19 Şubat 2019 Salı

NEBİ İLE RESUL'ÜN ARASINDA BULUNAN FARKLARIN BİLİNMESİNİN ÖNEMİ:
(9. YAZI)
Kur'an'ın bağlam ve bütünlüğünü bilmeyen Nebi ile Resul'ün arasında bulunan farkları anlamayanın Allah'tan, Allah Resulü'nden ve İslam dininden konuşması isabetli bir  ahlak değildir.
Çünkü Nebi ile Resul'ün arasında bulunan farkları anlamayan dinde sağlam bir usul ve kaide elde edemez.
İkincisi: Allah'ın kitabını hakkıyla anlamak için   mana ve hikmetinin inceliklerini kavramak zorunluluğu vardır.
 Mana ve hikmetinden uzak sadece  Kur'an'ın metnini yani arapçasını okumanın hiç bir faydası yoktur.
Üçüncüsü: Kur'an'ı anlamak için Arapça bilmekten daha önemli olan aklın kullanılması gerektiğini bilmek gerekir.
Batılı ilim adamları her ne kadar Kur'an'ı bilmiyor ve inanmıyor olsalarda sorgulama nimetinden zihinlerini mahrum etmediklerinden dolayı  maddi bir ilerleme kaydettiler. .
Yani akıllarına değer vererek başkalarına peşkeş çekmiyorlar.
Hangi dine ve inanca sahip olursa olsun insanların akıl ve zihinlerini, ahlak ve vicdanlarını vahiy'den başka hiçbir şey gerçek anlamda temizleyip arındıramaz.
İşte Allah, vahiy ve Resul bağlamında kullanılan kavramlardan biri de "tezkiye" "arındırma" "kitap ve hikmeti öğretme" olarak karşımıza çıkmaktadır.
Söz konusu kavramlar Muhammed ve Nebi için kullanılmamaktadır.
"Nitekim kendi içinizden size âyetlerimizi okuyan, sizi kötülüklerden arındıran, size kitab'ı ve hikmeti tâlim edip  bilmediklerinizi size öğreten bir Resul gönderdik"
(Bakara, 151)
"Andolsun ki içlerinden, kendilerine Allah'ın âyetlerini okuyan, (şirkten ve küfürden) kendilerini temizleyen, kendilerine  kitab ve hikmeti öğreten bir Resul  göndermekle Allah, müminlere büyük bir lütufta bulunmuştur. Halbuki daha önce onlar apaçık bir sapıklık içindeydiler"
(Âli İmran, 164)
"O öyle lütufkar bir Allah ki, ümmilere içlerinden, kendilerine âyetlerini okuyan, onları vahiy'le temizleyen, onlara kitab'ı ve hikmeti öğreten bir Resul gönderendir. Kuşkusuz onlar daha önce apaçık bir sapıklık içindeydiler"
(Cuma, 2)
Âyetlere baktığımızda her üç âyette bulunan kavramın Resul olduğunu görüyoruz.
Bunun sebebi şudur.
Beşer Resul vefat ettikten sonra onu sadece yüce Allah tarafından indirilen vahiy temsil edebilir.
İkincisi: vahiy canlı bir organizma gibidir.
Yani hariçten hiçbir inancın etkisinde kalmayan temiz akıl ve vicdan sahipleri vahyin hidayetine  zorlanmadan sahip olabilirler.
Yeter ki, kalp ve zihinlerini ön yargılara mahkum etmeyecekler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder