18 Haziran 2021 Cuma

FRANSIZLARIN İSTEKLERİ GERÇEKÇİ DEĞİLDİR300 Fransız yazar ve siyasetçinin şiddet ve Yahudi düşmanlığıyaydığı iddiası ile Kur'an'ı Mübin'den bazı âyetlerin Kur'an'dan çıkarılması talebine karşı birçok kınamalar yapılmaktadır.Gayri müslimlerin, Kur'an'ın bağlam ve bütünlüğünü, kendi içinde bulunan çözümünü yani hikmete bağlı olarak indirildiğini ve bir sisteminin olduğunu nereden bilsinler? Aslında Kur'an'ın hiçbir şiddet içermediğini, saf hidayet ve insanlar için bir rahmet olduğunu Kur'an'ı araştıran insaf ve vicdan sahibi herkes görecektir.Böyle absürt bir şey istemekle yani Kur'an'dan âyetler çıkarmanın mümkün olmadığını Fransızlar da biliyorlar.Sadece psikolojik bir savaş başlatmak için böyle ahmakça bir şey ortaya atmışlardır.Fakat biz müslüman olduğunu iddia edenler, Kur'an'ın güzel ahlakını ve ilmini ortaya koyacak bir örneklik gösterebildik mi?Bu konuda esas mesele şudur.Kur'an, Allah tarafından indirildiği, din Allah tarafından tamamlandığı,yüzlerce âyette din ve hüküm olarak Kur'an'dan başka kaynak olamayacağı, Allah Resulü Muhammed (a.s) ın görevinin yalnız indirilen vahyi tebliğ etmek olduğu ve yalnız vahye tâbi olduğu, Allah'ın hükmünde hiç kimseyi ortak yapmayacağı,Kur'an'ın, insanların din, ahlak, ve hidayetleri için yeterli olduğu, Kur'an'ın,Allah tarafından hem tefsir, hem tafsil, hem tasrif, hem de tebyin edilip detaylandırıldığı, hiçbir kaynağı referans olarak göstermediği halde, sizin ve atalarınız ve din adamlarınız Kur'an'ın tamamını reddedip Emevi ve Abbasilerin uydurma rivayetlerini dinde ortak kaynak kabul edip üzerilerine bir din inşa etmelerine niye hiç bir ses çıkarmıyorsunuz?Bu her şeyden daha önemli bir konudur ve esas mesele budur. Fransız siyasetçi ve yazarlarının bizden istedikleri şey Şia ve Ehli Sünnet âlimlerinin Kur'an'a yaptıkları hakaret ve ihanetlerin yanında çok basit kalır. Şia ve Ehli Sünnet muhaddis ve âlimlerinin Allah'ın kitabına yaptıkları kötülüklerin yanında Fransızların istekleri şey, çok hafif bir istek olarak görülebilir. Şia ve Ehli Sünnet müçtehid ve âlimlerinin Kur'an'a yaptıkları hakaretler gayri müslimlere bir şey deme hakkımızı yok etmiştir.Yoksa Kur'an'ın inmiş olduğu coğrafya ve indiği toplum yapısı yüzünden Kur'an'da şiddet içeren âyetlerin var olması kaçınılmaz bir olaydır.Bu âyetlerin kandırılmış ve vahyin yolundan engellenmiş saf ve ümmi halkla hiçbir alakası yoktur.Kur'an'ın saldırısı gerçeği gizleyen, din satan, Allah ile aldatan aşağılık ilim adamları ve kibirli bürokrasinin elit tabakasıdır. On üç sene Allah Resulü'ne ve vahye karşı yalan ve iftira üreten Mekkeli müşriklerine Kur'an ne desin?Kur'an sanal ve hayali bir hayata değil, gerçek ve dinamik bir hayata indirilmiştir.Şirkle İslam arasında gece gündüz hiç durmayan bir kavga, tartışma ve mucadele alanı vardır.Sürekli zulüm üreten evliya ve ilâhlara hakaret olarak telakki edilen âyetleri müşriklerin yüzüne okumak onlara çok ağır geliyordu.Dünyaya tapan, dini rant ederek ümmi halkın malını yiyen Yahudi din adamlarının âleyhine inen yüzlerce âyeti, gerçek hayatta onlara karşı okumak ve onlarla mücadele etmek kolay bir iş değildi.İncil'de de Yahudi ilim adamlarına dini rant ettiklerinden dolayı kötüleyen birçok âyet vardır.Özellikle İsa (a.s)ın dünyaya tapan Ferisiler için kullandığı ifadeler çok ağırdır. Aslında Kur'an'ı Mübin'in, "Yahudi, Ehli kitab ve Nasara" kelimelerini kullanması, ümmi halkla alakalı bir şey değildir.Kur'an'ın bu kavramları sık sık kullanması ilim adamlarına yönelik bir kınamadır.Allah yolundan engellenmiş, aldatılmış, hak ve hidayet yerine şirk ve batıla yönlendirilmiş ümmi halk ne yapsın.Dolayısıyla ümmi olan bireylerin yani Müslüman, Yahudi, Hristiyan ve Alevilerin sorumluluk açısından aralarında bir fark yoktur.Güzel ahlak sahibi, yardımsever, merhametli, insanlar arasında ayırım yapmadan artı bir değer üreten kim olursa olsun üstündür, saygı ve hürmete layıktır.İnsanları Allah'ın hidayet yolundan engelleyen ve Allah'ın dosdoğru yolunu yamuk gösteren din adamları kitap yüklü eşeklerdir. (Cuma-5)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder