KUR'AN'DA KIRAAT FARKLILIKLARI YÜZÜNDEN YAPISI VE MANASI DEĞİŞEN KELİMELER
(39. YAZI)
ÖRNEK 263
Yunus süresi "...Ey Rabbimiz! (Onlara bu nimetleri) insanları senin yolundan saptırsınlar ve elem verici azabı görünceye kadar iman etmesinler diye mi verdin?..." 88. âyetinde bulunan "liyudillu an sebilike" "senin yolundan saptırsınlar" kelimesini, Ebu Amr "liyâdillu an sebilike" "senin yolundan sapsınlar" olarak olmuştur.
ÖRNEK 264
Hud süresi "Nuh dedi ki: Ey kavmim! Eğer ben Rabbim tarafından bildirilen apaçık bir delil üzerinde isem ve o bana kendi katından bir rahmet vermiş de bu size gizli tutulmuşsa buna ne dersiniz?..."
28. âyetinde bulunan "feummiyet aleyküm" "size gizli tutulmuşsa" kelimesini, kıraat imamı Asım'dan başka bütün kıraat imamları "faamiyet aleyküm" "size gizli kalmışsa" olarak olmuştur.
Yoksa Rahmân ve Rahim olan Allah hakikati insanlardan gizli tutmaz.
Din adamları vahyi gizleyerek hakikatın insanlara ulaşmasını engellerler ve bu şekilde Allah'ın dini insanlardan gizli kalır.
ÖRNEK 265
Bakara süresi "Eğer sadakaları açıktan verirseniz ne âlâ! Eğer onu fakirlere gizlice verirseniz işte bu sizin için daha hayırlıdır. Allah da bu sebeple sizin günahlarınızı örter..." 271. âyetinde bulunan "ve yükeffirü anküm seyyiétiküm"
(Allah) bu sebeple sizin günahlarınızı örter..." kelimesini, Kisai "ve nükeffirü anküm seyyiétiküm" "bu sebeple sizin günahlarınızı örteriz..." olarak okumuştur.
ÖRNEK 266
Bakara süresi "Resul, Rabb'i tarafından kendisine indirilene iman etti, mü'minler de (İman ettiler) her biri Allah'a, meleklerine, kitaplarına, Resullerine İman ettiler..." 285. ayetinde bulunan "kütübihi" "kitaplarına" kelimesini, Ebu Amr "kitébihi" "kitabına" olarak okumuştur.
Yani Türkiye, İran, Suriye, Mısır, Suudi Arabistan gibi ülkelerde okunan Kur'an'da "kitaplar" olarak indirilen tüm kitaplara iman etmek kasdedilirken Fas, Cezayir, Ürdün gibi ülkelerde okunan Kur'an da sadece Allah Resulüne indirilen Kur'an'a iman etmek kasdedilmiş oluyor.
ÖRNEK 267
Âli İmran süresi (Ey Resul! ) İnkar edenlere de ki: Yakında mağlup olacaksınız ve cehenneme sürüleceksiniz orası kalınacak ne kötü bir yerdir" 12. âyetinde bulunan "setuğlebune" "mağlup olacaksınız" "vetuhşerune" "sürüleceksiniz" kelimelerini, Ebu Amr "seyuğlebune" "mağlup ollacaklar" "veyuhşerune" "sürülecekler" olarak okumuştur. O zaman âyetin meali şöyle oluyor.
(Ey Resul! )İnkâr edenler de ki: Yakında mağlup olacaklar ve cehenneme sürülecekler. Orası kalınacak ne kötü bir yerdir"
ÖRNEK 268
Âli İmran "Allah ona (İsa'ya) kitab-ı, hikmeti, Tevrat'ı, İncil'i öğretecek" 48. âyetinde bulunan "ve yuallimuhu" "ona öğretecek" kelimesini, Ebu Amr "ve nuallimuhu" "ona (İsa'ya) öğreteceğiz" olarak okumuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder