KUR'AN'DA ALLAH RESULÜ
Yüce Allah'ın son vahyin'de Nübüvvet'e bağlı son Resulü'n özellikleri şu şekilde kayıt altına alınmıştır.
"O, olağanüstü niteliklere sahip değildir ve vahiy'den bağımsız olarak sadece bizim gibi bir beşerdir"
(Kehf-110, Fussilet-6)
"Bizim gibi yemek yer, bizim gibi çarşı- pazar dolaşır, (Furkan-7)
"İnsanların kalbini okuyamaz"
(Tevbe-101, Munafikun- 4)
"Gaybı da bilemez"
(En'am-50; Âraf-188)
"Âhirette hiç kimseye şefaat edemez" (Cin-21,22)
"Âhirette bize de kendisine de ne yapılacağını bilmez"
( Ahkaf-9)
"Ölülere işittiremez, ölenlerle konuşamaz" (Rum-52; Fatır-22)
"Eceli gelince ölümünü erteleyemez, ölüm meleğini geri gönderemez"
(Zümer-30)
"Değil bizim başımıza gelen belaları, kendisine gelen zararı bile engelleyemez, onun Allah dışında sığınılacak hiç kimsesi yoktur" (Cin-21,22)
"Yalnız Allah'tan yardım ister"
( Fatiha-3)
"Sadece Allah'a tevekkül eder, çünkü kendisinden başka ilah olmayan ve yüce arşın sahibi olan sadece Allah'tır"
(Tevbe-129)
"Tebliğ ettiği vahiy kapalı ve gizemli değildir yani herkesin anlayabileceği şekilde açıktır" (Ankebut-50,51)
"Allah Resulü'nün türlü türlü mucizeleri yoktur"
(En'am-35; İsra-59;Ankebut-50)
"O vahiy sayesinde bütün insanlara bir rahmet olarak gönderilmiştir"
(Enbiya-107)
"O, sadece Kur'an'ı tebliğ eden bir Resuldür" (Mâide-92, 99; Nur-54; Râd-40; Nahl-35; Zümer-54;Ankebut-18;Şura-48)
"O, insanları sadece Kur'an ile uyaran, (Kaf-45; En'am-51; Enbiya 45)
yalnız Kur'an ile hüküm veren, insanların aralarında bulunan ihtilafları Kur'an ile çözen, Kur'an ile karanlıklardan aydınlığa çıkarandır.
(Nisa-105; Nahl-64; Şura-10; İbrahim-2)
"Allah Resulü yalnızca Kur'an'a uyumuştur" (Yunus-109; En'am-50; Âraf-203) "Çünkü o Kuran'dan başka bir kitap bilmemektedir ve tüm dini bilgi kaynağı sadece Kur'an'dır"
(Şura-52; En'am-105)
Allah Resulü'nün dindeki konumuna ilişkin iman edenlerin zihninnde bulunan karışıklığın sebebine değinmek gerekmektedir.
Şia ve Ehli Sünnet dininin muhaddis ve müctehidlerinin ürettiği "Muhammed" tasavvuru Kur'an'ın ortaya koyduğu "Resul"
tasavvuru ile hiçbir ilgisi yoktur.
Şia ve Ehli Sünnet dininin kaynakları sayesinde iman edenlerin zihninde oluşan "Muhammed" algısı, Kur'an'la hiçbir bağlantısı olmayan, sanal, hayal, elçilik misyonu ile alakası bulunmayan, beşer olması mümkün olmayan bir özelliğe sahiptir.
Bu nedenle Şia ve Ehli Sünnet'in bütün kaynakları reddedilmeli ve sadece Kur'an'a sığınılarak İslam dini hanif olarak yeniden inşa edilmelidir.
Allah Resulü'nün üç kimliği bulunmaktadır.
1-) Muhammed: Doğumundan kendisine vahiy indirilinceye kadar sadece beşer olan Mekke vatandaşıdır.
(Kehf-110; Fussilet-6)
2-) Nebi: Gece gündüz, 24 saat, her zaman, ondan ayrı olmayan, bütün özel hallerinde Nübüvvet makam ve mertebesine sahip olmasıdır.
3-) Resul: Rahmân ve Rahim olan Allah tarafından indirilen vahyi insanlara ulaştırdığı andaki konumudur.
Bu üç niteliğinin arasında var olan olağanüstü denge Allah Resulü'nün vefatından sonra özellikle Şia ve Ehl-i Sünnet'in rivayetleri sayesinde bozulmuştur.
Şia ve Ehli Sünnet'in muhaddis ve müctehidleri Kur'an'dan uzak oldukları için Allah Resulü'nün "beşer" kimliğini, "Nebi" makam ve mertebesini, "Resul" misyonunu anlamaktan uzak kalmışlardır.
Halbuki Allah Resulü'nün devlet başkanı olması, özel hayatı, hanımları ile olan ilişkileri ve bazı konularda görüş beyan etmesi onun "elçi" olmasının gereği değil, "Nebi" niteliğinin gereğidir.
Bu nedenle sadece Resülün Kur'an'da bulunan inanç, güzel ahlak ve mucadelesi bizim örneğimizdir. (Ahzab-21; Mümtehine-4)
Muhammed kimliği ile Nübüvvet makam ve mertebesi iman edenler için bir örneklik teşkil etmemektedir.
Dolayısıyla hadisleri ve sünneti savunmak ve onlara uymak, Allah Resulü'nü savunmak ve ona uymakla yakından ve uzaktan hiçbir ilgisi bulunmamaktadır.
Bu durum, olsa olsa Allah Resulü'nden asırlar sonra kayıt altına alınan yalan ve iftiraları uydurup okuyan Şia ve Ehli Sünnet'in muhaddis ve müctehidlerine uymaktır.
Yani kısaca devreye din diye, Kur'an'ın ve Allah Resulü'nün dışındaki Kur'an cahili adamlar girmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder