8 Mayıs 2018 Salı

KUR'AN'DA KIRAAT FARKLILIKLARI
(16.YAZI)
ÖRNEK 88:
 Zümer suresi "O  küfredenler, bölük bölük halinde cehenneme sürülür.
Nihayet oraya geldiklerinde kapıları açılır,,,," 71.âyetinde bulunan "futihet" "açılır" kelimesini, Nâfi "futtihet" yani "te" harfini şeddeli  (Allah tarafından)
"açtırılır" olarak okumuştur.
 Aynı şekilde 73. âyette cennet için  bulunan "futihet" "açılır" kelimesini Nâfi "futtihet" "açtırılır" olarak okumuştur.
 ÖRNEK 89:
 Mümin suresi "inkar edenlerin cehennem ehli olduklarına dair Rabbinin sözü böylece gerçek oldu" 6. âyetinde bulunan "kelimetü" lafzını, Nâfi kelimétühü" "sözleri" yani  çoğul  olarak olmuştur.
 ÖRNEK 90:
 Mümin suresi "Allah, adaletle hükmeder O'nu bırakıp taptıkları ise hiçbir şeye hükmedemezler" 20.âyetinde bulunan "yed'une" "kulluk ettikleri, yalvardıkları" kelimesini, Nâfi "ted'une" "kulluk ettikleriniz, yalvardıklarınız" olarak okumuştur.
 ÖRNEK 91:
 Mümin suresi "Firavun:  Bırakın beni, dedi. Musa'yı öldüreyim, (kurtarabilirse) Rabbine yalvarsın!
Çünkü ben onun, dininizi değiştireceğinden, "ev" "yahut" yeryüzünde fesad  (anarşi)  çıkaracağından korkuyorum" 26.  âyetinde bulunan "ev"  lafzını, Nâfi "ve" olarak okumuştur.
 O zaman mana şöyle oluyor.
 ",,,,,,,dininizi değiştireceğinden ve yeryüzünde fesad  (anarşi) çıkaracağından korkuyorum"  ÖRNEK 92:
 Mümin suresi ",,,,Böylece Firavun'a,  yaptığı kötü iş  süslü gösterildi ve yoldan saptırıldı,,," 37.  âyetinde bulunan "ve sudde" "saptırıldı" kelimesini, Nâfi "ve sadde" (Firavun kavmini) saptırdı  olarak okumuştur.
 O zaman âyetteki cümlenin manası şöyle oluyor.
 "Böylece Firavun'a yaptığı kötü iş süslü gösterildi ve bu sebepten dolayı  milletini yoldan saptırdı"
 ÖRNEK 93:
 Cin suresi "kim Rabbinin  zikrinden(Kur'an'dan)  yüz çevirirse (Rabbin) onu gitgide artan çetin bir azaba uğratır"
17. âyetinde bulunan "yeslükhü" "uğratır" kelimesini, Ebu Amir "neslükhü" "uğratırız" olarak okumuştur.
 ÖRNEK 94:
 Kıyamet suresi "Hayır! Doğrusu siz, çarçabuk geçeni (dünya hayatını ve nimetlerini)  seviyor, ahireti bırakıyorsunuz"
20 ve 21.  âyetlerinde bulunan "tuhibbune" "seviyorsunuz" ve "tezerune" bırakıyorsunuz" kelimelerini,
 Ebu Amir "yuhibbune " "seviyorlar" ve "yezerune" "bırakıyorlar" olarak  okumuştur.
 O zaman âyetin manası şöyle olacaktır.
" Hayır!
Doğrusu onlar çarçabuk geçen dünya hayatını seviyorlar âhireti bırakıyorlar"
 ÖRNEK 95:
 İnsan Suresi "Sizler (hidayeti) istemedikçe Allah dilemez (iradenizi ipotek altına alarak zorla  hidayete yönlendirmez"
30. âyetinde bulunan "vemé teşéune" "istemedikçe" kelimesini,
Ebu amir  "vemé yeşéune" "onlar istemedikçe" olarak okumuştur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder