7 Ocak 2019 Pazartesi

ALLAH RESULÜ'NÜN ARKADAŞLARI(ASHAB ) GÖKTEKİ YILDIZLAR GİBİ MİDİR?    Kur'an' da Resülüllah ( as ) ın arkadaşlarlarının ( Ashab ) olumsuz hareketlerini anlatan yüzlerce ayet mevcuttur. Bunlardan bazıları şu şekilde özetlenebilir.
1. Allaha ve Resulüne ihanet ( Enfal 27 )
2. Savaştan kaçmaları ( Al-i İmran süresi ayet 152, 153, : Tevbe 24, 25 )
3. Allahın düşmanı olan müşrikleri dost edinmeleri ( Mumtehine 1,2)
4. Allah Resulü ( as ) ın eşine zina iftirasında bulunmaları ( Nur 11. 21 Tam 10 ayet )
5 . Resulullah  ( as ) a saygısızlık ( Hucurat 1. 2, Ahzab 53. 69, Tevbe 58. 61 )
Bütün bunlardan başka kur'an ' ı Mubin de münafıklarla alakalı müstakil bir sürenin bulunması, yüzlerce ayette münafıkların anlatılması, İsrail oğullarının Allah'ın  Elçilerine karşı saygısız tavırlarının Resulullah'ın  arkadaşlarına örnek olarak aktarılması gösteriyor ki, sahabelerin büyük çoğunluğunun kur'an' nın ahlakını temsil etmekten uzak kaldıklarını açıkça ortaya koymaktadır.
Yani Allah Resulü'nün  arkadaşları ile günümüz müslümanları arasında takva ve ihlas haricinde bir farkın bulunmadığı kur'ani bir hakikattır.
Mesela : Allah Resulü vefat eder etmez birbirleriyle savaşmaları,bu savaşlarda  binlerce müslümanın hayatını kaybetmesi bu hakikatı gözler önüne seriyor.
Hz Ali ile  Muaviye arasında Siffinde yapılan savaşta 70 bin, Hz Ali ile Hz Aişe arasında Basrada Cemel olayında 15 bin yine Hz Ali ile Hariciler arasında Nehravanda yapılan savaşta binlerce müslüman telef olmuştur.
Peki bütün bu gerçeklere rağmen neden Batıl Ehli sünnet mezhebi, Allah Resulü'nün  arkadaşlarının ( Ashabın) hepsini gökteki yıldızlar gibi gösterip Müslümanları aldatıyor?
Bunun nedeni şudur : Ehli sünnet ve Şia arasındaki siyasi  çatışmalarda, Şia, Hz Ali, Hz Hasan, Hz Hüseyin, Hz Fatma, Ehli Beyt ve 12 İmam hakkında onları yücelten, Hz.Ebubekir, Hz Ömer, Osman, Talha, Hz Aişe, Hz Hafsa ve sahabelerin dördü dışında ( Mikdat b Esved, Ammar b  Yasir, Selmanı Farisi, Ebu Zer el Gıfari )Allah Resulü'nün  Bütün  arkadaşlarının dinden çıkıp kafir olduklarını konu edinen binlerce hadis uydurmaya başlayınca, buna mukabil Emevi beslemesi Ehli sünnet'in   yalancı muhaddisleri de, Şia'dan aşağı kalmamak için korkunç bir yalan ve iftira olarak hadis kulliyatları meydana getirmişlerdir.
Şu da bir gerçektir, Ehli sünnetin yalan rivayetlerinin en önemli sebeplerinden biri de Muaviye, Yezid, Haccac ve Emevilerin  Zulüm dolu  saltanatının vahşetini örtbas etmek de vardır.
İşte Ehli sünnet ve Şia'ya bağlı mukallit Müslümanların Kur'an'dan habersiz bulunmalarının en büyük sebebi bu uydurma rivayetler ve uydurma din olmuştur. Emevi saltanatı döneminde doğan, Abbasi idaresi döneminde kayda geçirilen ve Osmanlı Saltanatı döneminde en katı bir sadakatle yaşanan ırkçı Emevi  Ehli sünnet  rivayetlerinin bir çoğundaki hadislerin Allah'a, Allah'ın Resulüne , dine, ilme, akla ve güzel ahlaka hakaret içerdiğinden Ümmetin haberi yok gibidir.
Dolayısıyla Emevi ve Abbasiler döneminde uydurulan ve Şia mezhebi gibi  rivayetler üzerine kurulan Ehli sünnet uydurma dini Ümmeti aldatmayı temel prensip  edinmiştir.
Ehli sünnet mezhebi yalanı kendisine kaynak kabul eden bir sistem olarak şekillenmiştir.
Bu yüzden ne Ehli sünnet ve ne de Şia hiçbir zaman kur'an merkezine ve cennetine ayak basamayacaklardır.
Hulasa.
 Ehli sünnet ve Şia inançta, fikir ve hürriyette bize öyle kötü bir miras bıraktılar ki, sadece yaşayan cahillerinden değil, ölmüş  alimlerinden de çekeceğimiz var.
Ehli sünnet ve Şia'nın dinlerinden  bağımsız olarak kur'an'a yaklaşmayan ondan hiçbir şey anlamaz.
Çünkü Kur'an kendisine  karşı yüz çevirmelerinden ötürü  Ehli sünnet ve Şia' ya kapılarını tamamen kapatmıştır.
 Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder