28 Haziran 2021 Pazartesi
ARKADAŞLARDAN GELEN YORUMLAR(45.YAZI)Değerli hocam, elinize sağlık.Konu tarihsel, geleneksel ve Kur'âni altyapısı ile gayet net ve açık bir şekilde ortaya konmuştur.Gelenek ile dinin içiçe geçtiği konularda her zaman olduğu gibi son söz Kur'an'ındır.Âyet aslında o toplumda geleneksel olarak kullanılan bir giysinin (başörtüsünün), yaka bölgesi olarak ifade edilen göğüs bölgesini de kapsayacak şekilde örtülmesini istiyor veya emrediyor. Yani adının başörtüsü olması Allah'ın âyetteki emri gereği değil de zaten İslâm'dan önce de baş kısmını örtecek şekilde kullanılması nedeniyledir.Adı İslam'dan önce de başörtüsünün açıkta kalan göğüs bölgesini içerecek şekilde örtülmesini emrediyor, başın değil.İnsanın erkek cinsinin seksüel fizyolojisi ve cinsel psişik fıtratını inceledigimizde; yaratılış gereği bir erkeğin cinsel dürtülerini harekete geçiren, beyinde cinsel çağrışımı indükleyen, karşı cinste cazibe merkezi olarak algılanan kadındaki fiziksel bölgeler arasında saçlı deri bölgesi yani baş bölgesi ve saçlar yer almaz. Dolayısıyla zaten erkekte cinsel dürtü oluşturmayan ve onu karşı cinsle ilgili harama itmeyecek bir bölgesi neden bu amaçla kapatılacak bölgeler arasında olsun ki?Aslında dinde önemli olan her kadın ve erkeğin kendilerini zinaya götürecek yollara sevketmeyecek takvaya, imana ve ahlaka sahip olmalarıdır. Çünkü Allah Kur'an'da zina etmeyin değil, zinaya yaklaştıracak eylem ve ortamlardan bile uzak durun buyurmaktadır. Burda vurgulanmak istenen, kadının cinsel çağrışıma sebebiyet verecek, cinsel dürtüleri harekete geçirebilecek giyim tarzından uzak durması ve hassas bölgelerin açığa çıkmasını engelleyecek giyim tarzına sahip olmasıdır.Ama bu dürtüleri harekete geçirebilecek vücut bölgeleri arasında saçlar yer almaz.Başörtüsü dileyenin kendi zevk ve seçimine kalmış bir giyinme tarzı bir tercih bir insan hakkıdır.Kimse bunu tercih edeni engelleyemez veya bunu kullanmaya zorlanamaz. Başörtüsü tamamen geleneksel ve örfle ilgilidir. Başörtüsünün farz olduğu fikri, rivayetleri kendine din kabul edip bunlardan içtihadlar üreterek İslam dinine eklemeler yapan Şia ve Ehl-i Sünnet müctehidlerinin yani âlimlerinin bir eseridir.Selam ve saygılar sunarım"(Faruk Fidan- "Kadınlarda Baş Örtüsü Farz Mıdır" adlı yazıya yaptığı yorum)---------------------------------------------------------"Selamün Aleyküm Ali hocam!Uzun zamandır sizi takip ediyorum.Bugün okuduğum paylaşımınız beni çok şaşırttı. Yaklaşık 8 yıldır başörtü takıyorum ama son iki yıldır yaşamış olduğum psikolojik baskı ve içimden gelerek yani severek yapmama beni çok bunalttı. Âyetleri okuduğum zamanlarda aynen yazdığınız şeyleri düşündüm, araştırdım, geçmiş tarihlere gittim ve sizinle hemfikir olduğum bir konuyu yazmışsınız.Bu ramazanda çok dua ettim, yanlış birşey yapmamak adına, Rabbim! Yol göster dedim ve sizin paylaşımınızla yüz yüze geldim.Bu illa başımı açacağım anlamında değil, ama şu an Almanya'da başörtüsü yasağı onaylandığı için iş konusunda sıkıntı yaşarsam gerçeği bilerek hareket etmem açısından bana bir ilaç gibi geldi.Allah razı olsun.Son bir soru eğer başımı açarsam günaha girmem gibi birşey söz konusu olmaz degil mi ?(Çiğdem?????)"Kadınlarda Baş Örtüsü Farz Mıdır" adlı yazıya yaptığı yorum)-----------------------------------------------------"Hocam! Allah sizden razı olsun. Yazınızdan şöyle bir sonuç çıkardım. Doğrumu?Ne dersiniz?Yanlış var ise lütfen düzeltiniz. Başın kapanmasını Allah mı emretmiş? Allah emrettiyse daha önce başlar açık olmalı ki, Allah kapatılmasını emretsin. Allah başın kapatılmasını emretmediyse konu değişir. Şöyle ki, başörtüsü daha önce geleneksel olarak kullanılan Arap örfü bir kıyafet. O dönemde kadınlar da erkekler de aşırı sıcaktan dolayı mıdır, yoksa örften dolayı mıdır bilmem başlarını örtüyorlardı.Günümüzde de hâlâ öyle erkekler dahi örtüyor. Kadınlar o dönemde başlarını örtüyordu bununla beraber göğüs ve omuz kısımları dekolteydi.Allah geleneksel baş örtmeye müdahale etmedi, onayladı ama istediği bir şey vardı. Oda iman eden kadınlardan başörtüleri ile açıkta kalan dekolteli yerlerini kapatmasını istiyordu.Ta ki müşrik kadınlardan bir farkları olsun.Ve onlardan ayrışsın istiyordu.Kısaca emir ziynetin örtünmesidir. Baş ziynet değildir. Kendiliğinden görülen yerdir.Kısaca Allah o dönem başını örten kadınların başlarını örtmesini onaylamıştır.İslam'da başını örten kadına kimse müdahale edemez. Ama baş kapanacak diye açık bir hüküm olmadığı için de açmak günah değildir.Örtünmek takvaya uygun olandır. Güzel olandır.Şayet âyette yüce Allah, "başörtülerinizi iyice örtün, saçlarınızı açıkta bırakmayın, gözükmesin" demiş olsaydı, tartışılacak bir şey kalmaz.Başı açmak haram olurdu.Oysaki âyetin istediği ve dikkat çektiği şey, saçların iyice örtünmesi değil, ziynet yani dekoltenin örtünmesidir"(Hamza Yılmaz- "Kadınlarda Baş Örtüsü Farz Mıdır? adlı yazıya yaptığı yorum)-----------------------------------------------------" Ali hocam saygılarımla!İnsanlar gelenek ile vahyi hâlâ karıştırıyor.."Tilke hududullâh..." bu tamlama Kur'an'da 14 yerde geçer.Erkekler için 9 yerde geçerek, kadınların haklarını ihlal etmemelerini, sınırı aşmamalarını ya da sınırlardan uzaklaşmamalarını ister. Âyetlerde geçen avret ve ziynet kelimelerinin yanlış kullanıldığı âşikardır.Avret kelimesini sadece kadınlara yakıştıranlar Nur 58 ve Âraf 26. âyetin içeriğinden habersizdirler.Çünkü bu kelime erkekler için de kadınlar için de kullanılır. Cinsel ve mahrem bölgeler için kadın ve erkek için genel olarak kullanılmıştır. Bu nedenle cinsel bölgelerin örtülmesine "setrül avret" denilmiştir. Kur'an'da elbette örtünme erkekler ve kadınlar için de vardır. Nur 30 da erkeklere, Nur 31 de kadınlara seslenilir..Nur 30 da erkeler için "yahfezu furucehum" "ferclerini korusunlar" buyurmaktadır.Ferc: Arapça da omuz, kol ile bacak arasında kalan bölgeye denir. Nur 31.âyette de kadınlar için de ferc fiili kullanılmıştır. "ve yehfezne furucehunne" "ferclerini korusunlar" denmektedir.Ferc kelimesinin Arapça manası çok açık olmasına rağmen gelenek iffet veya ırzlarını korumak olarak üstü kapalı mana vermiştir.Ve ziynetlerini görünen dışındakileri açmasınlar. "Ziynetihinne, ziynetühünne ve"mé zehera" (görünenler dışında) derken çoğul şeklinde kullanılmıştır. Arapçada çoğul 3 ve yukarısıdır. Görünen yerlerin sadece el yüz olmadığı gramere göre de açıktır. O dönem erkek ve kadınların tamamının 40 derece üstündeki sıcaklıklardan çöl fırtınalarından korunmak için başlarını saçından itibaren tüm bedenlerini örtecek koruyacak şekilde kullandıkları örtüleri vardı.Erkekler başları için günümüzde de kullanılan çember sarığa "hımar denilirdi. Hımar, humr kökünden gelir ve örtmek, bilinci örtmek anlamlarındadır.Zaten o dönemde o coğrafyada tüm kadınlar ve erkelerin örfi olarak başı örtülü idi. Günümüzde entari şeklindeki erkeklerin kullandıklarına" kandura" veya "suriyah" adı verilir.Nur 31. âyette geçen "bihumuruhinne ala cuyubihinne" "kadınlar hımarlarını yakaları üzerine göğüslerine vursunlar/koysunlar /örtsünler"demektir.Âyetin devamında; "ayaklarını yere vurarak ziynetlerini belli etmesinler, açığa çıkarmasınlar" derken, ziynetin saç baş olmadığı çok net anlaşılmaktadır.Saçını belletmek için ayak yere vurulmaz, başını sallamak ya da eliyle saçları savurmak yeterlidir.Ahzab 33.âyette Nebi eşlerine seslenerek "cahiliye döneminde olduğu" gibi açılıp saçılmayın buyuruyor."teberracne" yani "buruc" fiili kullanılır. "Buruc fiili, Buruc süresi 1 ve Nur süresi 60.âyettede aynı anlamlarda geçer.Oysa cahiliye kadınları da başörtülü idi.Burada anlatılmak istenen ziynetlerini teşhir etme tavizkar olma vb durumlardır.Âli İmran 14.âyette; kadınlara olan eğilimin süslü ve cazip gösterildiği," zuyyine" (ziynet) fiili ile anlatılmaktadır.Bu âyete göre de cazip gösterilen meyl edilecek yerlerin ziynet yerleri olduğu açıktır. Gözler ve yüz ziynet olarak değil de, saçı ve başı ziynet kabul etmek bu âyetlere göre doğru değildir.Âyetlerin yanlış anlaşılmasının en büyük nedeni Kur'an'ın bağlam ve bütünlüğü içinde okunmamasından kaynaklanıyor.Geleneği, mezhepleri, örfü, rivayetleri merkeze alarak, onlara sihhat kazandırmak için Kur'an'dan hüccet arama garebetidir. Allah'ın emrettikleri ve men ettikleri, İsra- 23,30; Mümtehine- 11,12; En'am- 151,152,153 âyetlerinde detaylı olarak anlatılır..Allah'ın emirleri arasında saçların örtülmesi diye bir şart yoktur.Ve Allah'ın emrettikleri şeyleri yapanlara âyetlere göre mümin denilir..Mümtehine 12. âyette Mekke'den Medine'ye toplu hicret eden mümin kadınlar anlatılır ve Allah, Nebi (a.s) dan bu kadınların biatı için şirk, hırsızlık ve dinin diğer önemli ilkeleri konusunda Nebi'ye isyan, çocuklarını öldürmemeleri, zina yapmamaları konusunda onlardan biatlarını al" buyuruyor. Yani âyete göre bu şartlarda onlar artık mümin kadınlardır.Bunları ihlal büyük günahları oluşturur.Nisa 31.âyette "yasaklanan büyük günahlardan kaçınırsanız Allah küçük günahlarınızı örteriz..." buyuruyor. Vesselam...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder