BATIL EHLİ SÜNNET DİNİNİN FANATİK TARAFTARI :
TÜRKİYE GAZETESİ
(4.YAZI)
Mezhepçi gelenekçilerin temsilcisi olan Türkiye Gazetesi yazarlarının neler söylediklerine bir bakalım ve Kur'an'ı Mübin ile karşılaştırmaya çalışalım.
"Dinini öğrenmesi için bir kimsenin eline en uygun tercümeyi bile vermek, okyanus ortasında bulunan insana bir tahta parçası vermekten kötüdür"
"Çünkü bu tahta parçası ile insan sahile çıkamayacağı için ölür, imanlı ise cennete gider. Fakat tercüme ile din öğrenmeye kalkışan kimse, imanını kaybedebilir ve ebedi cehenneme düşebilir"
Batıl Ehli Sünnet ve Şia dininin âlimleri! Kur'an'ın en basit meselelerini bile anlamaktan acizdirler.
Bu meselelerin en önemlisi Kur'an'ın âlimlere değil, İnsanlar hitap ettiği ve insanları muhatap aldığıdır.
"Allah'ın sana gösterdiği şekilde insanlar arasında hükmedesin diye sana kitabı indirdik, hainlerden taraf olma"
( Nisa, 105)
"Yerine göre müjdeleyici ve sakındırıcı olarak elçiler gönderdik ki insanların elçilerden sonra Allah'a karşı bir bahaneleri olmasın. Allah İzzet ve hikmet sahibidir"
(Nisa, 165)
"Ey insanlar! Şüphesiz size Rabbinizden kesin bir delil geldi ve size apaçık bir nur indirdik"
(Nisa, 174)
"Ey insanlar! Size Rabbinizden bir öğüt, gönüllerdekine bir şifa müminler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir"
( Yunus, 57)
"Bu Kur'an bütün insanlara bir açıklamadır, takva sahipleri içinde bir hidayet ve bir öğüttür"
( Âli İmran, 138)
"Muhakkak ki biz, bu Kur'an'da insanlara her türlü misali çeşitli şekillerde anlattık. Yine de insanların çoğu inkarcılıktan başkasını kabullenmediler"
(İsra, 89)
"İşte biz, bu temsilleri insanlar için getiriyoruz, fakat onları ancak alimler düşünüp anlayabilir" (Ankebut, 43)
( Ey Elçi!) Şüphesiz bu kitabı sana insanlar için hak olarak indirdik. Artık kim hidayeti seçerse kendi lehinedir, kim de saparsa ancak kendi aleyhine sapmış olur. Sen onların üzerinde vekil değilsin"
( Zümer, 41)
"Bu (Kur'an) insanlar için basiret nurları, kesin olarak inanan bir toplum için hidayet ve rahmettir"
(Casiye, 20)
",,,,,,seni insanlara elçi gönderdik, şahit olarak Allah yeter"
( Nisa, 79)
Elçilerin tek bir görevleri vardır Allah'tan indirilen vahyi insanlara ulaştırmak, gerisi insanların tercihlerine kalmış bir şeydir.
Kur'an'la tanıştıktan sonra kişi dilerse Kur'an'ın hidayetini dilerse sapıklığı seçer.
Sonucun Allah elçileri ile hiçbir alakası yoktur. Esas muhatap insanlardır.
Bu yüzden direkt olarak Allah insanlari muhatap alıyor.
MESELA,
"De ki: Ey insanlar! Size Rabbinizden hak (Kur'an) gelmiştir. Artık Kim doğru yola gelirse, ancak kendisi için gelecektir. Kim de saparsa, o da ancak kendi aleyhine sapacaktır. Ben sizin üzerinize vekil değilim.(Sadece tebliğ etmekle yükümlüyüm)"
( Resulüm!) Sen, sana vahyolunana uy ve Allah hükmedinceye kadar sabret. O Hakimlerin en hayırlısıdır"
(Yunus, 108,109)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder