BATIL EHLİ SÜNNET DİNİNİN FANATİK TARAFTARI:
TÜRKİYE GAZETESİ
(2.YAZI)
Kur'an, Allah tarafından kolaylaştırılmış bir kitaptır.
(Ey Elçi!) Biz Kur'an'ı, sadece, onunla Allah'tan sakınanları müjdeleyesin ve şiddetle karşı çıkan bir topluluğu uyarasın diye senin dilinle indirip okutarak kolaylaştırdık"
( Meryem, 97)
"Biz onu (Kur'an'ı) öğüt alınsın diye senin dilinde indirerek kolayca anlaşılmasını sağladık"
( Duhan, 58)
Kur'an'ı Mübin hangi dile çevrilirse çevrilsin bağlam ve bütünlüğüne bağlı kalındıktan sonra önyargısız yani tek rehber ve hidayet menba'ı olarak kabul edildikten sonra çok kolay anlaşılacak bir kitaptır.
Hatta Arapça'dan başka dillere mensup olan Milletler Araplardan çok daha kolay Kur'an'ı anlayabilirler.
Çünkü Arapların Kur'an'a karşı korkunç derecede bir önyargıları vardır.
Araplar Kur'an'a değil, rivayetlere karşı kendilerini sorumlu olarak görürler.
Dünyada Kur'an'ı en son anlayabilecek olan millet Arap milletidir.
Araplar Buhari ve Müslim'e olan imanlarından dolayı hiçbir zaman Kur'an'ı gerçek anlamda yani bağlam ve bütünlüğü içinde anlayamazlar. Günlük satışı kimi dönemlerde bir milyon üzerine çıkan en çok satış yapan Emevi- Abbasi ehli sünnet dininin en fanatik taraftarı olan Türkiye Gazetesi bilindiği üzere kendisini "dindar" bir yayın organı olarak tanıtmakta ve ummi halkın pek çoğu bu gazeteyi para verip almaktadır.
Osman Ünlü ve Prof. Ramazan Ayvalı gibi cahil yazarların bulunduğu gazetenin "din" bilgisi köşesinden bazı örnekler şöyledir.
"Herkesin Kur'an'ı anlamasını tavsiye etmek büyük sapıklıktır"
( 30.11. 1991 Bir Bilen" köşesi)
"Mushafı (Kur'an'ı) hiç okumayıp sırf hayır ve bereket için evinde saklamak caiz ve sevaptır" (agy)
"Anlamadan Kur'an okunmamalıdır diyenler, büyük sapıktır"
(agy)
Aslında bu görüşler sadece Türkiye gazetesinin dinci yazarlarıyla sınırlı bir inanç değildir.
Diyanet İşleri Başkanlığından Cübbeli Ahmet'e, F Gülen cemaatinden tarikat şeyhlerine kadar bütün Ehli sünnet âlimlerinin! inancı hep bu minvaldedir.
Nihat Hatipoğlu, Mustafa Karataş, Ömer Döngeloğlu, İhsan Şenocak, Ebubekir sifil, Alparslan Kuytul, Vehbi Güler, Necmettin Nursaçan, Cevat Akşit, Yusuf Kavaklı, Nurettin Yıldız, Ahmet Şimşirgil gibi ekran vaizlerinin hepsi Kur'an ve Muvahhit düşmanıdırlar.
Halbuki "Kur'an'ı anlayarak okuyun" diyenleri büyük sapık diye nitelendirmekle, gerçekte "Allah'a ve Resülüne büyük "sapık demiş" olduklarının farkına varamayacak kadar Kur'an'a uzak en ileri derecede bir sapıklığa mahkum olmuşlardır.
Çünkü onlarca âyette Allah (Celle Celalühü) Kur'an ile beraber başka bir hidayet'in olamayacağını vurgulamaktadır.
" Allah'ın ayetleri sana indirildikten sonra, artık sakın onlar seni bu ayetlerden alıkoymasınlar. Rabbine davet et. Asla müşriklerden olma" (Kasas, 87)
" Sen, sana vahyedilene sımsıkı sarıl. Şüphesiz sen dosdoğru bir yol üzerindesin. Doğrusu Kur'an, sana ve ümmetine bir öğüttür ileride ondan sorumlu tutulacaksınız"
( Zuhruf- 43, 44)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder