24 Ağustos 2017 Perşembe

KUR'AN EHLİ MUVAHHİDLERLE ATALARIN UYDURMA DİNİNE BAĞLI MUKALLİTLER BİR ARAYA GELEMEZLER
(3.YAZI)
Yani Allah Resulü ile Mekke'li  müşriklerin yapmış oldukları münazara sanal bir âlemde  yapılmıyordu.
 Karşınızda size hakaret eden adamı silemiyor, ona engel koyamıyordunuz.
 Dolayısıyla  Mekke ve Medine'nin sert ortamını bilmeyen günümüz insanları  bazı Kur'an ayetlerini çok sert bulabilirler.
 Mekke müşriklerinin dinlerine olan aşırı  bağlılıkları,
Medine'ye Allah Resulü ile münazaraya  gelen Hıristiyanların küfür ve  inatları,
 Medineli Yahudilerinin  kendilerini Araplardan  üstün görmeleri, kibir ve gururları, hakaret ve Allah Resulü'nü yalanlamaları Kur'an ayetleri üzerinde sert  söylemlere sebep oluyordu.
 Yani şimdi siz hanif bir müslüman olarak sadece Kur'an okuyor, yalnız Kur'an'a iman ediyor ve tek Kur'an'dan  beslenen biri olarak ataların uydurma dinine bağlı olarak yaşayan  Cübbeli Ahmet,
 Nihat Hatipoğlu, Tuğrul İnançer,  Fatih Çıtlak, Cevat Akşit, Ramazan Ayvalı, Diyanet işleri başkanlığı, Osman Ünlü, İhsan şenocak, Ebubekir sifil,
Alparslan Kuytul, Ubeydullah Aslan, Nurettin Yıldız, Cemal Nur Sargut, Necmettin Nursaçan, Mustafa Karataş,
Ömer Döngeloğlu, Yusuf Kavaklı  gibi Kur'an'ı tek kaynak olarak kabul etmeyenler ve dinin Allah tarafından tamamlandığına  inanmayanlarla  bir kasabada her gün karşı karşıya geldiğinizi bir düşünün.
 Allah'a yemin ediyorum, yukarıda saydığım şahsiyetler Allah Resulü'nün döneminde Mekke ve Medine'de yaşamış olsalardı haklarında en az iki bin âyet nazil olurdu.
 Bugün biz Kur'an'ı Mübin'i tek kaynak olarak kabul eden muvahhidler Ataların dinine uyanlarla gerçek bir dünyada karşı karşıya gelmiyoruz.
Gelmiş olsak bile bizim yol değiştirme ve onlarla karşı karşıya gelmeme imkanımız vardır. Biz münazaradan kaçabiliriz
 Fakat Allah Resulü kendisine indirilen  vahyi  tebliğ etmek, gelen âyetleri herkese okumak ve duyurmak zorundaydı.
Allah Resulü'nün bir kenara  çekilmek gibi bir alternatifi bulunmuyordu.
Aslında ben sözü şuraya getireceğim.
 Mekke müşrikleri inançlarını ve ataların dinini  korumaya çalıştıkları gibi 1400 seneden beri Kur'an karşısında alternatif, uydurma,  paralel bir din çıkaran Ehli sünnet ve Şia'da kendilerine göre bazı argümanlar geliştirerek uydurma rivayetlerle oluşturulan  dinlerini korumaya çalışıyorlar.
 Allah'ın izniyle  Kur'an'ın bağlam ve bütünlüğü, vahyin  hikmeti ( çözümü) ve Kur'an'ın sistemi ile bu uydurma dinleri gibi yalan yanlış olarak ortaya  koydukları  argümanlara cevap vereceğiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder