12 Mayıs 2019 Pazar

KUR'AN'IN ÖZELLİKLERİ
(2.YAZI)
 Kur'an'da bulunan özellikler başka hiçbir kitapta bulunmaz. 
Bu özelliklerden en önemli olanları, bağlam ve bütünlüğünün bulunması, bir hikmete sahip olması,  apaçık ve anlaşılır olması, her türlü ihtilaftan uzak olmasıdır.
Bilindiği gibi Kur'an'ın bölümleri, bölümlerinin  bünyesinde ana başlıkları ve tâli başlıkları olan bir kitap değildir.
Beşeri kaynaklarda genellikle bilgiler, düşünceler ve mantıki deliller, te'lif metodu ile düzenli  bir şekilde belli bir konunun etrafında döner. 
Fakat sözün gücüne ve söz kültürüne sahip bulunan Kur'an'ın tertibi tamamen alışılmışın dışında bir görünüm arz eder.
Kitap şeklinden çok hitap (söz) olarak kendini ortaya koyar.
Zaten hayatı bütünüyle kucaklayan, insanların yollarını aydınlatan,  adeta onlarla canlı bir diyaloğa geçen, tüm insanlığa dünya ve ahiret mutluluğunun yollarını gösteren bir hitabın (sözün)  sadece belli konuları işlemesi beklenemez.
Kur'an'da en başta inanç esasları (İslam-Tevhid)  ahlaki prensipler daha sonra ilâhi hükümler, kıssalar, göklerde ve yerde  Allah'ın varlığını ve birliğini gösteren âyetler, davetler, nasihatler, ibretler, uyarmalar, korkutmalar, müjde, emir ve yasaklar, teşvikler ve sakındırmaların iç içe  alındığı özel bir hitap, bir kelamı ilâhi, eşsiz bir  hadis, hikmetli bir çağrı, merhamet yüklü  bir sesleniş özelliği taşır. 
Kur'an'ın bu özelliklerinin okuyucuyu  baktırmayan,  onu pasifize etmeyip aksine şuur ve bilincini sonuna kadar açan, onu söz söylemeye teşvik eden, derinlemesine düşündüren, fikrine canlılık  kazandıran, "haydi sende konuş" diyerek özgür yaratıldığını ortaya koyan bir nitelikte olduğunu ifade etmek gerekir.
 Kur'an tekrar edildiğinde, en küçük birimi olan harflere, kelimelere, yan cümlelere, ana cümlelere, cümlelerden oluşmuş âyetlere ve  bu âyetlerin oluşturduğu daha büyük konulara  kadar her Kur'an parçasının başlı başına görevler üstlendiği gibi, Kur'an'ın bütünlüğü içinde birbiriyle bağlantılı bir makinenin parçaları,  bir saatin çarkları gibi bir mekanizma oluşturduğu görülür.
Kur'an'ı herhangi bir aygıta benzetirsek sözünü ettiğimiz irili ufaklı bu parçaları aygıtı oluşturan a b c ç gibi unsurlar olarak düşünebiliriz.
Bu parçaları tek başlarına muayyen bir rol üstlenmekle birlikte onları aygıtın tümünün ahenkli ve uyumlu çalışmasını sağlayan fonksiyonları vardır.
Yani anlayacağınız  Kur'an canlı bir organizma gibidir.
 Dolayısıyla Kur'an'ın parçaları yerine göre birbirlerini tamamlayan, yerine göre birbirlerini açıklayan, birbirlerine  yol gösteren nitelikleriyle birbirinden ayrılmayacak ve  kopmayacak  bir bütün oluştururlar.
 Kur'an ekolojik dengede bulunan canlıların birbirlerine olan ihtiyacı gibi, kendi bütünlüğü içinde en ufak elemanlara ihtiyaç içinde kendisini hisseder.
Çünkü bir yerde kapalı olan ifade başka bir yerde açık, bir yerde muhtasar  olarak verilen inanç, diğer tarafta detaylı, bir yerde mutlak olan, başka bir yerde kayıtlanmış,  bir yerde genel ifadeli bir husus, diğer yerde tahsis edilmiş şekilde geçebilir.
Buna bağlı olarak, aynı kökten türeyen kelimeler değişik ortamlarda farklı manalar kazandığı gibi kök itibariyle büsbütün farklı olan kelimeler birçok yerde aynı anlamı  vurgulamaktadır. Yani Kur'an, edebiyat  ve belağati ile  Arap dilinin bütün özelliklerini bünyesinde barındıran bir hitaptır.
Kur'an'ı bir madene benzetecek olursak, bu madenden azami derecede yararlanabilmek için onun tüm elementlerini yani kavramlarının  ortaya çıkarılıp bir sürü işlemden geçirillmesi gerekmektedir.
 Kur'an üzerine yaptığı semantik çalışmalarıyla tanınan  Japon asıllı Prof. Tashihito İzutsu,  Kur'an'ın bütünlüğü ile ilgili şu çarpıcı tespiti  yapar.
"Kur'an'da kelimeler arası ilişki son derece ilgi çekicidir.
 Mesela: Allah, Resul, Nebi,  İslam, şefaat, din  gibi gibi birçok önemli Kur'an sözlerini toplayıp, Kur'an'da ne anlama geldiğini bakmakla kavranabileceği zannedilir.
Fakat hakikatte mesele öyle sanıldığı kadar basit değildir.
 Çünkü bu kelimeler, Kur'an'da birbirinden ayrı, yalın halde bulunmazlar.
Her birini ötekiyle yakın bir ilişkisi vardır.
Bu kelimeler, müşahhas anlamlarını, birbirleriyle olan bir bu ilişki sisteminden alırlar.
 Diğer bir ifade ile bunlar, kendi aralarında büyük, küçük çeşitli gruplar teşkil ederler ve birbirlerine muhtelif yollarla bağlanırlar.
 Bu suretle sonunda gayet düzenli bir bütün, son derece karışık kavramsal ve  mükemmel bir münasebet ağı kurarlar.
İşte önemli olan husus,  bu anlam sistemini yakalamaktır"
(Tashihito İzutsu Kur'an'da Allah ve insan (Çev.  Süleyman Ateş) Ankara 1975, s. 15- 16 )
Bundan da anlaşılıyor ki manalar yalnız  başlarına  değil,  daima bir sistem içinde değer  kazanırlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder