ASIL SUÇ KİMDE?
Yahudilerin ataları olan İsrailoğulları Allah'ın kitabına göre Nebi ve Resul'lerini öldüren, kâfir, gaddar ve zalim kimselerdi.
İsrailoğulları Allah'ın elçilerine en büyük ızdırap ve işkenceyi çektirmişlerdi.
"Bir zaman Musa kavmine:
Ey kavmim!
Benim, Allah'ın size gönderdiği elçisi olduğumu bildiğiniz halde niçin bana eziyet ediyorsunuz? demişti.
Onlar yoldan sapınca, Allah da kalplerini saptırmıştı. Allah fasıklar topluluğunu doğru yola iletmez"
(Saf, 5)
"Hatırla ki, Meryem oğlu İsa :
Ey İsrailoğulları!
Ben size Allah'ın elçisiyim, benden önce gelen Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek Ahmet adında bir Resulü de müjdeleyici olarak geldim, demişti.
Fakat o, kendilerine açık deliller getirince: Bu apaçık bir sihirdir, dediler" "İslam'a(Tevhid'e)çağrıldığı halde Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalim kim olabilir. Allah Zalimler topluluğunu doğru yola iletmez"
(Saf, 6,7)
"Ey iman edenler! Sizde Musa'ya eziyet eden(İsrailoğulları) gibi olmayın. Nihayet Allah onu dedikleri şeyden temize çıkardı. O, Allah'ın yanında şerefli bir konuma sahipti"
(Ahzab, 69)
Şu andaki Yahudilerin ataları olan İsrailoğulları Allah'a bile hakaret etmekten çekinmeyen bir ahlaka sahip idiler.
"Gerçekten Allah fakir, biz ise zenginiz" diyenlerin sözünü andolsun ki Allah işitmiştir. Onların bu dediklerini, haksız yere Nebileri öldürülmeleri ile birlikte yazacağız ve diyeceğiz ki: Tadın o yakıcı azabı!"
(Âli İmran, 181)
"Bu, dünyada iken kendi ellerinizle yapmış olduğunuzun karşılıklıdır. Yoksa Allah kullarına zulmetmez"
(Âli İmran, 182)
"Yahudiler, Allah'ın eli bağlıdır(Allah cimridir) dediler. Dedikleri yüzünden elleri bağlanası ve lanet olasılar! Bilakis, Allah'ın elleri açıktır, dilediği gibi verir.
Andolsun ki sana Rabbinden indirilen, onlardan çoğunun azgınlığını ve küfrünü artırır. Aralarına kıyamete kadar sürecek düşmanlık ve kin soktuk.
Ne zaman savaş için bir ateş yakmışlarsa( fitne uyandırmışlarsa) Allah onu söndürmüştür. Onlar yeryüzünde sadece bozgunculuğa koşarlar. Allah ise bozguncuları sevmez"
( Maide, 64)
Allah'ın indirmiş olduğu vahye ihanet eden bir millet olduklarını onlarca âyette Kur'an haber vermektedir.
Peki, ataları Allah'a bile hakaret etmekten çekinmeyen, O'nun Tevhid dinini bozan, kendilerine indirilen vahye ihanet eden, Nebi ve Resullerini öldürenlerin çocuklarının size merhamet etmesini nasıl beklersiniz?
O halde asıl suç kimdedir?
Aslında asıl suç, israiloğullarının çocukları olan günümüz kafir ve zalim Yahudilerin değil, asıl suç Şia ve Ehli Sünnet ilim adamlarının ihanetlerinde gizlidir.
Allah Kur'an'da onlarca ayette "vahiyden ayrılmamayı ve sadece ona sığınmayı
"Hep birlikte Allah'ın ipine (Kur'an'a) sığının, (ondan ayrılarak ) parçalanmayın. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın.
Hani siz birbirinize düşman kişiler idiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve onun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz.
Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarındayken oradan da sizi O kurtarmıştı.
İşte Allah size ayetlerini böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız"
( Ali İmran, 103)
"Allah ve Resulü'ne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin, sonra korkuya kapılırsınız da kuvvetiniz gider. Bir de sabredin. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir"
(Enfal, 46)
buyurduğu halde,
Şia ve Ehli Sünnet âlimleri dinlerini paramparça ederek fırka ve mezheplere ayrılmış son vahyin ümmetini birbirine düşman yaparak Allah Resulü ile bütün bağları koparmışlardır.
Aslında ihanet Allah rasûlü'nün vefatından itibaren başlamış, Emevi ve Abbasilerle birlikte zirveye çıkmıştır.
İster inanın ister inanmayın,
Allah Resulü'nün vefatından günümüze kadar dökülen Müslüman kanının %95'inin müsebbibi Şia ve Ehli Sünnetin kendi aralarında olan fitne ve savaşlardan kaynaklanmıştır.
Sadece %5 müslüman kanı gayri müslimler tarafından akıtılmıştır.
Şia ve Ehli Sünnet dininin âlimleri ve devletleri birbirlerinden nefret ettiklerinin yüzde biri kadar Yahudi ve Hristiyanlardan nefret etmezler.
Mesela Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Küvet, Mısır,
Katar ve Ürdün gibi alçaklar çok rahat bir şekilde İslam düşmanı ABD ve İsrail ile bir araya gelebilirken,
İran ile bir araya gelmek akıllarına bile gelmez, hayal bile etmezler.
Şimdi Yahudi ve Hristiyanların vahdet ve dirliğine, Müslümanların perişanlığına ve dağılmışlığına bakın.
Bakın da, Şia ve Ehli Sünnet'in Kur'an gibi bir kitaba ihanet etmelerinin sonuçlarını görün.
SUÇ KİMDEDİR?
Bu sorunu cevabını Hac 31. âyet muhteşem bir şekilde vermektedir.
Evet Hac süresi 31. âyet olayı bütün açıklığıyla gözler önüne sermektedir.
Şia ve Ehli Sünnet ilim adamlarının ümmeti nasıl şirk ve hurafe karanlınlığına mahkum ettiklerini ve akbabalara yem yaptıklarını açık seçik göstermektedir.
Suç israiloğullarının torunları olan Yahudilerde değil, asıl suç Kur'an düşmanı Şii ve Sünni yönetici ve ilim adamlarındadır.
"Şüphesiz ki Allah insanlara hiç bir şekilde zulmetmez, fakat insanlar kendilerine zulmederler"
Çok ilginç, israiloğullarının çocukları Nebilerin vahiy yolundan saptıkları için insanlığa zulmediyorlar, biz de vahiy'den saptığımız için her türlü zulüm ve karanlığa Allah bizi mahkum etmiştir.
(Yunus, 44)
SUÇ BİZDEDİR
Suçu başka yerde arayıp kendimizi kandırmayalım.
Kitabımıza ve özümüze dönelim.
Sizce kutsal Mekke'nin Suud ailesinde olması mı daha ağır bir kahır ve ızdırap verici bir işkencedir.
Yoksa Amerika ve İsrail'in elinde olması mı?
Yoksa ağır bir soru mu oldu?
İnsan hayatından daha değerli hiçbir şey yoktur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder