25 Haziran 2021 Cuma
ARKADAŞLARDAN GELEN YORUMLAR(43.YAZI)"Hocam elinize sağlık.Allah razı olsun.Tıpkı namaz konusunda olduğu gibi hac-umre konusunda da bu uydurulmuş-mezhepçi din anlayışı insanları sapkın bir din anlayışına sürüklemiştir. Ehl-i Sünnet ve Şia'nın ''din atalarının'' uydurma rivayetlere dayalı içtihatları, fakihlerin görüşleri, icma ve kıyas zırvaları sonucunda din, Kur'an dışı zan ve yorumlara göre dizayn edilmiş, toplum şirke batmış, hanif İslam anlayışından kopuk bir din ortaya çıkarılmıştır.Bu uyduruk din anlayışında Kur'an'ın mesajları değil, uydurma rivayetler esas alındığı için insanları uyutmak, etkisizleştirmek, kolayca manipüle etmek ve sömürerek maddi kazanç elde etmek için dinin temel değerleri bir kenara bırakılmış, namaz, hac, oruç gibi, şekilsellik üzerine kurulan, özellikle dinin olmazsa olmazı namaz ibadeti olarak sunulması büyük bir cehaleti meydana çıkarmıştır.Hac ve umre ibadeti için yüklü paralar harcayıp da oraya gidenlerin büyük çoğunluğunun İslam'ın temel esası olan ve ibadetlerden önce iman edilmesi ve içselleştirilmesi şart olan Allah'ı birleme, ilahi nitelikleri Allah'tan başka varlığa isnat etmeme, dini yalnız Allah'a özel kılma, yanız Allah'tan isteme ve sadece O'na kulluk etme, Resülü vahyin tebliğcisi ve müminler için örneklik konumunda olduğunu bilme, Nebi'ye ait olmayan ve birilerinin uydurup O'na isnat ettiği sözlerin yazılı olduğu rivayet kitaplarını asla dinde kaynak kabul etmeme gibi, tevhid esaslı hanif İslam ile uzaktan yakından ilgilerinin olmadığına şahitlik ettim. Bu din anlayışı şekilsellik ve mezheplerin dizayn ettiği kural ve ritüelleri yapmaya çalışmaktan, ibadetin ruhunu ve Allah'a karşı sorumluluk bilinci olan takvayı ıskalıyor ve sadece belli hareketleri yapmaktan öteye gitmeyen, içi boş, anlamsız, amacını dahi bilmedikleri şekilsellik içinde boğulup neticede uydurma din tüccarlarına kanarak "günahsız" ve "masum'' olarak ülkelerine döndüklerine inanıyorlar maalesef.Selam ve saygılar sunarım"( Faruk Fidan "Hac ve Umre" adlı yazıya yaptığı yorum)-------------------------------------------------------"Ağzına, yüreğine ve kalemine sağlık. Bir din insanlığın sosyal içtimai, derde dermanlık noktasında dayanışmayı, bütünselliği, tüm sosyal katmanlarda kapsayıcılığı yoksa ve sadece tapınak dini olmuşsa ondan insanlığın kurtuluşu için hayır gelmeyecektir. Bu anlayışla beslenen damar şekilselcidir. Kaynağın içeriğinden habersizdirler. Kitap yüklü eşekler misâli (Cuma-5) sadece kabının ve kabuğununu hamallığını yaparlar"(Şahabettin Arslan-"Allah'ın Âyetlerini Yalanlama "tekzib" Ne Demektir" adlı yazıya yaptığı yorum)------------------------------------------------------"Allah razı olsun. Yüreğine sağlık hocam. Rabbim ihsan eylesin diyelim. Bu durum kıyamete kadar böyle devam eder. Rabbim aklını kullanan kullarına hidayet buyursun. Aklını kiraya verenler gassalın elinde olan ölüler gibidirler.Dolayısıyla mezhep gafletinden uyanmayan cahil güruh, ölüleri hezeyan vitaminleriyle beslemeye çalışıyorlar. Kur'an'ı saygıyla ve en yükseğe koyarak sadece öperler.Nameli okunduğunda da bayılır derecedede dinlerler. Ama manasından, ahlakından ve hükmünden zerre kadar haberleri yoktur. Nasıl olsa "rab" ve "ilahları" onları Allah'a göstermeden, hesap-kitap görmeden cennete götürüp koyacaklar.Öyle bir afyon ki bu kahrolası din, İbrahim (a.s) babasını, Lut (a.s) karısını, Nuh (a.s) oğlunu, Muhammed (a.s) amcasını ikna edemedi. Bizler de evimizde bulunan anne- baba ve en yakın akrabalarımıza Kur'an'ın dinde tek kaynak olduğunu kabul ettiremiyoruz. Yani şirk ve hurafeler daha ağır basıyor. Çünkü kurumsal (cemaat, mezhep, tarikat, şeyhülislam, diyanet) dini, akletmeyi, tefekkürü, eleştirel bakışı yok eder, Sadece taklit ve tapınak belasını yaşatır..(Şahabettin Arslan- Yalnız Yaşayanlardan Değil Ölülerden de Çekeceğimiz Var" adlı yazıya yaptığı yorum)--------------------------------------------------------"Selamun aleyküm hocam!Kur'an ilk âyetlerinde Allah Resülüne "yaratan Rabbinin ismiyle oku" derken, ümmî vurgusu yani her insan ön yargısız Kur'an'a yaklaşmalı ve dediginiz gibi atalarını yani ölülerin esaretinden kendini özgürleştirmesini ortaya koyuyor.Mekke dönemiyle günümüz arasında ne farkı var?Ölülerin dirilerin üzerindeki hakimiyeti görülmüyor mu?(Gurbuz Aksozek- Yalnız Yaşayanlardan Değil Ölülerden De Çekeceğimiz Var" adlı yazıya yaptığı yorum)-----------------------------------------------------"Yıllarca yağmur görmemiş kurak topraklara, sağanak yağmur misali..." Yüreğinize sağlık...."(Yasin Tokat- Yalnız Yaşayanlardan Değil Ölülerden De Çekeceğimiz Var" adlı yazıya yaptığı yorum)---------------------------------------------------------!"Allah'ın dosdoğru, hidayet yolu karşılıksız teklif edilirken, sapkınlığı parayla satın alanların akıllarında noksanlık olmasa da, çoğunun kalplerinde eğrilik ve kaypaklık olduğu kesindir. Yüzlerce kez bizzat müşahade ettim. Bin kişide ancak bir kişi hakkı kabul etmeye ikna oldu. Bana sorarsanız bu bile büyük bir başarıdır. (Zihni Dönmez-" Yalnız Yaşayanlardan Değil Ölülerden Fe Çekeceğimiz Var" adlı yazıya yaptığı)---------------------------------------------------------"Rivayetçiler, ilk Müslüman ve maddi- manevi Resulün en büyük destekçisi Hatice annemizi, sözde cennetle müjdelenen 10 kişi arasına bile sokmamışlar. Üstelik bu 10 kişinin hepsi erkek ve hepsi Kureyşli""Ahmet Çelik-"Kadınlarda Baş Örtüsü Farz Mıdır?" adlı yazıya yaptığı yorum)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder