24 Kasım 2017 Cuma

FETÖ'NÜN GEÇMİŞİ (1.Yazı)
Beynelmilel boyutta bir desteğe sahip olmayan bir savcı ve bir general Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin istihbarat teşkilatının tırlarını durduramaz.
Devlet içinde çöreklenmiş ve bir virüs gibi en önemli organlarını ele geçirmiş çok güçlü bir örgüte dayanmadan ülkenin Başbakanına bağlı mit müsteşarını hiçbir savcı ifade vermeye  davet edemez.
Biraz akıllı ve mantıklı, insaflı ve vicdanlı olmak gerekir.
15 Temmuz askeri darbesinin planlı olduğunu söyleyen ve bunun fetö tarafından yapıldığına inanmayan, bu kahpe ve alçak örgütün ne kadar tehlikeli olduğunun farkında değildir.
1976 dan 12 Eylül  1980 tarihine kadar her cuma günü Bornova'da F Gülen'in vaazlarını dinlemeye giderdik.
İstisnasız bütün hutbe ve vaazları ülkenin kurumlarını ve en nihayet Devleti ele geçirmekle ilgiliydi.
 Fakat bunu çok büyük bir ustalıkla dile getiriyordu.
 1977-78  tarihlerinde F Gülen'in kaldığı  İzmir  Bozyaka yurdunun  yakınında Bahçelievler'de bulunan Helal para camii'nin altındaki dershanede kalıyorduk.
 Çoğu zaman sabah namazını Bozyaka yurdunda F Gülen'in arkasında kalıyorduk.  Cumartesi- pazar günleri akşam yemeğinide Bozyaka yurdunda yiyorduk.
 F Gülen cumartesi- pazar günleri  asker ve polislere hadis dersleri veriyordu.
 O yıllarda asker azdı, fakat polislerin bir hayli fazla olduğunu abilerden duyuyorduk.
 O yıllarda bile cemaat tarafından devletin kurumlarını ele geçirmek bilinç altımıza yerleşmişti.
 Hatta asker, polis, savcı ve hakimlerin deşifre olmamak için namazlarını ima ile kıldıkları kulağımıza geliyordu.
Söz konusu tarihlerde Devletin kurumları sağ ve sol örgütler arasında bölüşüldüğü için kurumlara sızma hareketi bize çok  cazip geliyordu.
 Muhafazakar kesimin o tarihlerde  Devletin kibirli bürokrasisinden gördüğü baskı yüzünden   halkın değil F Gülen'e karşı gelmesi aksine  ona korkunç bir şekilde destek veriyordu.
 Çünkü o yıllarda Müslüman! bir polis, asker savcı, kaymakam veya valinin bulunması halk arasında heyecan uyandırıyordu.
 Doğruyu söylemek gerekirse o tarihlerde Ege'de F Gülen'in gelenek ve hurafe de olsa din için ortaya koyduğu yoğun çalışmayı kimse yapmamıştı.
Millet  F Gülen'in anlattıklarının hurafe ve yalan olduğunu nereden bilsin?
 Her kesim kendisine iyi niyetle yaklaşıyordu Hatta CHP Belediyesi bile cuma günleri insanlar F  Gülen'in vaazına rahatça gitmeleri için ek seferler koyuyordu.
 Yani bunu cemaate karşı beslediği iyi niyetten dolayı yapıyordu.
İzmir'in en lüks semti sayılan Güzelyalı'da bile bir kadın şatosunu cemaate vermekten imtina  etmiyordu
O tarihlerde mescit abdesthane ve dershaneler arasında dolaşırken abilerden en çok duyduğumuz şey şuydu
"Aman çocuklar gürültü yapmayın, kapıları vurmayın, çeşmeleri boşuna  akıtmayın,  bağırıp çağırmayın  çünkü hoca efendi çeşmelerin damlamalarından bile rahatsız oluyor, çok hastadır"
  Biz zannederdik ki, F Gülen yarın ölecek, 1977-78 tarihlerinden söz ediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder