25 Eylül 2021 Cumartesi
KURAN'I MÜBİN'İN MEÂLİ(13.YAZI) 50-) Bir zamanlar sizin için denizi ayırdık (férakné), sizi kurtardık. Firavun'un âilesini de (ve ağragné âle Firavun'e) siz bakıp dururken boğduk.51-) Musa'ya kırk gece vâdeleşmiş (véadné) sonra siz onun ardından buzağıyı (ilâh) edinmekle zâlim olmuştunuz.(Buzağının ilâh edinilmesi Tâhâ-88; Âraf-152) 52-) Olaydan sonra şükredesiniz diye sizi affettik.ŞÜKÜR KAVRAMIİnsanın etrafında olan ve onu çevreleyen maddi nimetler için Yüce Allah kullarından şükretmelerini istemektedir. Kur'an da "şükür" tevhid anlamında kullanılır."De ki: Karanın ve denizin karanlıklarından (tehlikelerinden) sizi kim kurtarır ki? (o zaman) O'na gizli gizli yalvararak "Eğer bizi bundan kurtarırsan andolsun şükredenlerden olacağız" diye dua edersiniz. De ki: Ondan ve bütün sıkıntılardan sizi Allah kurtarır. Sonra yine ona şirk koşarsınız"(En'am-63,64)Yukarıdaki âyette tehlikeden kurtarıldıktan sonra şükredileceğine şirk koşuluyor."Sizi bir tek candan yaratan, ondan da yanında huzur bulsun diye eşini yaratan O'dur. Eşi ile birleşince eşi hafif bir yük yüklendi. Onu bir müddet taşıdı. Hamileliği ağırlaşınca, Rableri Allah'a: Andolsun bize kusursuz bir çocuk verirsen muhakkak" şükredenlerden" olacağız, diye dua ettiler.Fakat Allah onlara kusursuz bir verince, kendilerine verdiği bu çocuk hakkında "Allah'a şirk koştular". Allah ise onların şirk koştuğu şeyden yücedir"(Âraf-189,190) Âyetlerde genellikle inanç ve fiilden yani salih amellerden sonra şükür kavramı geçmektedir.Yani şükür dil ile yapılan bir şey değil, inanç ve fiille ilgili bir durumdur.Mesala: "... Ey Davut ailesi salih amellerle şükredin. Çünkü kullarımdan şükreden azdır"(Sebe-13)Mesala: Zengin olan kimselerin infak yapmaları şükür sayılır.Şükür, her insanın yüklendiği görev ve sorumluluk bilinciyle ilgili bir durumdur.Babanın şükrü, evlatları arasında adaletsizlik yapmamak, çocuklarına hanif İslam'ı ve güzel ahlâkı kazandırmak olacaktır.Çocukların şükrü, ana-babaya saygılı olmaları, onları üzecek söz ve davranışlardan kaçınmaları, onlara karşı tevazu ve merhamet kanatlarını germeleridir.İş insanlarının şükrü, işçilerin ücretlerini eksiksiz vermeleri, çalışanların sosyal ve güvenlik haklarını tam olarak yerine getirmeleridir.İşçi ve memurların şükrü, görev ve sorumluluklarını yerine getirmeleri ve işlerinde ihanet etmemeleridir. Mesala: Hakimler adil oldukları zaman hakkıyla şükretmiş sayılırlar. Mesala: Devlet adamları emin oldukları zaman Allah'a şükretmiş olacaklar.Mesala:. Rivayet ve mezhebleri reddedip sadece Allah'a yani vahye dâvet edenler ilimlerinin şükrünü yerine getirmiş olurlar.Nebi ve Resüllerin şükrü, Allah tarafından indirilen vahyin içine bir şey eklemeden ve bir şey çıkarmadan tebliğ etmeleridir.Mesela: "De ki: Ey cahiller! Bana Allah'tan başkasına kulluk etmemi mi emrediyorsunuz?( Ey Nebi!) Şüphesiz sana da senden öncekilere de şöyle vahyolunmuştur ki: Andolsun ( bilfarz) Allah'a şirk koşarsan amellerin mutlaka boşa gider ve husranda kalanlardan olursun! Hayır yalnız Allah'a kulluk et ve "şükredenlerden ol"(Zümer-64,65,66)Mesela:"Ey Musa! Ben mesajlarımla ve sözlerimle seni insanlara seçtim. Sana verdiğimi al ve" şükredenlerden ol"(Âraf-144)"Lut'un kavmi de uyarıcıları yalanladı. Bizde üstlerine taş yağdıran bir fırtına gönderdik. Ancak Lut ailesi müstesna, katımızdan bir nimet olarak onları seher vaktinde kurtardık. Biz şükredenleri işte böyle mükafatlandırırız"(Kamer--33,34,35)Kur'an'da yüce Allah'ın "hamid" sıfatı "ğani" yani zengin sıfatıyla birlikte geçerken, "şekür' sıfatı "gafur" yani "bağışlayan, mağfiret eden" ile birlikte geçmektedir.Dolayısıyla hamd, dış dünya ile ilgili bir kuvvet ve kudret olurken, şükür, insanın iç dünyasıyla yani yaşadığı hayat ve çevre şartlarıyla ilgili bir durumdur. Hamd canlı nansız bütün varlıklar ile ilgili bir tesbih iken, (İsra-44) şükür, sadece insanlarla ilgili bir amel ve önemli bir ibadettir.Hamd, yüce Allah'ın zatına yönelik iken, şükür, fiile yönelik bir özellik arz eder.Dolayısıyla "şükretmek tevhid inancına dönmek, vahye teslim olmak, şirkten tevbe etmek, dini Allah'a özel kılmak" anlamına gelmektedir.(Zümer- 66; Yunus- 22; En'am- 63-) 53-) Hidayeti bulasınız diye Musa'ya kitab'ı ve (hak ile batılı ayıran) Furkan'ı verdik. (Bu âyet hidayet'in sadece Resüllere indirilen vahiy'de olduğunu ortaya koymaktadır.Yüce Allah tarafından indirilen vahiy'den başka hiçbir yerde hidayet aranmaz) 54-) Musa kavmine demişti ki: Ey kavmim! Siz, buzağıyı (ilâh) edinmekle nefislerinize zulmettiniz. Onun için Beriinize (Allah'a) tevbe ederek nefislerinizi katlediniz. Beriinizin yanında sizin için bu daha hayırlıdır. Tevbenizi kabul etmiş olur. Şüphesiz O, Tavvab (tevbeleri kabul eden) ve Rahim olandır. (Béri: Tüm noksan sıfatlardan münezzeh, kusursuz var eden Allah anlamına gelmektedir.Béri, ismi Kur'an'da üç yerde geçmektedir.İkisi bu âyette, biri de Haşr 24.te geçiyor.Haşr süresindeki âyette bulunan Béri ismi Hâlık ve Musavvir isimlerinin arasına yer alır.Üç isim şu şekilde sıralanır.1-) Halık: Yaratan yani bir şeyden başka bir şeyi icad eden. 2-) Béri: İnceliklerini veren, en güzel şekilde organları düzenleyen ve mukemmel bir sistem dahilinde dizayn eden.3-) Musavvir: Tasvir eden, eksiksiz bir görüntü, süret, renk, manzara ve biçim veren.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder