5 Haziran 2021 Cumartesi

KU'RAN AÇIKSA NİYE O KADAR KONUŞUYOR, KİTAP YAZIYORSUNUZ.? Biz vahiy ehli muvahhidlere en çok yapılan itirazlardan bir tanesi de şudur."Siz din ve hüküm olarak Kur'an tek kaynaktır, Kur'an açıktır ve anlaşılır bir kitaptır" diyorsunuz."Peki o halde neden Kur'an üzerinde bu kadar söz söylüyorsunuz."Nebi (Aleyhisselam) Kur'an ile ilgili onu açıklayacak bir şey söylemiş olamaz mı?" Cevap: Aslında bütün Resüller sadece ve sadece kendilerine indirilmiş olan vahyi tebliğ etmişlerdir.Resüllerin vahyi tebliğ etmekten başka bir görevlerinin olmadığı ile ilgili onlarca âyet vardır.Yüce Allah, Kur'an'ı Mübin'de şöyle buyuruyor."Rablerinin huzurunda toplanacaklarından korkanları (o güne iman edenleri) Kur'an ile uyar. Onlar için Rablerinden başka ne bir dost, ne de bir şefaatçi vardır. Belki (şirk'ten) sakınırlar"(En'am- 51)"Biz onların dediklerini çok iyi biliriz. Sen onların üzerinde bir zorlayıcı değilsin. Tehdidimden korkanlara Kur'an'la öğüt ver"(Kaf-45)"De ki: Ben sadece vahiy ile sizi ikaz ediyorum. Fakat, sağır olanlar, ikaz edildikleri zaman bu çağrıyı duymazlar"(Enbiya- 45)"Size Rabbimin vahyettiklerini duyuruyorum, size öğüt veriyorum ve ben sizin bilmediklerinizi Allah'tan gelen vahiy ile biliyorum"(Â'raf- 62)"Size Rabbimin vahyettiklerini duyuruyorum ve ben sizin için güvenilir bir öğütçüyüm" (Â'raf- 68)Fakat Resüllerin ardından gelen kuşaklar vahyin manasını bozduklarından dolayı Kur'an ehli muvahhidler Kur'an'ın bağlam ve bütünlüğünü, Kur'an'ın kendi içindeki çözümünü, kavramlarının gerçek anlamını, ilim ve hikmetinin üzerinde uzun uzun konuşmak zorunda kalıyorlar.Yoksa vahiy ehli muvahhidler Allah'ın mesajına bir şey ekleyip bir şey çıkarıyor değiller.Sadece dağılan konuları bir araya getirmeye çalışıyor, tahrif edilen kavramları ait oldukları yere koyuyorlar.Yani Şuayb (a.s) ın deyimiyle dinde ifsad edilen yerleri ıslah etme mucadelesi yapıyorlar.Muvahhidler indirilen vahyin dışında insanları bağlayan bir şeyin olmadığını söylüyorlar.Kur'an ehli hiçbir muvahhidin dine bir şey eklediğini, din ve hüküm olarak bir şey ortaya koyduğunu hiç kimse iddia edemez.Fakat bizler, mezhep âlimlerinin ve muhaddislerin Kur'an'ın hanif dinini bozduklarını ve orijinal din diye birşey bırakmadıklarını yüzlerce örnekte açık olarak ortaya koyuyoruz.Dolayısıyla Ehli Sünnet ve Şia âlimlerinin dinlerini Kur'an'la kıyas ederek batıl yolda olduklarını ispat ediyoruz.Fakat Kur'an'ın Allah tarafından apaçık ortaya konması, türlü örneklerle detaylandırılmış olması, kendi içinde çözüme kavuşturulması, Kur'an ın basit bir okumayla içindeki hazinelere ulaşılabileceği anlamına gelmemektedir.Üzerinde tedebbür, tefekkür, tezekkür, taakkul, tefekküh ve tasadduk etmek gerekirMadem, Kur'an açıktır, açıklanmaya ihtiyacı yoktur" diyorsunuz, o zaman Kur'an'ı açıklama adına ne diye kitap yazıyor, durmadan konuşup duruyorsunuz?Cevap: Evet, Kur'an bizzat yüce Allah tarafından "tebyin" edildi yani açıklandı.(Nahl-89 ; Bakara-118 ; Âl-i İmran-118; Hadîd-17 )Yüce Allah tarafından "tasrif" edildi "Çeşitli şekillerde sindire sindire ortaya kondu" ( Kehf-54; İsrâ-89 ) Yüce Allah tarafından "tafsil" edildi. "İnsanın akıl ve zihin kapasitesine göre kolaylaştırıldı"(Hûd-1; Yunus-5-24,37; Arâf-32,52, 174; En'âm-55,97,98,114,126 ) Yüce Allah tarafından "tefsir" edildi. "İnsanın emek ve merakına göre anlaşılır kılındı" (Furkân-33 )Ama Allah tarafından açıklanmış olan bu hazineye ulaşmak için Kur'an'ı, temiz bir zihin, ön yargısız bir iman, tam bir ihlas yani dini Allah'a özel kılma yani vahyi indirene koşulsuz teslimiyet için, araştıran, sorgulayan, aklını kullanan, özgür bir irade ve çabayla, ağır ağır, üzerinde düşünerek okumak gerekir. Yani Kur'an'da Allah tarafından yapılmış açıklamaları bulup, tespit etmek, bunları açığa çıkarmak sadece Allah Resulü'nün şahsına munhasır kılınmış bir şey değildir. Kaldı ki uydurma hadis kitaplarında bile beş âyetin bir tefsiri ve açıklaması yoktur.Bizimde sorularımız var.Nebi(a.s) hadislerle Kur'an'ı açıkladıysa bu kadar tefsir kitabına ne gerek vardı?Rasulullah'ın Kur'an'ı açıklama görevi var idiyse, bu açıklamaları ezberletip yazdırarak koruma altına alması gerekmez miydi? Bu açıklamalar dinin kaynağı ve olmazsa olmazı ise neden bizzat Nebi(a.s) tarafından kayıt altına alınmadı da, kendisinden asırlar sonra gelenlerin inisiyatifine ve hafızasına bırakıldı?Hadisler doğru olarak aktarıldıysa neden Şii muhaddislerin hadisleri ile Sünni muhaddislerin hadisleri birbirinden tamamen farklı hatta tam zıttı oluyor.Bu kadar önemli ve hayati bir konuda, Nebi(a.s) ın ileride bitip tükenmek bilmeyen hadis eksenli tartışmaları, hadislerden kaynaklanan ayrışmaları, kavgaları ve savaşları öngörerek bu açıklamaları yazdırıp koruma altına alması gerekmez miydi?Bunu yapmayarak Allah Resulü tebliğ ve beyan görevini eksik mi yerine getirdi?Şia ve Ehl-i Sünnet âlimleri, bu soruların hiç birisinin cevabını veremez.Çünkü Resulullah (a.s) ın, Allah tarafından indirilen vahyi tebliğ etmekten başka hiç bir görevi bulunmamaktadır.Yüzlerce âyete göre, Kur'an'ı açıklayan, ayrıntılı, eksiksiz, teferruatlı, detaylandırılmış, kendi içinde çözümlenmiş olarak gönderen Allah'tır.Dolayısıyla kendini Kur'an'a adamış, Kur'an'da yer alan, bizzat Allah tarafından yapılmış açıklamaları ortaya koymak adına araştırma yapan, emek veren, hayatını bu uğurda adayan muvahhidlerin, emek ve araştırma mahsulu olan çalışmalarının sonucu olarak kitap yazıp, bu bilgileri insanlarla paylaşmalarının neresini eleştiriyorsunuz.Bu Rahmani açıklamaları, Rabbani bilgi hazinelerini bulup ortaya çıkarmak ve bunları insanlarla paylaşmak için kitap yazmak, "Kur'an'ı tefsir etmek" değil, Kur'an'da varolan hikmeti, yüce Allah tarafından yapılmış açıklama ve detayları tespit etmek anlamına gelmektedir.İlkel düşünceniz, taklitçi zihniniz, ilimsiz aklınız ve örümcek ağı bağlamış beyinlerinizin böyle eserler ortaya koymaya musait olmadığını biliyoruz. Hiç olmazsa bu çabayı gösteren takva sahibi, hasbi ve muhlis kullara, bu saçma sapan argümanlarla saldırmayın..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder