29 Aralık 2019 Pazar

GEÇMİŞE TAKILIP KALANLAR SADECE ACI ÇEKER
(21. YAZI)
Kur'an'ın yanına sünnet adı altında uydurma rivayetlerin de dini delil olarak konulması yani   hanif İslam'a karşı Şiilik ve Sünnilik inancı  asırlardan beri aralıksız olarak hakimiyetini devam ettirmektedir.
 Emevi ve Abbasi devletleriyle başlayan süreçte  ilim sahibi olmadan iman sahibi olmanın yüceltilmesi ve aklın  itibarsızlaştırılması iman eden ümmi insanlara  çok pahalıya mal olmuştur.
İşin başlangıcında rivayetçiler sadece  hadisçilerden oluşmakta iken siyasetin yönlendirmesi ile  bu kervana fıkıhçılar da  katılmıştır.
Uydurma dinin tarihine baktığımızda rivayeçilerin dört sınıfa ayrıldığını görüyoruz.
1-) Allah Resulü'nden direk olarak  rivayet eden hadisçiler.
Bunlar, Resülüllâhın  ölümünden sonra Ebubekir ve Ömer devrinde hadis rivayetinden yasaklandıkları halde daha sonra rivayete başladılar.
2-) Kadim Hint ve İran inançlarına bağlı  tasavvufçular direk olarak yüce Allah'tan rivayet   etmeye başladılar.
3-) Hicri üçüncü asırda Kur'an cahili mukallitler imamlarından rivayete başladılar.
 4-) Dördüncü asırda kelamcılar mezhep imamlarından rivayette bulundular.
Bütün bu Kur'an cahillerinin ortak özelliği:
Din akılla değil, nakille olur.
Tabi "nakil" derken kasdettikleri Allah'tan indirilen vahiy değil, uydurma rivayet ve imamların ictihatlarıdır.
 Yani onlara göre Kur'an'ı imamlardan başka hiç kimse anlamaz.
Bu Kur'an, ilim, hikmet ve akıl düşmanlarına göre imamların içtihatları din ve hüküm olarak  kıyamete kadar geçerlidir.
Dolayısıyla mezhep imamlarının ictihadlarını ve ilimlerini öğrenmekle dinde her şey çözülmüş olacaktır.
Şia ve Ehl-i Sünnet dininin âlimlerine  göre Kur'an'dan bağımsız olarak Nebi (a.s) da Allah ile beraber şeriat ve hüküm koyucudur.
Yani uydurma dinin mensuplarına göre hadisler  Kur'an'a eşittir ve hatta Kur'an'ın  anlaşılması hadislere bağlıdır.
Ehl-i Sünnet dininin meşhur âlimi Evzâi şöyle demiştir.
"Essünnetü kâdiyetun alel kitébi" "Sünnet kitab'a egemendir"
Bu küfür ve şirk olan sözün günümüzdeki karşılığı şu şekildedir.
"Hadislerin Kur'an'a olan ihtiyacından daha çok Kur'an hadislere ihtiyaç duyar"
Emevi-Abbasi Devletleri döneminden günümüze kadar islam adı altında uydurma rivayet dinini hayata hakim kılan ve acımasızca uygulayan bu Kur'an cahilleridir.
İşte bundan dolayı ümmi insanların  Kur'an'ı anlamak için akıllarını kullanmalarına izin ve  hidayet bulmalarına yol verilmemiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder