KUR'AN'DA ALLAH, RESUL VE VAHİY BAĞLAMINDA KULLANILAN KAVRAMLAR:
(1.YAZI)
Allah'ın izni ve inayetiyle yeni bir yazı dizisine başlıyoruz.
Konu: "Allah, Resul ve vahiy bağlamında kullanılan kavramlar"
Bu konu o kadar önemli ki,
Nebi ile Resul'ün arasında bulunan farkları açık olarak ortaya koymak için böyle bir yazı dizisine ihtiyaç vardı.
Bu yazı dizisinde ortaya koyacağımız ayet-i kerimelerle hadislerin yani
Şia ve Ehli Sünnet dininin uydurma sünnetinin son derece yalan, uydurma, Allah Resulü adına iftira olduğunu, Allah'ın izniyle açık olarak göreceğiz.
Küfür, şikak, İsyan, hak, nur, tebliğ, tekzip, itaat etme, ittiba, helal ve haram kılma, istihza (alay etme) hâdd, tasdik gibi birçok kavramın Allah, Resul ve vahiy bağlamında kullanıldığını yakından göreceğiz.
Söz konusu âyetlerde göreceğimiz gerçekleri şöyle sıralamak mümkündür.
1-) Din ve hüküm olarak Kur'an'dan başka hiçbir kaynak insanları bağlamaz.
2-) insanlar ahirette sadece vahiy'den sorumlu tutulacaklardır.
3-) Din Allah tarafından daha Allah Resulü hayatta iken tamamlanmıştır.
4-) Din tamamen Allah'a özel kılınmalı ve orijinal olarak yaşanması gerekir.
5-) Dinin üzerine hiç kimsenin hiç bir şey ekleme ve çıkarma yetkisi yoktur.
6-) Din ve hüküm olarak Kur'an'dan başka kaynaklar yani mezhep ve fırkalar bölücülük ve parçalanmayı temsil etmektedirler.
7-) Allah'ın tüm elçileri sadece ve sadece kendilerine iletilmiş olan vahyi tebliğ etmişlerdir.
8-)Allah Resulü Muhammed (as) bile sadece Allah'ın kitabına tâbi olmuştur.
9-) Mezheplerin Kur'an, Allah Resulü ve Tevhid dini olan İslam ile yakından ve uzaktan hiçbir ilişkileri yoktur.
İlk yazıda "tekzip" "yalanlama" kavramını ele alacağız.
Gerçekten de Kur'an'a baktığımızda bu ele aldığımız kavramların üzerinde o kadar durulmuş ki, biz ayetlerde yoğun olarak işlenen bu kavramlarla
Şia ve Ehli Sünnet ilim adamlarının vahiy'den nasıl yüz çevirdiklerini, Kur'an'ı tekzib ettiklerini, hakikatının
üzerine nasıl perde çektiklerini, vahyi nasıl gözardı ettiklerini,
Allah'ın elçilerini vahiy'den nasıl kopardıklarını, bundan dolayı
hidayete bedel olarak sapıklık ve küfrü nasıl satın aldıklarını, hiçbir zaman Kur'an'a değer vermediklerini yüzlerce yerde işlenen âyetlerle göreceğiz.
TEKZİB (YALANLAMA)
Tekzib (yalanlama) kavramı yüzlerce âyette sadece Allah, vahiy ve Resul bağlamında kullanılmıştır.
(Bakara- 39, 87; Âli İmran- 11, 137, 184; Mâide- 10, 70, 86, 102; Enam- 5, 11, 21, 33, 34, 39, 49, 57, 66; Araf- 36, 37, 64, 72, 136, 147, 182; Tevbe- 90 Yunus- 17, 95;
Kehf- 15, 57; Hac- 42, 43, 44;
Müminün, 26, 44- Furkan- 35,36;
Şuara- 105- 117, 123, 139, 160, 176, 189;
Neml- 84; Ankebut- 18, 68;
Rum- 10, 16;
Sebe- 45;
Fatır- 4, 25; Yasin- 14, 15; Sa'd- 4, 5, 12, 13, 14; Zümer- 32, 59; Mümin- 5, 23, 24, 36, 70;
Kaf- 5, 12, 13, 14; Kamer- 9, 18, 23, 33, 42; Rahman- 13, 16, 18, 21, 23, 25, 28, 30, 32, 34, 36, 38, 40, 42, 45, 47, 49, 51, 53, 55, 57, 59, 61, 63, 65, 67, 69, 71, 73, 75, 77;
Rahman Suresi 31âyette bulunan "Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz" Allah'ın kelamından maksadın "insanların kendilerinde,
çevrelerinde Rahmân ve Rahim olan Allah'ın verdiği nimetler, indirdiği vahiy ve gönderdiği elçiler, tevhid, adalet, sağlık, cennet gibi birçok nimeti içine almaktadır"
Cuma- 5; Münafıkun- 1; Teğabun, 10; Mülk, 9; Kalem- 7,8,9, 44;
Hakka- 48, 49; Şuara- 12, 105, 123, 139, 141, 160, 176, 186;
Mürselat- 15, 19, 24, 28, 34, 37, 40, 45, 47, 49, 50; Nebe- 28
BİR KAÇ ÖRNEK
"İnkar edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince,,,"
(Bakara, 39)
"Ey Resul! Eğer seni yalanlıyorlarsa,,,"
"Eyke halkı ve Tübbâ kavmi de. Bütün bunların hepsi Resulleri yalanladılar da azabım gerçekleşti"
(Kaf, 14)
"Nuh kavmi de Resulleri yalanladılar"
(Şuara, 105)
"Sonunda, Allah'ın âyetlerini yalan sayarak,,,"
(Rum, 10)
",,,,Böyle iken, Resullerimi yalanladılar,,,"
(Sebe, 45)
"Kiyamet gününde Allah hakkında yalan söyleyenlerin yüzlerinin kapkara olduğunu görürsün.Kibirlenenlerin kalacağı yer cehennem değil midir?
(Zümer, 60)
"Andolsun ki senden önceki Resuller de yalanlamışlardı,,,,,"
(En'am, 34)
"Âyetlerimizi yalanlayanlara ve büyüklenip onlardan yüz çevirenler var ya,,,"
(Âraf, 36)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder