24 Ağustos 2017 Perşembe

KUR'AN EHLİ MUVAHHİDLERLE ATALARIN UYDURMA DİNİNE BAĞLI MUKALLİTLER BİR ARAYA GELEMEZLER
(8.YAZI)
Ben her zaman Ehli sünnet ve Şia'nın Kur'an'da manasını değiştirmedikleri ayet bırakmamışlardır diyorum.
Hemde manası en açık ve net olan,manası en basit ve kolay olan âyetlerin manasını tahrif etmişlerdir.
Hatta tek manası olan, başka bir manaya gelmesi mümkün olmayan âyetlerin mealini bozmuşlardır.
Yani muteşabih değil, muhkem olan, tek anlamı bulunan âyetleri tahrif etmişlerdir.
Bunu yapmalarının bir çok sebepleri vardır.
İslam karşısında mağlup olduklarından dolayı düşmanlık diyebilirsiniz.
Cehalet ve yobazlık, akılsızlık ve mantıksızlık olarak adlandırabilirsiniz.
Kur'an ilminden ve tevhid ahlakından uzak olduklarını söyleyebilirsiniz.
Ancak bunun en büyük sebebi uydurma hadis dinlerini meşru göstermek için bu korkunç cinayeti işlemişlerdir.
Manasını tahrif ettikleri âyetlerden bir tanesi de
şudur.
",,,,,Resul ( Elçi) size ne verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa ondan da sakının. Allah'tan korkun, çünkü Allah'ın azabı çetindir"
(Haşr, 7)
Şia ve Ehli sünnet alimleri o derece cahiller ki
Resul ( Elçi) ile Nebi'nin arasında bulunan farkı bilmediklerinden dolayı bu âyette geçen "Resul" kavramını es geçerek, bu meali apaçık olan âyete  şöyle bir mana vermişlerdir.
"Peygamber size ne verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa ondan da sakının,,,"
Yani onların anlayışlarına göre uydurma rivayetlerle kendilerine intikal etmiş bütün hadisler "peygamberden" gelen vahiy mesabesinde bulunan emirlerdir.
Dolayısıyla onlara göre "peygamber heva ve hevesine göre konuşmayacağı, Kuran'ı tefsir etme görevi de olduğu için" artık Allah Resulü adına yalan ve iftira olan bütün rivayetler Kur'an'a paralel hatta ondan daha önemli bir  din olmuşlardır.
Halbuki yukarıda söz konusu edilen Haşr süresinin 7. Âyetininin gerçek meali şöyledir.
"Resul( Elçi) (Allah tarafından kendisine indirileni size tebliğ ettiği için) o size ne verdiyse alın, size (Elçi sıfatıyla) neyi yasakladıysa ondan da sakının" demektir.
Yani âyetin manasını  esas belirleyici unsur Allah'ı temsil makamında bulunan  "Resul"( Elçi) kavramıdır.
Resul ( Elçi) kavramına "peygamber" kelimesi ile mana verilince Kur'an'ın bağlam ve bütünlüğü, Kur'an'ın çözümü, Kur'an'ın sistemi darmadağın oluyor.
Dolayısıyla benim Kur'an ehli muvahhidlerden ricam Kur'an'ın manasını korkunç bir şekilde bozan, anlamını tahrif eden, anlaşılmasını son derece zorlaştıran en tehlikeli kelime olan "peygamber" kelimesini kullanmamalarıdır.
İşte Şia ve Ehli sünnetin sözde  âlimleri "Resul" ibaresinin hangi anlama geldiğini bilmediklerinden dolayı Allah Resulü'nden asırlar sonra uydurulan bütün hadisleri ondan gelmiş ilâhi vahiy olarak kabul etmişlerdir.
Cehaletin böylesi ancak tahsil ile elde edilir.
Allah'a yemin ediyorum tahsil haricinde böyle bir cehalet elde edilmez.
Onların tahsil ettikleri tek şey Emevi Abbasi imalatı hurafe Ehli sünnet dini ile kadim İran inançlarının taşeronluğunu yapan Şia mezhebinin kaynaklarındaki yalan ve uydurma rivayetlerle oluşturulan İlahların ve evliyaların şirk dinidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder