24 Kasım 2017 Cuma

"CEHALET" NE DEMEKTİR?
Aslında Kur'an'ı Mübin'e baktığımızda âyetlerde geçen "cahil" sözcüğü, bugün dilimizde kullandığımız "cahil sözcüğü" ile aynı anlamı taşımıyor.
 Kur'an'ı Mübin'de geçen "cahil sözcüğü" okuma yazma bilmeyen kişi anlamıyla alakalı bir şey değildir.
Kur'an'ı Mübin'in  dilinde "cahil" ve "cehalet" sözcükleri  bir  kişilik yapısını, olumsuz bir ahlakı, yaşam tarzını ve inanç sistemini ortaya koymak için kullanılır.
"Cahil" sözcüğü ağır başlılığın ve aklı selimin  karşıt anlamlısı  için söylenir.
 Hikmetsiz ve gereksiz bilgi ve inanç peşinde koşan için kullanılır.
 Yani Allah tarafından bir sistem üzerine indirilen vahiy ve ilahi emirleri tek hidayet ve rehber kabul etmeyen, batıl yolda hareket eden, tevhid akidesini görmezlikten gelen, kötü ahlak sahibi, dinde anarşi ve kaos yaratmaya çalışan için "cahil" sözcüğünün kullanıldığını açık olarak görüyoruz.
 MESELA,
"Evlerinizde oturun, eski cahiliye adetlerinde olduğu gibi açılıp saçılmayın. Salatı ikame edin, zekatı verin, Allah ve Resulüne itaat edin.
 Ey Ehli Beyt! Allah sizden, sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor"
( Ahzab, 33 )
Yukarıdaki ayette Kur'an'a aykırı yaşam tarzının bir "cehalet" eseri olduğu vurgulanıyor.
MESELA
"De ki: Ey cahiller! Bana Allah'tan başkasına kulluk etmemi mi emrediyorsunuz?
( Zümer, 64)
 Yukarıdaki  ayette şirk "cehalet" müşriklerinde  birer "cahil" oldukları  ortaya konuyor
MESELA
"Musa, kavmine: Allah bir sığır kesmenizi emrediyor, demişti de: Bizimle alay mı ediyorsun? demişlerdi.
 O da: Cahillerden olmaktan Allah'a sığınırım, demişti"( Bakara, 67)
 Yukarıdaki ayette Musa (aleyhisselam) israiloğullarına kendileri ile alay etmenin bir cehalet eseri olduğunu ve bunun bir elçi olarak  kendisine yakışmadığını söylüyor.
 MESELA
 "Eğer onların yüz çevirmesi sana ağır geldiyse (Ey Elçi olan Muhammed! (aleyhisselam) Yapabilirsen yerin içine inebileceğin bir tünel ya da göğe çıkabileceğin bir merdiven kur ki onlara bir mucize getiresin. Allah dileseydi, elbette onları hidayet üzerinde toplayıp birleştirirdi, o halde sakın cahillerden olma"
 (En'am, 35)
 Yukarıdaki  ayette de inanmak isteyenler için Kur'an'ın yeterli bir mucize olduğu, Kur'an haricinde gözlerle görülebilecek başka olağanüstü olayların istenmesinin bir  cehalet olduğu açık olarak yer alıyor.
 MESELA
 "Yoksa onlar (Kur'an öncesi) cahiliye idaresini mi arıyorlar? İyi anlayan bir topluma göre, hükümranlığı Allah'tan daha güzel kim vardır" (Maide, 50)
 Bu ayette din ve hüküm olarak Allah'ın tevhid sisteminden ve İslam ahlakından başka hükümlerin ve ictihatların bir cahiliye olduğu yer alıyor.
 Yani din ve hüküm olarak ya Allah'ın dediği olacak, indirilen Kur'an zihinlere ve gönüllere hakim olacak,  ya da cahiliye İdaresi ve köle sistemi milleti perişan edecektir.
 MESELA
(Allah buyurdu ki)  Ey Nuh! O asla senin ailenden değildir. Çünkü onun yaptığı kötü bir ameldir. O halde hakkında bilgin olmayan bir şeyi benden isteme! Ben sana cahillerden olmamanı tavsiye ediyorum"(Hud, 46)
 Hz. Nuh (Aleyhisselam) Nebilik  makam mertebesinde  tevhid akidesine aykırı olarak  oğlunun boğulmamasını  ve iman ile gitmesini isterken, Allah tarafından  böyle bir kınamaya muhatap kalıyor.
 Yoksa Hz. Nuh(as) asla cahil birisi değildi, ve olmadı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder