30 Haziran 2021 Çarşamba
NASIL BİR MİRAS BIRAKMALI?(5.YAZI)Yüce Rabbimizin bütün Elçilerine ve biz âciz kullarına en önemli emri ve vasiyeti olan tevhid akidesini miras bırakmak bizim için en şerefli bir görev olmalıdır.Tevhid'i miras olarak bırakmak Allah Elçilerinin vasiyeti olduğunu söylemiştik.Aslında Allah Elçilerinin tebliğ ettikleri tek şey vahiy yani islam yani tevhid akidesidir."(Ey Resül! ) Senden önce hiçbir Resul göndermedik ki ona "Benden başka ilah yoktur,şu halde bana kulluk edin "diye vahyetmiş olmayalım"(Enbiya, 25)"Senden önce de hangi memlekette bir uyarıcı göndermişsek mutlaka oranın varlıklıları babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izerine uyarız, derlerdi. Ben size, babalarınızı üzerinde bulduğunuz dinden daha doğrusunu getirmişsem( yine mi bana uyumazsınız) ? deyince, dediler ki: Doğrusu bir sizinle gönderilen şeyi (tevhid'i) inkar ediyoruz. Biz de onlardan İntikam aldık. Bak yalanlayanların sonu nasıl oldu? Bir zaman İbrahim, babasına ve kavmine demişti ki: Ben sizin taptıklarınızdan uzağım. Ben yalnız beni yaratana kulluk ederim. Çünkü o beni doğru yola iletecektir. Bu sözü, ardından geleceklere devamlı olarak kalacak bir miras olarak bıraktı ki, insanlar onun dinine (Tevhid) dönsünler"( Zuhruf- 23/28)Şirk büyük bir zulüm ve küfür, tevhid büyük bir adalet ve Rahmettir."Lokman, oğluna nasihat ederek: Oğlum! Allah'a şirk koşma! Doğrusu şirk, büyük bir zulümdür, demişti" "(Lokman-13)İnsanlık tarihinde tevhid inancında değişme olmadığı gibi, batınilik, şirk ve hulul inancında da bir azalma, gevşeme ve yok olma meydana gelmemiştir. Şirk dini bütün zamanlarda tevhid dininden daha yoğun, daha etkin, daha baskın bir şekilde insanlar arasında yayılmakta, hiç kopmayacak bir şekilde insanları kendine köle etmektedir. Hulul bir inançtır, bir dindir, yok oluştur, toplumun ölü ve verimsiz bir hayat yaşamadır.Şirk ve hulul sahipleri inançlarını korumayı, ona şiddetle sahip olmayı bir onur meselesi sayarlar.Müşrik hululiyyeciler inançlarını kendilerine Allah tarafından verilmiş özel bir bağış ve büyük bir hediye olarak görürler.Esasen herkes inancında özgür olmalıdır.Bizim tevhid akidesine aykırı yanlış inanç sahipleri ile mücadelemiz Kur'an'la, ilimle, fikirle, ve hikmetle olacaktır.Hiç kimsenin inancına kaba kuvvet, kanun ve zorla karışmaya hakkımız olamaz.Ancak müminlerin oluşturdukları topluluk bir akide ve tevhid topluluğudur.Akide bağı bütün maddi bağlardan daha samimi, daha verimli ve daha kuvvetli bir bağdır.Kur'ani hayatta inanç tamamen tevhid'e endekslenmiştir.Tevhid'in ihmali bizzat içtimai hayatın izmihlalidir.Çünkü Kur'an'a göre sahih bir akideye sahip olmayan, gerçek anlamda İslami bir hayat yaşayamaz.Şuurla yoğrulmuş İslami hayat, sahih akidenin mahsuludur. Şunu da bilelim ki, hayat akideyi ortaya çıkaramaz, akide hayatı ortaya çıkarır. Dolayısıyla akidelerini şek ve şüphelerden arındırmayan, bulanık ve karışık bir zihin ve inanç yapısına sahip olanlar hayatlarını karanlığa adayanlardır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder