KUR'AN'DA KIRAAT FARKLILIKLARI
(21. YAZI)
ÖRNEK 126:
Talak suresi "iman edip salih amel işleyenleri karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size Allah'ın apaçık ayetlerini okuyan bir Resul göndermiştir"
11. âyetinde bulunan "éyétin mübeyyinétin" "apaçık âyetler" kelimesini, Nâfi "éyétin mübeyyenétin" "açıklanmış âyetler" olarak okumuştur.
Kıraat âlimlerinin bazıları Türkiye, İran, Suriye, Mısır ve Suudi Arabistan'da okunan Kur'an'da yani Âsım kıraatına göre bütün "mübeyyinétin" "apaçık" olan kelimeleri "mübeyyenétin" "açıklanmış" olarak okumuşlardır.
Yani bu kıraatlara göre vahiy yüce Allah tarafından açıklanmış olarak Resul (as) gelmektedir.
Zaten âyetlerin açıklanmasının Allah'a ait olduğunu Kur'an'dan öğreniyoruz.
(Kiyame, 19)
Artık sadece bağlam ve bütünlüğünü yani hikmeti üzerinde tefekkür edilerek herkes tarafından bilinmeyen konular çözüme kavuşacaktır.
ÖRNEK 127:
Talak suresi "Kim Allah'a İnanır ve faydalı amel yaparsa Allah onu, altından nehirler akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere koyar"
11 . âyetinde bulunan "yudhilhu" "koyar" kelimesini, Nâfi "nudhilhu" "koyarız" olarak okumuştur.
ÖRNEK 28:
Tahrim Suresi "iffetini kurulmuş olan, İmran kızı Meryem'i de (Allah örnek gösterdi)
Biz, ona ruhumuzdan üfledik ve Rabb'inin sözlerini ve kitaplarını tasdik etti"
12. âyetinde bulunan "ve kütübihi" "ve kitaplarını" kelimesini, Nâfi "ve kitébihi" "ve kitabını" yani tekil olarak okumuştur.
ÖRNEK 129:
Kalem Suresi "Belki Rabbimiz bize bunun yerine daha iyisini verir" 32. âyetinde bulunan "en yubdilené" "verir" kelimesini, Nâfi "en yubeddilené" "daha iyisiyle değiştirir" olarak okumuştur.
ÖRNEK 130:
ÂLİ İmran suresi "Şüphesiz ki ne yerde ne de gökte hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz" 5. âyetinde bulunan "lé yehfe" "gizli kalmaz" kelimesini, Kisai "lé yehfi" "saklı kalmaz, saklanamaz" olarak okumuştur.
ÖRNEK 131:
ÂLİ İmran suresi (Ey Resul! ) inkar edenlere de ki: Yakında mağlup olacaksınız ve cehenneme sürüleceksiniz" 12 . âyetinde bulunan "setuğlebune"
"mağlup olacaksınız" "vetuhşerune" "cehenneme sürüleceksiniz" kelimelerini, Kisai "seyuğlebune" mağlup olacaklar"
"veyuhşerune" "cehenneme sürülecekler" olarak okumuştur.
Kisai'ye göre âyetin manası şöyle oluyor.
(Ey Resul! ) inkar edenlere de ki:
Yakında mağlup olacaklar ve cehenneme sürülecekler"
ÖRNEK 132: ÂLİ İmran suresi "Allah ona (İsa'ya) yazmayı, hikmeti, tevrat'ı ve İncil'i öğretecek,,,"
48. ayetinde bulunan "ve yuallimuhu" "öğretecek" kelimesini, Kisai "ve nuallimuhu" "öğreteceğiz" olarak okumuştur.
ÖRNEK 133:
ÂLİ İmran suresi "iman edip iyi davranışlarda bulunanlara gelince, Allah onların mükafatlarını eksiksiz verecektir"
57. âyetinde bulunan "feyuveffihim" "verecek" kelimesini, Kisai "fenuveffihim" "vereceğiz" olarak okumuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder