TEFEKKÜR'ÜN ÖNEMİ
(2.YAZI)
Yer ile göklerin düzenliliğini, onlarda var edilen ince ayar ve hassas dengeyi, yaratılış gayesini, yaratılmışlara verilen nimet ve güzellikleri, dünyanın geçiciliğini,
hayvanlardaki nimetleri, gece ve gündüzün dönüşümünü düşünen İnsan,
Allah'ın sonsuz ihsanlarıyla kullarını nasıl donattığı karşısında onun büyüklüğünü idrak eder.
Taklidi iman, tefekkür ve aklı kullanma ile elde edilir.
Onun için Kur'an Mübin'nin yüzlerce âyetinde tezekkür ve tefekkür etme üzerinde önemle durulur.
İslam dininin bu kadar önem verdiği tefekkür, insanı hatadan ve en önemlisi taklitçilikten kurtaracaktır.
İnsan önce kainat kitabına bakmalı onu tefekkürle okumalıdır.
Kâinat kitabının okunmasıyla Allah'a karşı kendisinde mutlaka bir sevgi söz konusu olacaktır.
Her şeyi bizim için yaratan ve bizim emrimize veren yüce Allah'a karşı insan nasıl bir hal alır, nasıl bir minnet ve sevgi seline kapılır bunun tarifi olamaz.
"O (Allah) Göklerde ve yerde ne varsa hepsini kendi katından bir lütfu olmak üzere size boyun eğdirmiştir. Elbette bunda düşünen bir bir toplum için ibretler vardır"
(Casiye, 13)
"O öyle lütufkar bir) Allah'tır ki gökleri ve yeri yarattı, gökten su indirip onunla rızık olarak size türlü meyveler çıkardı.
İzniyle denizde yüzüp gitmeleri için gemileri emrinize verdi, nehirleri de sizin yaralarlanmanız için akıttı.
Düzenli seyreden güneşi ve ayı size faydalı kıldı, geceyi ve gündüzü de istifadenize verdi. O size istediğiniz her şeyden verdi. Allah'ın nimetini sayacak olsanız bitiremezsiniz.
( İbrahim- 32, 33, 34)
İşte nimetlerin tefekkürü sonucu insanda meydana gelen şey O Rahmân ve Rahim olan Allah'a karşı oluşan muhabbetten başka bir şey değildir.
Akıl ve idrak sahibi bir varlık olan insana seslenen Kur'an tefekküre o derece önem vermiştir ki,
düşünmeyen, aklını ve kalbini doğru kullanmayan gafilleri varlıklar içinde en aşağı derecede olanlarla aynı kabul etmiştir.
"Andolsun, biz cinlerden ve insanlardan bir çoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır,
onlarla kavramazlar, gözleri vardır hakikatı görmezler, kulakları vardır gerçeği duymazlar, işte onlar hayvanlar gibidir,
hatta onlar daha şaşkındırlar. İşte esas gafiller bunlardır"
( Araf, 179)
"Yoksa sen, onların çoğunun gerçekten söz dinleyeceğini yahut akıllarını kullanacağını mı sanıyorsun?
Hayır, onlar hayvanlar gibidir. Hatta onlar yolcu daha da sapıktırlar"
( Furkan 44)
"Şüphesiz Allah katında yaratıkların en kötüsü, düşünmeyen, (aklını kullanmayan) sağırlar ve dilsizlerdir"
( Enfal, 22)
Kur'an'ın Mübin'de tefekkür kavramı, tedebbür (tüm boyutlarıyla düşünme) tezekkür (hatırlama- anma- yad etme) akletme (aklı faaliyete geçirme) ve nazar etme (ibretle bakma- ibret alma) tefekkuh (bilme- bilgiye ulaşma) şuur ( idrak etme) gibi kavramlarla eş anlamlı olarak kullanılmıştır.
Bir hususta görüş ileri sürmek, aklı kullanmak gibi bir manaya gelen tefekkür ve yakın anlamları olan diğer kavramlarla ilgili ayetler Kur'an'ı Mübin'de bir hayli yer almaktadır.
Bir fikir vermesi açısından zikredecek olursak tefekkür 18,
yaratılanlara ibretle bakma ve benzerleri 128, tedebbür 4, ulül elbab (akıl sahipleri) 16, akıl, İlim ve benzerleri ise yüzlerce yerde geçmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder