TEFEKKÜR'ÜN ÖNEMİ
(3.YAZI)
Kur'an'ı Mübin'e baktığımızda fıkıh ve İslam hukuku ile ilgili açık ayetlerin 150 civarında olduğu ilim ve düşünceyi teşvik eden ayetlerin 750'yi geçmesi gerçekten düşünen insanlar için önemli bir ipucu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Medeniyetler ve sanat tefekkür etme ve aklı kullanma sayesinde gelişir.
Zira varlığın esrar ve inceliklerinin keşfedilebilmesinin temelinde bilgi ve birikimin yanı sıra "varlık" üzerinde derinlemesine tefekkürün ayrı bir değeri vardır.
Batıdaki gelişmenin temelinde düşünce merkezlerinin ve kuruluşlarının önemi hiçbir zaman küçümsenmemesi gereken çok ciddi bir olaydır.
Düşünce ve fikir özgürlüğüne sahip olmayan hiçbir milletin olgunlaşması, huzur bulması ve refahı yakalaması, daha doğrusu gelişmesi mümkün değildir.
Her iyiliğin ve hayrın başı düşünce ve fikir özgürlüğüdür.
Tefekkür belli bir ilmi birikimin yanı sıra, aklın bütün zihinsel yetenek ve dinamikleriyle ilintili bir eylem, özgür bir durum olarak algılanmalıdır.
Şüphesiz tezekkür, taakkul, tefekküh ve tefekkür insanı diğer canlılardan ayıran en belirgin özelliktir.
Öyle ki bu nitelikler insanlığın tarihi kadar eski ve köklüdür.
İslam dini dediğimiz tevhid medeniyeti ve evrensel ahlak kişileri hemen her konuda akıllarını kullanmaya ve tefekkür etmeye davet eder.
O denli ki Kuran'ı Mübin'de hemen her süre ve sayfada değişik göklerden türemekle birlikte insanlar düşünmeye, evreni ve içindekileri ibret nazarıyla okumaya, ders çıkarmaya, Allah'a imana yönlendirilir.
"İşte biz bu temsilleri insanlar için ortaya koyuyoruz; fakat onları ancak bilgi sahibi (şuurlu) olanlar düşünüp anlayabilir"
( Ankebut, 43)
"Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün birbiri peşinden gelmesinde, insanlara fayda veren şeylerle yüklü olarak denizde yüzüp giden gemilerde,
Allah'ın gökten indirip de ölü haldeki toprağı canlandırdığı suda, yeryüzünde her çeşit canlı yaymasında,
rüzgarları ve yer ile gök arasında emre hazır bekleyen bulutları yönlendirmesinde tefekkür eden bir toplum için Allah'ın varlığını ve birliğini ispatlayan birçok deliller vardır"
( Bakara, 164)
Bu bağlamda tefekkür etmeden bilinçsizce yaşanan hayat, doğruyu veya yanlışı aramaksızın, körü körüne asırlar öncesinden atalardan intikal eden dini ve kötü gelenekleri bilinçsizce taklit etmek Kur'an'da sert bir şekilde kınanır.
"Onlara ( müşriklere) Allah'ın indirdiğine uyun, denildiği zaman, "Hayır! Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız" derler. Ya ataları bir şey anlamamış, doğruyu da bulamamış idiyseler"
(Bakara, 170)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder