12 Mayıs 2019 Pazar

KUR'AN'IN ÖZELLİKLERİ
(5.YAZI)
Kur'an'ın kendi iç yapısı ve sistemi içinde tutarlı oluşu bir yana o,  aynı zamanda inanç ve muamalatla ilgili ihtilafları çözümleyici olarak karşımıza çıkmaktadır.
"Eğer  bir hususta ihtilafa düşerseniz, onun çözümünü Allah'a ve Resul'üne havale ediniz..."
(Nisa-59)
(Ey Resul! Allah'ın sana gösterdiği şekilde insanlar arasında hükmedesin diye sana kitabı hak olarak indirdik; hainlerden yana olma"
( Nisa- 105)
"Ayrılığa düştüğünüz herhangi bir şeyde hüküm vermek Allah'a mahsustur. İşte, bu Allah, benim Rabbim'dir. O'na dayanıp ve O'na yönelirim
(Şura-10)
 gibi ayetler,  Kur'an'ın ihtilafları çözümleyici özelliğini bildirmektedir.
 Kur'an'ı Mübin'in ihtilafları çözümleyici oluşu, onun kendi içinde tutarlı ve çelişkiden uzak olduğunu gerektirir.
Çünkü bağlam ve bütünlüğü açısından  çelişkili bir özellik arz eden bir kitabın, ihtilafları çözümleyiciliği  şöyle dursun aksine her türlü çatışmaya davetiye çıkarır.
 Kur'an'ı Mübin'de  ilk bakışta çelişkili gibi görünen ifadelerle karşılaşılabilir.
Fakat onu kendi bağlam ve bütünlüğü içinde ele aldığımızda hiç de sanıldığı gibi olmadığı anlaşılacaktır.
Kur'an'ın bir bütün olduğu gerçeği öteden beri bilinen bir husus olmakla birlikte asrımızda, özellikle son yıllarda üzerinde daha çok durulan  bir konu haline gelmiştir.
 Kur'an ehli muvahhidler beklentilerinin her geçen gün hızla değiştiğinin farkına vararak, Kur'an'ın hayata, eşyaya, tabiata, beşere  ve kainata bakışını daha net, anlaşılır ve daha bütüncül bir yaklaşımla insanlığa  sunma gayreti içine girdiler.
 Kur'an'ı Mübin'in göz ardı edilmemesi gereken bazı önemli  özelliklerine   işaret etmeye çalıştık.
 Şimdi, aklı kullanmanın ve Kur'an üzerinde  tefekkür etmenin rolüne de temas etmek yerinde olacaktır.
Kur'an'ı Mübin'in konularına göre tertip edilmiş düzenli  bir kitap olmadığı göz önüne alınırsa onun kendi bütünlüğü içinde anlaşılması aklı kullanmaya  ve muhakeme yapmaya önemli ölçüde ihtiyaç gösteriyor.
Aklı kullanmanın bu konudaki fonksiyonu, Kur'an'ın parçaları arasında esasen mevcut olan irtibatları tespit etmek ve bu parçalardaki açıklayıcı unsurları bir  cerrah hassasiyetle  bulup çıkarmaktır.
İç bağlantılar,  bazen açık iken çoğu zaman fevkalede yoğun bir konsantrasyon, zihni bir çaba ve sabır gerektirecek ölçüde kapalı olabilmektedir.
O halde Kur'an'da bulunan konuların bağlantılarını ortaya çıkarmak için yılların uzmanlaşmış bir  madencinin göstermiş olduğu çabayı göstermek icap edecektir.
 Kur'an, hemen bir anda yani aklı kullanmadan ve üzerinde tefekkür etmeden meallerden   okunarak asgari bir çalışma ile  anlaşılacak bir kitap değildir.
Bazı konuları vardır ki insan onlara uzun bir zaman  çalışarak, çabalayarak, yoğunlaşarak, tefekkür ederek, sabır göstererek ve  Allah'tan yardım dileyerek ulaşabilir.
Bunun en büyük sebebi Allah Resulü'nden sonra uydurulan binlerce rivayetle ve bu rivayetlerin üzerine bina edilen dinle  Kur'an'ın bağlam ve bütünlüğünün yani anlamının  buharlaştırılması olduğunu söyleyebiliriz.
 Eğer Şii ve Sünni âlimler  beyhude emeklerle ilk başta uydurma rivayetlerin kavramları üzerinde değilde,  Kur'an'da bulunan kavramlar üzerinde çalışma yapmış olsalardı, karşımıza böyle bir zorluk çıkmayacaktı.
Nasıl ki insan kainat kitabının üzerinde araştırma yaparak maddi ilerleme kaydediyorsa, aynı şekilde inanç ve ahlakta terakki etmesi için de  yoğun bir şekilde  Kur'an'ı Mübin'i  inceleme ve araştırma  yapması gerekecektir.
 Onun değerli manevi madenlerini  ortaya çıkarmak kolay değildir.
 Onun madenlerini ortaya çıkarabilmek için ona yoğunlaşmak lazımdır.
 Hatta şunu rahatlıkla söylemek mümkündür. Kur'an'a aklı kullanarak yaklaşanlar sözde ilim adamlarından ve müfessirlerden daha isabetli fikirlere sahip olmaktadırlar.
Kur'an'ı Hakim,  üslubu gereği,  kendisini açıklarken araştıracılarını  hazırcı bir yaklaşıma götürmez. 
Üzerinde derin derin düşünmelerini ister,  hemen kendini göstermez.
Okuyucu ve araştırıcıyı kendine çeker.
 Eğer okuyucu merak ederse, güzel ahlaklı olur  ve sabırlı  davranırsa Kur'an gide gide onu daha fazla kendi içine ve güzelliklerine çekmeye çalışır.
Araştırmacı Kur'an'daki inanç, güzel ahlak, elçi kıssaları, fikir, tarih, ve harikulade anlatımların içine çekildikçe artık onların  içinden çıkmak istemeyecektir.
Bu şekilde artık Kur'an  üzerinde tefekkür eden meraklısına bilinmezliğe dair  kapı ve  pencerelerini  sonuna kadar açık bulunduracaktır. 
Kur'an tam olarak meraklısının akıl ve  fikrine  yerleşince dışarıdan  gelebilecek menfi inanç,  fikir ve hurafeleri hemen  anında sahibine bildirecektir.
Çünkü Kur'an'ın temiz özelliği ve yapısı şirk,  hurafe ve yalanlarla  yaşamaya ve bir arada barınmaya müsait değildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder