymaktadır.Yüce Allah Kur'an'da şöyle buyuruyor."Ne sizin kuruntularınız ne de ehli kitabın kuruntuları(Allah katında) gerçektir, kim bir kötülük(şirk,zulüm, küfür, itikadi nifak) yaparsa onun cezasını görür ve kendisi için Allah'tan başka dost da, yardımcı da bulamaz"(Nisa-123)"Erkek olsun, kadın olsun, her kim de Mü'min olarak iyi işler yaparsa, işte onlar cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar"(Nisa-124)Bu ayette geçen "her kim mü'min olarak" tan kasıt "her kim muvahhid olarak" anlamına gelir.MESELA: "Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım"(Zâriyat, 56) âyetindeki "ibâdet" de Tevhid akidesini yaşama anlamında kullanılmıştır."Ben cinleri ve insanları, ancak beni birlesinler, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım"demektir.Çünkü bütün Allah Elçilerinin görevi Allah tarafından indirilen vahiy ile tevhid sistemini yerleştirmek olmuştur.(Ey Resül! ) Senden önce hiçbir Resul göndermedik ki ona: "Benden başka ilah yoktur, şu halde sadece bana kulluk edin " diye vahyetmiş olmayalım"( Enbiya-25)(Ey Resül! ) Senden önce gönderdiğimiz bütün Elçilerimize sor! Rahman'dan başka kulluk edilecek ilahlar (edinin diye) emretmiş miyiz?(Zuhruf-45)Şimdiye kadar anlattıklarımız genel anlamda hanif İslam akidesiyle ilgiliydi.Özel anlamda İslam'a gelecek olursak şunları söylemek mümkündür.Allah Resulü'nün risaletinden sonra gayri müslimler üç sınıfa ayrılır.1-) Allah Resulü'nün dâvetini duymamış, Kur'an'la uyarılmamış olanlar. Bu sınıf güzel ahlak sahibi iseler kesin olarak cennetliktirler."Biz hiçbir memleketi, öğüt vermek üzere gönderdiğimiz elçileri olmadan yok etmemişizdir. Biz zalim değiliz"(Şuarâ- 208, 209)"... Biz bir Resul göndermedikçe (kimseye) azap edecek değiliz"(İsra-15)(Yerine göre) MÜJDELEYİCİ ve SAKINDIRICI olarak ELÇİLER gönderdik ki insanların ELÇİLERDEN sonra Allah'a karşı bir bahaneleri olmasın! Allah İzzet ve hikmet sahibidir"(Nisa-165)  2-)  Allah Resulü'nün dâvetini, Kur'an'ı Mübin'i ve tevhid akidesini duymuş, Müslümanların içinde yaşamış olmakla beraber hiç bir zaman indirilmiş olan Kur'an'ı araştırma ve inceleme görevini yerine getirmemiş, merak etmemiş ve ona hakkıyla iman etmemiş olan din adamları yani ilim, hikmet, akıl ve tefekkür düşmanı olan fetva makamları, Emevi Abbasi Ehl-i Sünnet dininden kendini kurtaramayan cemaat liderleri, şirk bataklığında boğulan tarikat şeyhleri ve onlara fanatik bir şekilde iman edenler, onları dinleyenler, onları tasdik edenler, şirk sözlerini dinleyip de itiraz etmeyenler, şirk yolunu benimseyip bir inanç ve şuur neticesinde o yolda devam edenler cehenneme girerler.3-) Biz Müslümanlar Ebu Cehil'in ve Firavun'un isimlerini duyduğumuzda nefret ettiğimiz gibi, onlardaAllah Resulü'nden ve tanımadıkları İslam'dan öylece nefret eden ümmi gayri müslimlerBunlar Kur'an'ın, İslam ahlakının ve Allah Resulü'nün aleyhinde yapılan yanlış propagandalardan başka bir şey duymamışlar,Müslümanlar onlara kötü örnek olmuş, gerçek İslam'ı ve Allah Resulü'nü Kur'an'dan öğrenememiş, onlara İslam ve Kur'an yanlış tanıttırılmış, Allah Resulü'nü elinde kılıç sadece savaş yapan ve kafa kesen bir barbar olarak gösterilmiş, Kur'an'ı gerçek olarak temsil eden  Müslümanların içinde kalmamış  büyük çoğunluk.Eğer bunlar kendi dinlerinde Allah'a iman ile birlikte güzel bir ahlaka sahip olur, insan haklarına saygı gösterir, salih amellerde bulunur, canlı varlıklara yarayışlı bir hayat geçirirlerse bunlarda ilk grup gibi Allah'ın rahmet ve keremiyle cennete girerler.İşte Bakara-62.âyet bu gerçeği anlatıyor. Yani âyet din adamları ile değil, ümmi insanlarla ilgilidir. Çünkü Kur'an'ın hedefinde uydurma dinin adamları vardır.Kur'an'ın saldırısı hakkı gizleyen ve dini dini rant yapan dini adamları kisvesindeki zalimlerdir. "Ey iman edenler! (Biliniz ki),hahamlardan ve rahiplerden bir çoğu insanların mallarını batıl yollardan yerler ve insanları Allah'ın yolundan saptırırlar . Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda infak etmeyenler var ya, işte onlar için elem verici bir azabı müjdele"(Tevbe-34)Yukarıdaki âyetin "Ey iman edenler!"diye başlaması çok ilginçtir."Allah'ın indirdiği kitaptan bir şeyi gizleyip onu az bir değer ile değişenler yok mu, İşte onların yiyip de karınlarına doldurdukları ateşten başka bir şey değildir. Kıyamet günü Allah ne kendileriyle konuşur ve ne de onları temize çıkarır. Orada onlar için can yakıcı bir azap vardır""Onlar doğru yol karşılığında sapıklığı, mağfirete bedel olarak da azabı satın almış kimselerdir. Onlar ateşe karşı ne kadar dayanıklıdırlar""O azabın sebebi, Allah'ın, kitabı hak olarak indirmiş olmasıdır. Kitapta ayrılığa düşenler, elbette derin bir anlaşmazlığın içine düşmüşlerdir"(Bakara-174, 175, 176)"İndirdiğimiz açık delilleri ve hidayet yolunu kitapta onu insanlara apaçık göstermemizden sonra gizleyenler yok mu, İşte onlara hem Allah hem de bütün lanet ediciler lanet ederler""Ancak Tevbe edip durumlarını düzeltenler ve gerçeği açıkça ortaya koyanlar başkadır. Zira ben onların tevbelerini kabul ederim.BenTevbeyi çokça kabul eden ve çokça merhamet edenim""Âyetlerimizi inkar etmiş ve kafir olarak ölmüşlere gelince,işte Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onların üzerindedir""Onlar ebediyyen lanet içinde kalırlar. Artık ne azapları hafifletilir ne de onların yüzlerine bakılır""İlahınız bir tek Allah'tır, O'ndan başka ilah yoktur. O, Rahman'dır Rahim'dir"(Bakara-159/163)Bu konuyu biraz daha açalım.Gayri müslim bir millet içinde yaşayan, taklidi imana sahip birisi, kiliselerin gölgesinde, çan seslerinin altında, anne babası, çevresi gayri müslim olan, yani sadece kuru imandan başka kendisine manevi açıdan destek verecek bir ameli olmayan gayri müslim ile, Şii ve Sünni bir ülkede yaşayan, ana babası Sünni ve Şii olarak taklidi imandan başka ameli olmayan bir kişi arasında fark yoktur.Çünkü Kur'an'ın nazarında Yahudilik, Hristiyanlık, Şiilik ve Sünnilik arasında hiç bir fark yoktur. Hatta insani erdem ve güzel ahlakta Yahudi ve Hristiyan ümmiler, Şii ve Sünni ümmilerden üstündür. Yani rivayetler dininde, din adamlarının aktardığı "bütün Müslümanlar!! cennete, gayri müslimlerin hepsi cehenneme girecekler" inancı Kur'an'a uygun bir inanç değildir."Bütün muvahhidler cennete, müşrikler cehenneme gidecekler" sözü doğru olan, Kur'anın bağlam ve bütünlüğüne uygun bir sözdür.Yüce Allah Kur'an'ı Mübin'de şöyle buyuruyor."Allah, sizinle din uğrunda savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayanlara iyilik yapmanızı ve onlara âdil davranmanızı yasaklamaz. Çünkü Allah, adaletli olanları sever"(Mumtehine-8)"Allah, yalnız sizinle din uğrunda savaşanları, sizi yurtlarınızdan çıkaranları ve çıkarılmanız için onlara yardım edenleri dost edinmenizi yasaklar. Kim onlarla dost olursa işte zalim onlardır"(Mumtehine- 9)Yüce Allah, din ve iman düşmanı olmayanlara dünya hayatında yardım yapılmasını mübah kılarken, ahirette kendi rahmet ve mağfiretinden mahrum etmez. Taklidi bir imana sahip olduktan sonra cami, havra ve kilise cemaatı arasında bir fark yoktur.Hatta bunlardan güzel ahlak ve adalet sahibi olanlar diğerlerinden daha üstündür.İman, mutlaka araştırma ve tefekkür  ile, güzel ahlak, ameli salih ve infak gibi seçkin meziyetlerle desteklenmesi ve donatılmış olması gerekir.Taklidi iman insana faydası olmayan ve Allah katında değeri bulunmayan temeli çürük bir imandır.Taklidi iman sahip olan din adamları  bir çok âyette kınanmışlardır."Şu muhakkak ki, Allah kafirleri rahmetinden uzaklaştırmış ve onlara çılgın bir ateş hazırlamıştır"(Ahzab-64) "(Onlar) orada ebedi olarak kalacaklardır, (kendilerini koruyacak) ne bir dost ne de bir yardımcı bulamayacaklardır"(Ahzab-65)"Yüzleri ateşte evrilip çevrildiği gün, Eyvah bize! Keşke Allah'a itaat etseydik, Elçiye itaat etseydik! derler"(Ahzab-66) " "Ey Rabbimiz, biz efendilerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi (doğru) yoldan saptırdılar. derler"(Ahzab- 67)"Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver ve onları büyük bir lânetle rahmetinden uzak eyle"(Ahzab- 68)"O gün, zalim kimse (pişmanlıktan) ellerini ısırıp şöyle der: Keşke o Elçiyle birlikte bir yol tutsaydım. Yazıklar olsun bana! Keşke falancayı dost edinmeseydim. Çünkü Kur'an bana gelmişken o, hakikaten beni ondan saptırdı"(Furkan- 27, 28, 29)"Onlara Allah'ın indirdiğine uyun, denildiği zaman onlar"Hayır! Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız" dediler. Ya ataları bir şey anlamamış,doğruyu da bulamamış olsalar da mı? (Bakara- 170)Bu âyetlere iyice dikkat eden biri şunu görecektir.Tefekkür etmeden, sorgulamadan, Allah'ın kitabına hakkıyla vakıf olmadan ataların dinine, mezheplerin ictihadlarına, şeyhlere, efendilere, uydurma gavslara, liderlere uyan, onları sürekli dinleyen, onlara mutlak bir şekilde itaat eden, inanç ve fikir olarak onlara yakın olan, onların batıl itikatlarını savunan ve dolaylı olarak Kur'an düşmanı olan taklitçi fanatik müşrikleri kasdettiğini anlar.Yoksa bu müşriklerin inançlarından uzak olan, kendilerine Kur'an ve ilim gitmemiş sokakta dolaşan, cami, havra, kilise cemaatını hedef alan âyetler değildir.Bu ümmetin cahilleri alimlerinden daha temiz ve daha sağlam bir vicdan yapısına sahiptir.Çünkü ümmilerin dini rant yapma ve yalan din ile aldatma gibi kahredici bir günahları bulunmuyor.Ayrıca bir çok konuda gayri müslimler, Müslüman geçinen bir çok kimseden daha kaliteli ve olumlu meziyetlere sahiptirler.İslam dini kabul edilip tam aksine hareket edilsin diye değil, yaşansın, yaşatılsın, hayat versin ve tüm insanları hidayet ve kurtuluşa götürsün gayesiyle tebliğ edilmiş bir dindir. SONUÇ OLARAK: İnsanlara zulmeden, bilinçli ve şuurlu inkâr edenler, insanları tek kaynak olan Kur'an'dan ve tevhid akidesinden engelleyenler ve onlara kayıtsız şartsız itaat eden müşrikler cehenneme gireceklerdir.Hangi toplumdan olursa olsun kendi halinde yaşayan ilahi dine herhangi bir düşmanlık beslemeyen ve insanlara karşı merhametli olan güzel ahlak sahipleri de Allah'ın rahmet ve inayetiyle cennete girerler.(En doğrusunu yüce Rabbimiz bilir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder