24 Ağustos 2017 Perşembe

KUR'AN EHLİ MUVAHHİDLERLE ATALARIN UYDURMA DİNİNE BAĞLI MUKALLİTLER BİR ARAYA GELEMEZLER.    
(2. YAZI)
Bu yazılarımızda uydurulmuş Ehli sünnet ve şia dini ile Allah tarafından  indirilmiş din arasındaki kalın duvarları ve zor engelleri görmeye çalışacağız.
 Allah Resulü'nün döneminde yani Kur'an'ın ilk nazil olmaya başladığı zamanlarda ilahlarına  ve evliyalarına
 karşı yaptığı saldırılardan dolayı Mekke müşrikleri de ilahlarını ve evliyalarını dolayısıyla inançlarını koruma
amaçlı olarak Kur'an'a ve Allah resulüne karşı saldırılara başladılar.
 Kur'an, batıl ve zulüm olan inançları üzerinde eleştiri olarak  yoğun bir baskı  kurmaya başlayınca,
Mekke müşrikleri de  Kur'an'a ve Allah Resulü'ne karşı hakaret ve  iftiralarını  artırmaya başladılar.
 MESELA, Allah Resulü'ne "Sen Resul (Elçi) değilsin" dediler.
 Allah da onlara karşı şöyle cevap verdi
"De ki: Benimle sizin aranızda şahit şahit olarak Allah ve yanında kitabın bilgisi olan (Kur'an ehli muvahhidler)  yeter"
(Ra'd, 43)
 Mekke müşriklerinin her iftiralarına Kur'an tarafından cevap veriliyordu.
Allah ( cc) hiç bir zaman  müşriklere karşı Elçisini  tek başına bırakmıyordu.
 MESELA,
"Kur'an'ı kendisi uydurdu" diyorlardı.
Allah da Kur'an'da onlara şöyle cevap veriyordu. "De ki: Eğer doğru iseniz Allah'tan başka çağırabildiklerinizi  yardıma çağırın  da siz de onun gibi uydurulmuş on süre getirin"
(Hud, 13)
 MESELA,
 "Kur'an'ı ona ancak bir beşer öğretiyor" diyorlardı.
 Yine cevaplarını Allah'tan alıyorlardı.
 MESELA,
"Sen ancak bir iftiracısın" diyorlardı. Allah ise "onların çoğunun hiçbir şey bilmediklerini" söylüyordu.
 (Nahl, 101)
 Mekke müşrikleri Allah Resulü'ne "Sen  delisin" diyorlardı.
 Allah( cc) yine kendisi Kur'an ile cevap veriyordu.
 ( Ey Mekkeliler! ) Arkadaşınız (Muhammed) deli değildir"(Tekvir, 22)  diye cevap veriyordu.
 Sürekli hakaret, iftira,istihza ve yalanlama geliyor, her zaman Allah da onların iftiralarına karşılık Allah Resulü'nü teselli ediyor, sabretmesini tavsiye ediyordu.
 Bu kavga ve  tartışmalar, karşılıklı münazaralar yüzlerce ayette haber verildiği gibi  devam edip gidiyordu.
 Tam on üç  sene Mekke müşrikleri ile gerçek anlamda,  hakiki zaman ve zeminde, karşı karşıya, bunlar oluyordu.
 Yani sanal alemde değil, gerçek bir hayatta bu olaylar ve tartışmalar gerçekleşiyordu.
 Karşı karşıya, yüz yüze, kolay değil tam  karşınızda Ebu Cehil ve Velid bin Muğire  Allah Resulü'ne  hakaretler ediyor,  küfrediyor, alay ediyor.
Allah'da onlara cevap veriyor, Resulü'nü teselli ediyordu.
"Onların söylediklerinin hakikaten seni üzmekte olduğunu biliyoruz. Aslında onlar SENİ YALANLAMIYORLAR, fakat o zalimler açıkça ALLAH'IN AYETLERİNİ İNKAR EDİYORLAR"
( En'am, 33)
"Andolsun ki senden önceki ELÇİLER de yalanlanmıştı. Onlar, yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine karşılık sabrattiler, sonunda yardımımız onlara yetişti.
Allah'ın kelimelerini değiştirebilecek yoktur. Muhakkak ki elçilerin haberlerinden bazısı sana da geldi"
( En'am, 34)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder