7 Ocak 2019 Pazartesi

TEFEKKÜR'ÜN ÖNEMİ
(6.YAZI)
Tefekkür vahyin hakikat kandilinden Işık alır,  doğar, beslenir ve varlık âlemine düşerek kendini gösterir.
Tefekkürün gıdası ve oksijeni Allah'ın kitabı olan Kur'an'ı Mübin'dir.
 Onun içindir ki sözlerin en güzeli her daim düşünce  ve sorgulamaya, aklı kullanmaya ve ibret almaya ısrarla davet eder.
Vahiy başka bir şeyle değil,  kendisine tefekkür ile ulaşılmasını ister.
Çünkü Kur'an'ın hikmetlerine ancak tefekkürle ulaşılır.
Dil, İlim, merak ve araştırma daha sonraları işe katılır.
 Yani kendi bütünlüğü içerisinde Kur'an'ın anlaşılamaması tefekkür eksikliği ve zihni bir faaliyet olmadığındandır.
"Onlar Kur'an'ı düşünmüyorlar mı?  Yoksa kalpleri kilitli mi?
(Muhammed, 24)
"Andolsun ki biz Kur'an'ı öğüt alanlar için  kolaylaştırdık. Ondan öğüt alan yok mu?
( Kamer- 17,22, 32, 40)
"Eğer biz bu Kur'an'ı dağa indirseydik, muhakkak ki onu, Allah korkusundan baş eğerek, parça parça  olmuş görürdün.  Bu misalleri insanlara tefekkür etsinler diye veriyoruz"
(Haşr, 21)
 Hayatın anlamını, kıymetini ve kalitesini artıran tefekkür Allah tarafından insana bahşedilen bir hayat, bir enerji, bir rahmet çisintisidir.
Allah'ın göklerde ve yerde olan muhteşem sanatını  düşünmek,
 tarihi düşünmek, Kur'an'ın esrar ve  hikmetleri üzerinde düşünmek,
hayatı ve ölümü düşünmek, kendimizi düşünmek,
hasılı varlığı ve en önemlisi Rahmân ve Rahim olan Allah'ı düşünmek geleceğin nesillerine kalacak en kıymetli miras olacaktır.
Gelecek olan nesiller ancak bu manevi  miras ile ayakta duracaklar.
 Musa ve İsa'nın mirası, son vahyin temsilcisinin mirası olmadan hayat yaşanmaz.
Elçilerden kalan bu miras olmadan geleceğin Firavun, Nemrut, Karun ve Ebu Cehilleriyle mucadele etmek mümkün değildir.
İbrahim'den bize  böyle bir miras kalmasaydı bugün nefes bile alamazdık, bize hayat hakkı tanımazlardı.
Dolayısıyla âtinin nesillerine vahiy ahlakından  ve tevhid mirasından daha hayırlı bir kalmayacaktır.
"Bir zaman İbrahim, babasına ve kavmine demişti ki: Ben sizin taptıklarınızdan uzağım. Ben yalnız beni yaratana kulluk ederim. Çünkü O,  beni doğru yola iletecektir.
Bu sözü ardından geleceklere devamlı kalacak bir miras olarak bıraktığı ki, insanlar onun dinine dönme azmini göstersinler"
(Zuhruf, 26, 27, 28)
Bu ilâhi  mirastan nasibi olmayanlar büzülür, akılları ve irfanları küçülür, kalpleri katılaşır, vicdanları körelir ve tarih sahnesinden  yıkılıp giderler.
Son,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder