28 Ağustos 2017 Pazartesi

KUR'AN EHLİ MUVAHHİDLERLE ATALARIN UYDURMA DİNİNE BAĞLI MUKALLİTLER BİR ARAYA GELEMEZLER
(9.YAZI)
"VAHYİ GAYRİ METLÜV" MESELESİ.(1)
 Ehli sünnet ve Şia "Nebi ( Aleyhisselam) eşlerinden Hz. Hafsa'ya bir sır söyledi. O ise sırrı bir diğer şahsa ifşa etti. Nebi ( Aleyhisselam) bu sırrın  eşi tarafından ifşa edildiğini öğrenince ondan bir açıklama istedi. Eşi, Nebi ( Aleyhisselam) a bu sırrın ifşa edildiğini kimden öğrendiğini sordu. Nebi ( Aleyhisselam),bunun Allah tarafından haber verildiği şekilde karşılık verdi. Bu olay Kur'an'ı Mübin'de şu âyetle haber veriliyor.
"Nebi, eşlerinden birine gizlice bir söz söylemişti. Fakat eşi, o sözü başkalarına haber verip Allah da bunu Nebi'ye açıklayınca, Nebi bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. Nebi bunu ona haber verince eşi: Bunu sana kim bildirdi? dedi. Nebi : Bilen, her şeyden haberdar olan Allah bana haber verdi, dedi"
(Tahrim, 3)
Yukarıdaki ayette geçen "Bilen,  her şeyden haberdar olan Allah bana haber verdi" ifadesi, söz konusu sırrın ifşa edildiğini Nebi ( Aleyhisselam) a Allah tarafından haber verildiğini gösteriyor. Bu haber verme olayı Kur'an'ı Mübin'in hiç bir yerinde geçmez. Dolayısıyla bu âyet, Allah Resulü'nün Kur'an'da yer alan vahiy dışında Allah'tan başka vahiy aldığının da bir göstergesidir"
Kur'an ehli muvahhidler her ne kadar
"Kur'an'dan başka hiçbir kaynağın ümmeti bağlamadığını, ümmetin sadece vahiy'den sorumlu bulunduğunu" delilleriyle ilgili onlarca âyeti  detaylı olarak ortaya koysalar da sıra mukallit mezhepçilere geldiğinde,uydurma hadis dinlerine alan açabilmek ve rivayet dininin  meşru bir yol olduğunu göstermek için  hiç alakası olmayan bu gibi deliller getirmeye çalışıyorlar.
Bu durum Şia ve Ehli sünnet âlimlerinin hiç bir zaman Allah'ın kitabına itibar etmediğini açık olarak gösteriyor.
Öncelikle Şia ve Ehli sünnet âlimlerinin mezheplerinde "vahyi gayri metlüv" inancıyla ne kasdedildiğini anlamaya çalışalım.
"Allah Resulü'ne genel olarak tatbikatta ortaya çıkan bazı konularda hüküm ve karar yetkisi verildiği gibi, Kur'an'da olmayan hususlarda ona haram ve helal koyma yetkisi de verilmiştir"
(Hayrettin Karaman, "Kur'an'ın Hz. Peygamber'in sünnetine verdiği değer, sünnetin Dindeki yeri, tartışmalı ilmi toplantılar dizisi, s, 68, Ensar yayınları)
(Devam Edecek)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder