İLHAD NE DEMEKTİR?
(3.YAZI)
İlk iki yazımızda İlhad kavramının, Allah'ın âyetlerini batıl ve şirk dine âlet etme anlamına geldiğini söylemiş ve 3 örnek vermiştik.
4-) "Allah ve melekleri Nebi'ye salât (destek olur, yardım) ederler. Ey iman edenler! Siz de ona salât (destek olun, yardım) edin ve tam bir teslimiyetle (sadece Allah'a) teslim olun"
( Ahzap- 56
Bu âyet, Allah ve Meleklerinin Nebi'ye yardım ettiklerini (Muhammed'e değil) ve destek olduklarını anlatırken, Şia ve Ehl-i Sünnet'in muhaddis ve müctehidleri "Allah ve meleklerinin Nebi'ye yardım ve desteğini..."
"Muhammed'e salavat çekme" şeklinde tahrif ederek büyük bir cehalete imza attılar.
Halbuki "Allah ve melekleri sadece Nebi'ye değil, müminlere de salât (destek olur, yardım) ediyorlar"
( Ahzap- 43)
5 Prof ve 1 doçent tarafından kaleme alınan Türkiye Diyanet Vakfı yayınları arasında bulunan meal'de bu âyete şöyle bir mana verilmiştir.
"Allah ve melekleri, Peygambere çok salavat getirirler. Ey müminler! Siz de ona salavat getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin"
( Ahzab- 56)
Nebi'ye yardım ve destek olma nerede? Muhammed'e salavat getirme nerede?
Allah ve melekleri Muhammed'e nasıl salavat getirirler?
Diyanet'in imamları gibi halka olarak mı?
(Hâşâ)
Böyle bir cehalet olacak bir şey midir?
Dolayısıyla Kur'an'da Muhammed'e salavat getirme diye bir şey yoktur.
Hurafe ve yalanın, iftira ve cehaletin en büyüğünün Muhammed'e salavat getirmenin olduğunu söyleyebilirim.
Şia ve Ehli Sünnet dininde Muhammed'e salavat getirme ve kabir azabı kadar absürt bir şey yoktur.
5-) "Onlar sabah akşam o ateşe arz olunurlar. Kıyametin kopacağı gün de: Firavun ailesini ateşin en çetinine sokun denilecek"
(Mümin- 46)
Kabir hayatı ve kabir azabının olmadığı ile ilgili yüzlerce âyet olmasına rağmen, Şia ve Ehl-i Sünnet âlimleri bu âyeti kabir azabına delil getirerek ilhâda sapmışlardır.
Halbuki bu âyet Hud süresi 98 ve 99 ile Kasas 41 ve 42.âyetler ışığındaki manası şöyledir.
"Onları (Firavun ve ordusu, ailesi) ateşe çağıran öncüler kıldık. Kiyamet günü onlar yardım görmeyeceklerdir. Bu dünyada arkalarına lânet taktık. Onlar, kiyamet gününde de kötülenmişler arasındadır"
( Kasas- 41,42)
"Firavun, kiyamet gününde kavminin önüne düşecek ve onları çekip ateşe götürecektir. Varacakları yer ne kötü yerdir. Onlar (Firavun ve ordusu, ailesi) burada da, kıyamet gününde de lânete uğtatıldılar. (onlara) verilen bu armağan ne kötü armağandır"
(Hud- 98, 99)
Yani Mümin süresi 46. âyetinde Firavun ve ailesi için söylenen "sabah- akşam ateşe arz olunurlar" kabir azabı değil, peşlerine takılan lanet, beddua, kötü anılma, Musa (a.s) ın onları sabah- akşam uyarması, gönüllerinde olan işkence ve ızdıraptır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder