24 Ağustos 2017 Perşembe

KUR'AN EHLİ MUVAHHİDLERLE ATALARIN UYDURMA DİNİNE BAĞLI MUKALLİTLER BİR ARAYA GELEMEZLER
(4.YAZI)
 Allah Resulü'nün dönemindeki müşriklerle günümüzün müşrikleri arasında aleyhimize görünen tek bir şey vardır.
 Yani Allah Resulü'nün dönemi daha zor ve çetin olmakla beraber Mekke müşriklerinin atalarından kendilerine  intikal etmiş bir kitapları  bulunmuyordu.
"Yoksa size ait bir kitap varda, (bu batıl inançları ve fikirleri)ondan mı okuyorsunuz?
(Kalem, 37)
Fakat bizim başımıza musallat olan  müşriklerin atalarından intikal eden yüzlerce hadis ve fıkıh  kitapları vardır.
 Bizim tek dezavantajımız budur.
 Şimdi gelelim Kur'an'ı anlamak istemeyen  mezhepçi müşriklerin argümanlarına:
 1)"Allah ve Resulüne itaat edin"
 Bu Kur'an'ı anlamayan  cahillere göre Allah'ı Kur'an, Resulü de hadisler temsil etmektedir.
Hadisleri inkar eden Allah Resulü'nün sözlerini inkar etmiş olur.
 Dolayısıyla Allah Resulü'nün düşmanı bir kafir olur.
 CEVAP:
Kur'an'ın hiç bir ayetinde Nebi'ye ve  Muhammed'e itaat edin diye bir emir bulunmaz.
Dolayısıyla Resul'ün görevi vahyi tebliğ etmek olduğu için ona itaat Allah'a itaat olarak kabul edilmiştir.
Elçi konuşan Kur'andır. Elçiyi hidayete ulaştıran vahiy'dir, ancak Resul olmadan da vahiy hayat bulamaz.
Vahiy elçinin dilinde hayat bulur. Elçi olmazsa vahiy diye bir şey olmaz.
 Elçiyi değerli kılan şey vahiy'dir.
 Elçi kendisine Allah'tan indirilen vahiy sayesinde değerlidir.
 Bundan dolayı Nebi ile Resul arasında bulunan farkı bilmeyen mukallit mezhepçilere hadislerin Allah Resulü'nü  temsil etmediklerini anlatmak oldukça zor görünüyor.
 Çünkü Nebi ile Resulün  arasında bulunan fark gibi Kur'an'ın bir çok  konusu hâlâ atalarının dinine bağlı olan hurafecilere kapalıdır.
 Uydurma dinlerine körü körüne bağlılıklarından  dolayı mukallitler  hiçbir zaman Kur'an'ı anlamayacaklardır.
 Rahman ve rahim olan Allah şöyle buyuruyor. "Kendisine  Rabbinin  ayetleri hatırlatılıp da  ona sırt çevirenden, kendi elleriyle yaptığını unutandan daha zalim kim vardır!
 Biz onların kalplerine, bunu anlamalarına  engel olan bir ağırlık,  kulaklarına da sağırlık verdik. Sen onları hidayete çağırsan da artık ebediyen hidayete eremeyeceklerdir"
(Kehf,57)
 Kur'an'ın çok ilginç bir ahlak vardır.
 MESELA
Kur'an'ı Mübin kendisi ile beraber bir kaynak kabul etmediği için, kendisini din ve hüküm olarak tek müracaat edilecek kaynak kabul etmeyenlere kendisini kapatır.
 İster inanın ister inanmayın Ehli sünnet(Diyanet, Cemaat, Tarikatlar) ve Şia istedikleri kadar Kur'anı okusunlar hiçbir zaman onu anlayamayacaklardır.
 Bu mümkün değildir.
 Dillerinden aşağıya bir şey intikal etmeyecektir.
 Bu Kur'an'ın en önemli kanunu  ve sünnetidir ve onun sünnetinde ve kanununda hiç bir zaman  değişme olmaz.
 Şia ve Ehli sünnet alimleri  maalesef Kur'an'ın bütün kavramlarını tahrif  ettikleri gibi Kur'an'ın en önemli kavramı olan "Resul"( Elçi) kavramını da tahrif etmişlerdir.
 Resul kavramı tahrif  edilince onu  Kur'an'dan koparmalları ve ona  başka anlamlar yüklemeleri kolaylaşmış oldu.
 Aslında Şia ve Ehli sünnetin cinayet ve  küfürlerini anlatmakla bitiremeyiz.
 Dolayısıyla Şia ve Ehli sünnet alimleri Kur'an'ın en önemli kavramı olan Resûl kavramını anlayamamışlardır.
 Allah aşkına söyleyin, Kur'an'ın en önemli kavramı olan " Resul" ibaresinin  hangi anlama geldiğini bilmeyenlerle neyi oturup  konuşacaksınız.
Bundan dolayı mukallit mezhepçiler  eğer Kur'an'a iman ediyorlarsa Kur'an'daki kavramları yine Kur'an'ın kendisinden çözmeye çalışmaları gerekir.
 Yani aydınlıkta kaybettiklerini karanlıkta arama ahmaklığına  düşmeyeceklerdir.
 Kuran'da geçen bir kavrama yine kendisinden  başka hiç bir kaynak sağlıklı bir  açıklama getiremez.
 Yani bir kavram Kur'an'da geçiyorsa onun gerçek  çözümünü başka bir kaynakta bulamazsınız.
 Dinde en büyük yıkım "Nebi" ile "Resul" kavramlarında olmuştur.
 Bu iki kavramın tahrif  edilmesi dinin  tamamen değişmesini beraberinde getirmiştir.
 Allah Resulün'den sonra ilk cinayet "Resül" kavramlarını hadislerle Kur'an'dan koparmaları olmuştur.
 İkinci büyük  cinayet ise  İran'ın fethinden sonra "Nebi" ve "Resul" kavramları yerine kullanılmaya başlanan "Peygamber" kelimesi ile olmuştur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder