24 Ağustos 2017 Perşembe

KUR'AN EHLİ MUVAHHİDLERLE ATALARIN UYDURMA DİNİNE BAĞLI MUKALLİTLER BİR ARAYA GELEMEZLER
(5.YAZI)
Kur,an'ı önemsemeyen,onun anlaşılmasını engelleyen,  onun yerine uydurulmuş dine tâbi olan mukallit mezhepçilerin ikinci argümanları ve Kur'an'dan kaçış bahaneleri Necm suresi 3.ve 4. ayetleridir.
Mukallit cahiller bu iki ayeti şöyle anlıyorlar. "Allah Resulü (aleyhisselam)ın hadisleri de birer  vahiy'dir.
 Çünkü o hevasından konuşmaz.
 Dolayısıyla ondan rivayet edilen bütün hadisler de Kur'an gibi Allah'tan gelmiş vahiy gibidir.  Onları kabul etmeyen Resulullahı reddetmiş olacağından dolayı dinden çıkmış olur.
   CEVAP:
  Peki, Necm suresi 3.ve 4.âyetleri gerçek olarak hangi anlama geliyor.
Daha önceki yazılarımızda Ehli sünnet ve şia âlimlerinin Kur'an'dan hiçbir şey anlamadıklarını yazmıştık.
 Hatta Şia ve Ehli sünnet alimlerinin Yahudi ve Hristiyan din adamlarından daha bozuk bir din oluşturduklarını da sürekli söylüyoruz.
 Şia ve Ehli sünnet âlimleri Kur'an'da manasını bozmadıkları bir kavram  bırakmadılar.
 Şimdi Ehli sünnet ve
Şia alimlerinin şu karanlık üstüne karanlık cehaletlerine bir göz atalım.  Necm suresinin ilk ayetlerinde geçen
 "O, kendi heva ve arzusuna göre nutuk atmaz (konuşmaz) onun bildirdikleri vahyedilenden başkası değildir"
mealindeki ayetler delil gösterilerek (Hiç alakası olmadığı halde)
 Şia ve Ehli sünnet âlimleri tarafından Allah Resulü'nden asırlar  sonra uydurulan hadislerinde vahiy mahsulü olduğu iddia edilmiştir.
 Oysa bu ayetlerde "vahiy ürünü" olduğu bildirilen sözler
 Muhammed (Aleyhisselam)"den sonra onun adına iftira edilen sözleri (hadisleri) değil Resul'ün okuduğu,  Allah indinde gelen Allah'ın sözleridir.
 Yani onun Allah'tan getirdiği Kur'an âyetleridir, Allah tarafından  indirilen vahiydir.
 Bu kadar basit ve kolay anlaşılması gereken ayetler nasıl başka bir şekle sokulup  çarpıtılır? Mekke müşrikleri iftira ederek Muhammed ( Aleyhisselam) ın
 Resul olarak okuduğu sözlerin Allah'ın âyetleri (Allah'tan aldığı vahiy'ler) olmadığını ve bunları kendisinin uydurduğunu (heva ve hevesi ile söylediğini) iddia ettiler.
İşte Mekke müşriklerinin bu iddiaları ile alakalı bu âyetlere benzer bir çok ayet nazil olmuştur.
MESELA
"Yoksa, "Onu (Kur'an'ı) kendisi uydurdu" mu diyorlar?
De ki:
Eğer doğru iseniz Allah'tan başka çağırabildiklerinizi yardıma çağırın da siz de onun gibi uydurulmuş on süre getirin"
(Hud, 13)
"Yoksa, Onu (Muhammed) uydurdu mu diyorlar?
De ki :
 Eğer sizler doğru iseniz Allah'tan başka, gücünüzun yettiklerini çağırın da hep beraber onun benzeri bir süre getirin"
(Yunus,38)
 İşte müşriklerin bu iddialarına cevap olarak Necm suresinin ilgili on beş  ayeti nazil olmuştur.
 Şimdi Şia ve ehli sünnet âlimlerinin ne kadar  Kur'an cahili olduklarını anladınız mı?
Ehli sünnet ve Şia dini  İnsanın düşünmesini engelleyen, aklı dumura uğratan, statik,  durağan iki batıl dindir.
 Akıllı ve Muvahhid bir  Müslüman elinden geldiği  kadar inancını, aklını, zihnini Ehli sünnet ve Şia'nın  dininin karanlığından  korumaya çalışır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder