11 Eylül 2021 Cumartesi
KUR'AN'I MÜBİN'İN MEALİ (2.YAZI) Kur'an'ın İndiriliş Amacı:"Deki: Onu, Ruhu'l-Kudüs( Mukaddes Ruh-Allah) iman edenlere sabat vermek, sebatlı kırmak, Müslümanlara (sadece Allah'a yani kitabına teslim olanlara) hidayet ve onlara müjde vermek için Rabbin'den hak ( bir amaca yönelik olarak) indirdi"(Nahl-102) "...Bu kitabı sana, her şey için bir açıklama (tibyenen likülli şey'in) bir hidayet ve (kendini sadece Allah'a yani kitabına teslim eden) Müslümanlara bir müjde (büşra) olarak indirdik"(Nahl-89)"Bu (Kur'an) bütün insanlara bir açıklama (beyénun linnesi) takva sahipleri için de bir hidayet ve bir öğüttür" (mevizetün) (Âli İmran- 138)"İşte bu (Kur'an) kendisiyle uyarılsınlar, Allah'ın ancak bir tek olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri iyice tezekkür etsinler diye insanlara gönderilmiş bir bildiridir" (belâğun linnési) ( İbrahim-52)"Ey insanlar! Size Rabbinizden bir öğüt (mevizetün) gönüllerdekine bir şifa, müminler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir"(Yunus- 57) FATİHA SÜRESİKur'an'ın ilk suresi olduğu için "açılış yapan, açan" anlamına gelen "Fatiha" denilmiştir.Mekke'de nazil olmuştur.Fatiha süresi aslında altı âyettir. Fakat ehli sünnetin müfessir ve müctehidleri Hicr süresi 87. âyette bulunan "seb'a meseniy" (yedi tekrarlanan) kelimesinden maksadın Fatiha süresi olduğunu söylemişlerdir.İşte bu yorumdan dolayı altı âyet olan Fatiha süresini yedi âyete çıkarmışlardır.Hicr süresi 87. âyet şöyledir. "Andolsun ki, biz sana tekrarlanan yedi meséniyi ve azim Kur'an'ı verdik" Onlar şöyle düşünmüşlerdir. "Fatiha namazda sürekli olarak tekrarlanan bir süre olduğu için bu âyet onunla ilgilidir" İşte bu yorumdan dolayı aslında altı âyet olan Fatiha süresine başındaki besmeleyi ekleyerek yedi âyet yapmışlardır. Halbuki Fatiha'nın başında bulunan besmele ile diğer sürelerin başlarında bulunan besmeleler arasında hiçbir fark yoktur.Eğer Fatiha'nın başında bulunan besmele âyetse, diğer sürelerin başlarında bulunan besmelelerin hepsi âyettir.Fatiha süresinin başında bulunan besmele âyet değilse, hiçbiri âyet değildir. Dolayısıyla zorlama bir yorumla 6 âyet olan Fatiha'yı yedi âyet yapmak doğru değildir.Hicr süresi 87.ayetinde bulunan "seb'a meséniy" (yedi tekrarlanan) ifadesi, "Kur'an'ın bağlam ve bütünlüğü, bir konunun Kur'an'da tekrar edilmesi, bazen yedi çeşit anlatımla çözüme kavuşturulması" anlamına gelmektedir. Kur'an'da Bulunan Ana Konuların Fatiha'nın İçinde Bulunması: Göklerde ve yerde süren ilahi yasalar (sünnetullah) ister yaratma ister vahiy alanında olsun, Yüce Allah'ın bir şeyi önce kısa ve öz olarak ortaya koyması, ondan sonra aşamalı olarak o şeyin ve konunun açılımını sağlaması şeklindedir.İlahi hidayetin tecelli etmesi, aynen bir ağacın tohumundan neş'et etmesi gibidir.Tohum ilk başlangıç itibariyle bir hayat nüvesidir ve o nüve ağaç için gerekli olan her özü ve özelliği bünyesinde barındırır, sonra çimlenir ve yavaş yavaş büyümeye başlar. Sonunda koskoca bir gövde ve ondan taşan dallara sahip bir ağaç halini alarak, çiçeklerden sonra meyve verecek hale gelir.Aynen bunun gibi Fatiha süresi de Kuran'da yer alan ana konuların özeti gibidir. Kur'an'da yer alan ana konular sonuç itibarıyle Fatiha süresinin öz olarak içerdiği esasların açılımından ibarettir.Kur'an'ın İndirilmesinde Şu Amaçlar Gözetilmiştir.1-) Tevhid: Her ne kadar bazıları sözle tevhid iddiasında olsalar bile, "gerçekte insanların çoğunluğu Allah'a olan imanlarına şirk karıştırırlar"( Yusuf- 106)2-) Kur'an'ın emirlerine tâbi olan ve onun yolundan giden müminlere güzel bir sonuç müjdesi verir, emirlerine isyan edenlere de kötü bir akibetle uyarır. 3-) Tevhidi, insanın içine işleten, derinliklerine yerleştiren ve gönüllerde onu diri tutan kulluğun canlandırılması.4-) Nebi, Resül ve iman edenlerin kıssaları:Yüce Allah'ın belirlediği sınırlara riayet edip, hanif dinin ortaya koyduğu hükümlerle amel edenler ile sınırlara tecavüz eden ve Allah'ın hükümlerine karşı yüz çevirenlerin başlarına gelenlerin kıssalarının anlatılması ve bu yolla salih kulların takip ettikleri yoldan gidilmesinin sağlanması, insanlık tarihinde geçerli olan ilâhi yasaların(sünnetullâh) öğrenilmesinin sağlanması. Kur'an'ın içerdiği konular anahatarıyla işte bunlardır.Bunlar insanın hayatını garanti altına alan, dünya ve ahiret mutluluğunu temin eden önemli değerlerdir. Fatiha süresi, bu temaları hiçbir şüpheye yer bırakmaksızın özet olarak bünyesinde toplayan bir süredir. RAHMAN ve RAHİM OLAN ALLAH'IN ADIYLAFATİHA SÜRESİ MEALİ 1-) Hamd âlemlerin (insanların) Rabbi Allah'a Özeldir. 2-) Rahman'dır, Rahim'dir. 3-) Din gününün mâlikidir (tek sahibidir) 4-) Yalnız sana ibadet (kulluk) ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. 5-) Bizi sırat-ı müstakime hidayet eyle.6-) Nimete erdirdiğin kimselerin "sırâtallezine en'amte aleyhim) gazaba uğrayanların ve sapkınların yoluna değil. "HAMD" İLE "ŞÜKÜR" KAVRAMLARIKur'an'da insanın elinin ulaşamadığı yani gücünün dışında kalan nimetler için "hamd" (övgü) kavramı kullanılmıştır. "Hamd gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah'a mahsustur. (Bunca âyet ve delillerden) sonra kâfir olanlar hala (ilahları) Rableri (olan Allah) ile denk tutuyorlar"(En'am-1)"Yedi gök, yer ve bunlarda bulunan her şey O'nu hamd ile tesbih eder. O'nu hamd ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur. Ne var ki siz onların tesbihlerini anlamazsınız. O, halimdir bağışlayandır"(İsra-44)Aynı zamanda Kur'an, cennete giriş, cehennem azabından kurtuluş ve birer manevi nimet olan İslâm, tevhid, iman, hidâyet gibi kavramlar içinde şükür değil, hamd kavramını kullanmıştır."İman edip salih ameller yapanlara gelince, imanları sebebiyle Rableri onları nimet dolu cennetlerde, alt tarafından ırmaklar akan saraylara erdirir. Onların oradaki duaları"Allah'ım! Seni noksan sıfatlardan tenzih ederiz!" (sözleridir) Orada birbirleri ile karşılaştıkça söyledikleri ise "selam"dır.Onların dualarının sonu da şudur. Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur"(Yunus-9,10)"Onların mükâfatı, içine girecekleri adn cennetleridir. Orada altın bilezikler ve incilerle süslenirler. Orada giyecekleri elbiseleri de ipektir. (Cennette şöyle) derler: Bizden her türlü tasayı gideren Allah'a hamdolsun. Doğrusu Rabbimiz çok bağışlayan şükrün karşılığını verendir" (Fatır-33,34)"Cennette onların altlarından ırmaklar akarken, kalplerinde kinden ne varsa hepsini çıkarıp atarız. Ve onlar şöyle derler: "Hidayetiyle bizi bu cennet nimetlerine kavuşturan Allah'a hamd olsun! Allah bizi (vahiy'le) hidayete iletmeseydi kendiliğimizden hidayeti bulacak değildik. Gerçekten Rabbimizin Resülleri hakkı getirmişler" Onlara: İşte size cennet; yapmış olduğunuz amellere karşılık ona varis kılındınız diye seslenilir"(Âraf-43) Kur'an'da göklerin ve yerin yaratılmasında "hamd" kavramı kullanılırken,(Fatır-1; Sebe-1; Rum-17,18; Lokman-25)İnsana verilen kalp, göz, kulak gibi nimetler için "şükür" kavramı kullanılmaktadır.(Nahl-78; Müminün-78; Secde-9; Mülk-23)"Hamd" kavramı, yüce Allah'ın sonsuz güç ve kudretini temsil ederken, "şükür" ise, Allah'ın nihayetsiz rahmet ve merhametini temsil ediyor."Hamd" dil ile ve sadece Allah'a yapılması gereken bir emir iken, (Neml- 59, 93; Ankebut- 63) "şükür" ise fiil ve amellerle hem Allah'a hemde ana- babaya yani insanlara da yapılan bir görevdir.(Lokman-14)Kur'an'da yüce Allah'ın "hamid" sıfatı "ğani" yani zengin sıfatıyla birlikte geçerken, "şekür' sıfatı "gafur" yani "bağışlayan, mağfiret eden" ile birlikte geçmektedir.Dolayısıyla hamd, dış dünya ile ilgili bir kuvvet ve kudret olurken, şükür, insanın iç dünyasıyla yani yaşadığı hayat ve çevre şartlarıyla ilgili bir durumdur. Hamd canlı nansız bütün varlıklar ile ilgili bir tesbih iken, (İsra-44) şükür, sadece insanlarla ilgili bir amel ve önemli bir ibadettir.Hamd, yüce Allah'ın zatına yönelik iken, şükür, fiile yönelik bir özellik arz eder.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder