ALLAH'I YALANCI ÇIKARMAYA ÇALIŞAN BİR DİN:
ŞİİLİK VE SÜNNİLİK.
(1.YAZI)
"Kıyamet gününde Allah hakkında yalan söyleyenlerin yüzlerinin kapkara olduğunu görürsün.Kibirlenenlerin kalacağı yer cehennem değil midir"
(Zümer, 60)
İnsanlara karşı şefkat ve merhamet sahibi olan Yüce Allah (Bakara, 143)
"Onların kolaylığını istemiş din'de bir zorlamaya insanları koşmamış" (Bakara, 185)
"Elçilerini'de insanların üzerine konulan esaret zincirlerini alıp atmak için göndermiştir"
( Araf, 157)
Yani Allah'ın, elçileri vasıtasıyla gönderdiği vahiy dini son derece kolay,anlaşılır, açık, basit, sade, rahat ve karmaşık olmayan bir yapıya sahip şeffaf bir dindir.
Fakat Allah'ın göndermiş olduğu ve kendisinin tamamladığı ve razı olduğu bu tevhid dinine razı olmayan Şia ve Ehli Sünnet âlimleri öyle bir din icat ettiler ki,
artık bu dinden kurtulup hidayet ve rahmet dini olan vahiy dinine yani Kur'an'a ulaşmaları çok zor görünüyor.
Şia ve Ehli Sünnet'in muhaddis ve âlimleri Kur'an'ı terk etmekle dünyanın en yalan ve açık şirk dinini ortaya çıkardılar.
Şia ve Ehli Sünnet âlimlerinin dininde olan yalan, iftira ve saçmalıklar başka hiçbir dinde bulunmaz.
Halbuki hakiki din sadece Allah tarafından indirilen dindir.
"De ki: Ben Allah'ın indirdiği kitaba iman ederim,,," (Şura, 15)
"Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler"
( Bakara, 4)
Yani dinin doğru olabilmesi için Allah tarafından "indirilmiş" orijinal vahiy dini olması şarttır.
İnsanlar tarafından uydurulmuş din gerçek bir din olamaz.
"Din Allah tarafından indirilendir.
"Gerçek olan Rabbinden gelendir. O halde sakın şüphe edenlerden olmayasın"
( Bakara, 147)
Allah tarafından gelmeyen ilim din için geçerli bir ilim değildir.
",,,, de ki: Doğru yol, ancak Allah'ın yoludur. Sana gelen bu ilim'den (Kur'an'dan) sonra (Ey elçi!) onların arzularına uyacak olursan, andolsun ki, Allah'tan sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır"
( Bakara, 120)
Din inanç, ahlak ve amel olarak Allah tarafından tamamlanmıştır.
",,,,, Bugün size dininizi mükemmelleştirdim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam'a razı oldum,,,"
( Maide, 3)
"Rabbimin sözü, doğruluk ve adalet bakımından tamamlanmıştır. O'nun sözleri değiştirecek kimse yoktur. O işitendir, bilendir"
(En'am, 115)
Yukarıdaki âyette geçen "doğruluk" ahlak ve amel, "adalet" ise "tevhid" ve "iman" anlamına gelmektedir.
Allah tarafından indirilen orijinal vahiy dini, itikad, ahlak ve amel bakımından insanlara yeterlidir.
"Ona rabbinden deliller indirilmeli değil miydi? derler. De ki: Mucizeler ancak Allah'ın katındadır. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım. Kendilerine okunmakta olan kitab-ı sana indirmemiz onları yetmemiş mi? Elbette iman eden bir kavim için onda rahmet ve ibret vardır"
( Enbiya, 50-51)
Din Allah'a özgü kılınması gerekir.
( Ey Elçi!) Şüphesiz kitab-ı sana hak olarak indirdik. O halde sende dini Allah'a özel kılarak kulluk et. Dikkat et, ( katışıksız, saf, temiz) din yalnız Allah'ındır,,,,"
( Zümer, 23)
"De ki: Bana, dini yalnız Allah'a özel kılarak O'na kulluk etmem emrolundu"
( Zümer, 11)
İnsanlar sadece Allah tarafından indirilen vahiy ile sorumlu tutulmuşlardır.
"Sen sana vahyedilene sımsıkı sarıl, şüphesiz sen dosdoğru bir yol üzerindesin. Doğrusu Kur'an sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız"
( Zuhruf, 43- 44 )
Ey Şia ve Ehli Sünnet alimleri!
Siz, dininizi Allah'a mi öğreniyorsunuz?
"De ki: Siz dininizi Allah'a mı öğretiyorsunuz? Oysa Allah göklerde olanları da bilir, yerde olanları da, Allah her şeyi hakkıyla bilendir"
(Hücurat, 16)
Ey Şia ve Ehli Sünnet âlimleri "
Hani Allah'ın dininden başka geçersiz bir din yoktu? olmayacaktı.
" Allah indinde gerçek din (tevhid dini olan) islamdır"
( Âli İmran, 19)
"Kim (tevhid dini olan) İslam'dan başka bir din peşinden koşarsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve ahirette ziyan edenlerden olacaktır"
( Âli İmran, 85)
Ey Şia ve Ehli Sünnet müctehitleri!
Hani dinde parçalanma olmayacaktı?
"Dinlerini parça parça edip gruplara ayrılınlar var ya, (Ey Muhammed! ) senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur"
(En'am, 159)
(Ey Resul! ) Dini ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin, diye Nuh'a emrettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya emrettiğimizi Allah size de din kıldı. Fakat kendilerini çağırdığın bu (tevhid-islam) dini müşriklere ağır gelir"
( Şura, 13)
( Ey Resul!) Sen yüzünü hanif olarak dine, Allah insanları hangi fıtrat (tevhid-islam) üzerine yaratmış ise ona çevir. Allah'ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler"
( Rum, 30)
"Hepinizi Allah'a yönelerek O'na karşı gelmekten sakının, salat-ı yıkama edin, müşriklerden olmayın.Dinerini parçalayan ve fırka fırka olanlardan olmayın. Bunlardan her fıkra kendilerinde olan inanç ile böbürlenip sevinmektedir"
(Rum, 31- 32 )
Ey Şia ve Ehli Sünnet âlimleri!
Hani hüküm sadece Allah'a aitti?
",,,,,,Hüküm sadece Allah'a aittir. O size kendisinden başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir. İşte doğru dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler"
( Yusuf, 40)
Hani Allah hükmünde kimseyi ortak yapmayacaktı? ",,,,,,O, kendi hükümranlığına kimseyi ortak etmez"
(Kehf, 26)
Hani Allah'tan başka rabler ve ilahlar olmayacaktı?
(Yahudiler) Allah'ı bırakıp bilginlerini (Hristiyanlar)da rahiplerini ve Meryem oğlu mesih'i rabler edindiler. Halbuki onlara ancak tek İlaha kulluk etmeleri emrolundu. O'ndan başka ilah yoktur. O, bunların ortak koştukları şeylerden uzaktır"
( Tevbe, 31)
Ey Şia ve Ehli Sünnet alimleri!
Hani Allah tarafından indirilen vahiy dini yerine akılsız ataların ve babaların dinine uyulmayacaktı?
"Onlara (müşriklere): Allah'ın indirdiğine uyun, denildiği zaman onlar, Hayır! Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz dine uyarız derler. Ya ataları bir şey anlamamış (Dolayısıyla) doğru yolu bulamamış idiyseler"
( Bakara, 170)
"Onlara (Hıristiyanlara, Yahudilere, Şii ve Sünnilere) Allah'ın indirdiğine (Kur'an'a) gelin" denildiği zaman "Babalarımızı üzerinde bulduğumuz din bize yeter" derler. Ataları hiçbir şey bilmiyor ve doğru yol üzerinde bulunmuyor iseler de mi?
( Maide, 104)
Ey Şia ve Ehli Sünnet alimleri!
Hani Allah'tan ve O'nun kitabından başka hidayet, rahmet ve tabi olunacak bir dost yoktu?
"Rabbinizden size indirilene (Kur'an'a) uyun. O'nu bırakıp başka evliyanın peşlerinde gitmeyin. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!"
(Âraf, 3)
"Yoksa onlar Allah'tan başka evliya mı edindiler? Halbuki dost yalnız Allah'tır. O ölüleri diriltir, her şeye kadir olandır"
( Şura, 9)
Ey Şia ve Ehli Sünnet âlimleri!
Allah "Benim âyetlerimden ve sözümden başkasına iman etmeyin demedi mi?
"İşte sana gerçek olarak okuduğumuz bunlar Allah'ın ayetleridir. Artık Allah'tan ve onun âyetlerinden sonra hangi söze inanacaklar" (Casiye, 6)
"Onlar artık bundan (Kur'an'dan) sonra hangi söze inanacaklar"
( Mürselat, 50 )
Ey Şia ve Sünnet âlimleri!
Hani Allah'ın indirdiği hak ve hidayet gizlenmeyecek ve dine batıl şeyler karıştırılmayacaktı?
"Bilerek hakkı batıl ile karıştırmayın, Bile bile hakkı gizlemeyin" ( Bakara, 42)
Hak ve hidayeti gizlemenin lânetlik bir iş olduğunu duymadınız mı?
"İndirdiğimiz açık delilleri ve hidayet yolunu, kitapta onu insanlara apaçık olarak göstermemizden sonra gizleyenleri yok mu, işte onlara hem Allah hem de bütün lanet ediciler lanet ederler"
( Bakara, 159)
"Allah'ın indirdiği kitaptan bir şeyi gizleyip onu az bir değer karşılığında değiştirenler yok mu, İşte onların yiyip de karınlarına doldurdukları ateşten başka bir şey değildir. Kıyamet günü Allah ne kendileriyle konuşur ve ne de onları temize çıkarır. Orada onlar için can yakıcı bir azap vardır"
( Bakara, 174)
Hani Allah'ın âyetleri görmezden gelinmeyecek ve Allah'ın âyetleri yalan sayılmayacaktı? "Âyetlerimizi inkar etmiş ve kafir olarak ölenlere gelince, işte Allah'ın, meleklerin ve tüm insanlar laneti onların üzerindedir"
(Bakara, 161)
"inkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar cehennemliktir, onlar orada ebedi olarak kalırlar"
(Bakara, 39)
Ey Şia ve Ehli Sünnet âlimleri!
Allah Resul'ü(as) vahiyden başka bir şeyle mi insanları uyardı?
Allah Resul'ü sadece Kur'an ile davet etmedi mi?
"Rablerinin huzurunda toplanacakları (o güne iman edenleri) Kur'an ile uyar. Onlar için Rablerından başka ne bir dost ne de bir şefaatçi vardır, belki sakınırlar"
( En'am,51)
"De ki: Ben, sadece vahiy'le sizi uyarıyorum. Fakat, sağır olanlar ikaz edildikleri zaman bu çağrıyı duymazlar"
(Enbiya, 45)
" Biz onların dediklerini çok iyi biliyoruz. Sen onların üzerinde bir zorlayıcı değilsin. Tehdidinden korkanlara Kur'an'la öğüt ver"
(Kaf, 45)
Ey Şia ve Ehli Sünnet dincileri!
Allah Resulü Kur'an'dan başka bir şeye uydu mu?
" Ben, bana vahyedilenden başkasına uymam. Çünkü Rabbime İsyan edersem elbette büyük bir günün azabından korkarım"
( Yunus, 15)
Hani Allah'ın emri sadece indirilen vahye uymak olacaktı?
"Rabbinden sana vahyedilene uy. O'ndan başka ilah yoktur. Müşriklerden yüz çevir"
(En'am, 106)
( Ey Resul!) Sen, sana vahyedilene uy ve Allah hükmedinceyeye kadar sabret. O hakimlerin en hayırlısıdır"
( Yunus, 109)
Ey Şia ve Ehli âlimleri!
Siz, Allah ile, onu ayetleriyle ve O'nun Resulü ile alay mı ediyorsunuz?
"De ki: Siz, Allah ile, O'nun âyetleriyle ve O'nun ve Resulü ile alay mı ediyor ediyorsunuz? (Tevbe, 65)
Ey Şia ve Ehli Sünnet âlimleri!
imanınızdan sonra âyetleri görmeyerek, onları yalan sayarak, onları önemsemeyerek, onlara şirk koşarak kafir mi oldunuz?
"Özür dilemeyin, çünkü siz iman ettikten sonra tekrar kafir oldunuz. Sizden bir grubu bağışlasak bile, bir gruba da suçlu olduklarından dolayı azab edeceğiz"
( Tevbe, 66)
Ey Şia ve Ehli Sünnet âlimleri!
Artık size hidayet'in ve cennetin kapıları açılmayacaktır"
"İman etmelerinden, Resul'ün hak olduğuna şehadet getirmelerinden ve kendilerine apaçık âyetler gelmesinden sonra inkarcılığa sapan bir kavme Allah nasıl hidayet nasip eder? Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez"
( Âli İmran, 86)
" İşte onların cezası, Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların lanetine uğramalarıdır. Bu lanete ebedi gömülüp gidecekler. Onların azapları hafifletilmez, yüzlerine de bakılmaz"
( Âli İmran, 87- 88 )
Ey Şia ve Ehli Sünnet imamları!
Kur'an'dan yüz çevirdiğinizden dolayı bu dünyada kör olduğunuz gibi ahirette de kör bir toplum olacaksınız.
"Kim de benim zikrim olan Kur'an'dan yüz çevirirse şüphesiz onun sıkıntılı bir hayatı olacak ve biz onu, kıyamet günü kör olarak haşredeceğiz.
O: Rabbim! Beni niçin kör olarak haşrettin? Oysa ben hakikaten görür idim! der. Allah buyurur ki: İşte gerçek böyle.
Çünkü sana âyetlerimiz geldi, ama sen onları unuttun. Bugün de aynı şekilde sen unutuluyorsun"
(Tâhâ, 124- 125 -126)
Bütün bunlar Kur'an'ın gerçekleriydi, uydurma şirk dini olan Şiilik ve Sünniliğin yalanları da inşallah ikinci yazıda.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder