GERÇEKTEN ÇOK ÖNEMLİ BİR MESELE:
Arkadaşlar!
Biz Kur'an ehli muvahhidler sadece vahyi merkeze koymaya çalışırken önümüze tartışmalara sebep olan önemli konular gelmektedir.
MESELA,
"Hadisler ve sünnet meselesi, hadislerinde dinde kaynak olduğu ile ilgili mesele, Nebi (Aleyhisselam) hiçbir şey konuşmamış mı? meselesi, Nebi ( Aleyhisselam)a Kur'an'ı açıklama yetkisinin verildiği meselesi, hadislerin tümünü reddedenlerin Allah Resulünün düşmanı oldukları meselesi"
Muvahhidlerle gelenekçiler arasında bunun gibi tartışılan birçok konu vardır.
Arkadaşlar!
Vahyin tek kaynak olduğu, dinin Kur'an ile tamamlandığı, dinin Allah tarafından indirildiği vahiyin Allah Resulü'nün dilinde hayat bulduğu,
Elçilerin arasında ayrımın yapılamayacağı, insanların sadece Kur'an'dan sorumlu oldukları, gibi birçok hayati meselenin açığa çıkması ve Kur'an'ın anlaşılması için siz Kur'an ehli muvahhidlerden önemli bir ricada bulunuyorum. Hiçbir zaman "peygamber" ibaresini kullanmayınız.
Lütfen!
Allah rızası için dilimizi "Resul" "Allah'ın Resulü" "Nebi ( Aleyhisselam) Muhammed (Aleyhisselam) gibi kavramlara alıştıralım.
"Peygamber" kelimesi Kur'an'ı tahrif eden, Kur'an'ın bağlam ve bütünlüğünü bozan, Kur'an'ın çözümünü dağıtan, Kur'an'ın sistemini paramparça eden, vahyin anlaşılmasını imkansız kılan çok tehlikeli bir kelimedir.
Kur'an âyetlerinde hangi kavram geçiyorsa o kavramı kullanmaktan başka bir yolumuz yoktur.
Aksi takdirde Kur'an'ı anlaşılmaz bir metin haline getirmiş oluruz.
Yüzlerce ayet vardır ki "Resul" kelimesi yerine "peygamber" kelimesini kullandığımız zaman vahyin anlaşılmasında büyük bir kaos meydana geliyor ve böylece hadisleri kaynak olarak gören rivayeçilerin ekmeğine yağ sürmüş oluyoruz.
Kur'an'da "Nebi" ile "Resul" arasında o kadar önemli farklar var ki, Allah tarafından kurulan bu sistemi korumak Kur'an'ın iyi anlaşılmasında olmazsa olmaz bir önem taşıyor.
MESELA,
Resul hata yapmazken, Kur'an, "Nebi"'nin birçok yerde hata yaptığını haber vermektedir.
(Tevbe, 113, Tahrim,1, Enfal, 67)
Nebi ile Resul kavramları arasında onlarca fark vardır.
"Resul, Allah tarafından indirilen vahiyi okuyan, vahyi tebliğ eden, onu duyuran ve ilan eden kişidir.
"Nebi" Resul olan kişinin özel hayatını temsil eder.
Muhammed (Aleyhisselam) yatarken, otururken gece- gündüz tam 23 sene bütün özel hallerinde Nebi'dir.
İndirilen âyetleri duyurduğu andaki konumu Resul'dür.
"Kur'an'a göre Resule itaat etmek, Allah'a itaat etmek gibidir" (Nisa,80)
Muhammed (as) 40 yaşında Nebi olduğundan vefat edinceye kadar, hatta ahirette bile Nebi'lik kimliği devam eder.
Fakat elçilik misyonu dünya hayatı ile sınırlıdır. "Kim Allah'a ve Resül'e itaat ederse işte onlar, Allah'ın kendilerine lütuflarda bulunduğu Nebiler, sıddıklar, şehitler ve salih kişilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır"
( Nisa, 69)
Yukarıdaki ayette bulunan "Kim Allah'a ve Resul'e itaat ederse işte onlar, Allah'ın kendilerine lütuflarda bulunduğu Nebiler, sıddıklar, şehitler,,,,," kısmına dikkatinizi çekiyorum.
Yani yarın ahirette insanlar unvan ve makamlarıyla değil, takva, ihlas ve amelleriyle anılacaklardır.
MESELA,
"Ona (İbrahim'e) dünyada güzellik verdik. Muhakkak ki o, ahirette de salihlerdendir"
(Nahl, 122 )
Ahirette "şu cumhurbaşkanı, bu başbakan, bakan, müdür, padişah, kral idi denilmeyecek, bu salih bir insan idi, bu takvalı, namuslu, dürüst birisi" denilecektir.
Kur'an ehl'i muvahhidler "peygamber" kelimesini kullanmamaları gerektiği gibi Kur'an'ı tahrif eden bu kelimeyi kullananları da ikaz etmeleri gerekir.
Yani bu ümmet dinin nasıl tahrif edildiğini, dinin nasıl dejenere olduğunu bilmeleri için "Nebi" ile "Resul" sistemi arasında bulunan farkı anlamak zorundadırlar.
Kur'an'ın en önemli iki kavramını Allah boşuna kullanmış olamaz.(Hac, 52)
Çünkü Kur'an bir ilim ve sistem üzerine indirilmiştir" (Âraf,52)
"Kur'an'da ihtilaf yoktur" (Nisa, 82)
Bence teker teker ayetlerde bulunan "Resül" ve "Nebi" ibarelerinin neden kullandığını muvahhidler araştırmak ve bulmak zorundadırlar.
Dinle ilgili en önemli araştırma budur.
İşte o zaman elçilerin değerlerini vahiy'den aldıklarını, elçilerin ve özellikle son Nebi'nin rivayetlerle hiçbir ilgisinin olmadığını, vahyin Elçiye ne kadar geniş bir yer ayırdığını ve muhteşem bir konuma sahip kılındığını herkes görecektir.
İşte o zaman elçilerin gerçek değerleri ortaya çıkacak ve onlara yapılan iftiralar da açığa çıkacaktır.
Bundan dolayı Kur'an ehli muvahhidlerden rica ediyorum.
1) Televizyon kanallarında kim olursa olsun "peygamber" kelimesini kullananların protesto edilmesi, konuşmalarının dinlenilmemesi, Çünkü "peygamber" kelimesini kullananlar, "Nebi" ile "Resül" arasında bulunan farkı anlamamış dolayısıyla Kur'an'ın bağlam ve bütülüğünden de haberleri bulunmayan kişilerdir.
2) Kim olursa olsun hadisleri dile getirenin dinlenilmemesidir.
Çünkü bu kişi daha dinin Allah tarafından tamamlandığını anlayamamıştır.
Kur'an sisteminde "Resül kavmi tarafından yalanlanan, kitabı tebliğ eden, vahyi okuyan, gönderilmediği kavme azab edilmeyen, ayetlerle eşit kılınan, kavmi tarafından kendisine isyan edilen ve edilmemesi gereken kişidir.
"Mutlak itaat edilmesi gereken, tekil olarak Allah ile birlikte anılan (Resülüllâh) ittiba edilmesi gereken, kendisine karşı gelenlere cehennem vâdedilen, zamir ile dahi Allah'a bağlanılan Resul'dür" (Resülihi, Resülihi)
"Resül hata ve ihanet etmez, (Hakka,44,45,46) ( Allah ile beraber razı edilmesi gereken(Tevbe,62)
eziyet edilmemesi gereken(Ahzab,57) örnek gösterilen(Ahzab,21)
haram kılabilen (Tevbe,29) kişi hep Resul'dür. Kur'an sisteminde "Nebi" Resul olan kişinin özel hayatını temsil ediyor.
"Nebi" Allah'a karşı hata edebilir, Allah tarafından uyarılır, iyi olan İşlerde ona bi'at edilir. Kur'an sisteminde "Nebi" makam mertebesine ayrılan yer sınırlıdır.
Genellikle Resule (Elçiye) ağırlık verilir.
Kur'an sisteminde "Resul" misyonuna Nebi'den çok daha geniş bir yer ayrılmıştır.
Kur'an'ın hiç bir ayetinde "Nebi'ye itaat ve ittiba edin" diye bir emir geçmez.
Kur'an'da emniyet sıfatı "Resul" için kullanılır.
Özellikle Allah Resulü Muhammed (aleyhisselam)dan sonra "Nebi" ile "Resul" arasında bulunan fark daha belirgin hale gelmiştir.
Kur'an'ın indirilmesi ile birlikte "Nebi" ile "Resul" arasında bulunan çizgi daha kalın olarak çizilmiştir.
"Resul" makamı mertebesine yükselmeden "Nebi" olarak vefat edenlerin var olduğunu Kur'an'dan öğreniyoruz.(Hac,52)
Bu Nebi'ler israiloğullarına Tevrat ile hükmediyorlardı.( Maide, 44)
Nebi'nin Şeref ve onuru, aile mahremiyeti koruma altındadır.
Ona da saygısızlık yapılmaz, ancak sözleri bağlayıcı değildir.
Din olarak insanları bağlayan tek şey Elçin'in dilinde hayat bulan vahiy'dir.
Elçin'in değeri ve konumu tamamen vahiy ile alakalı bir keyfiyettir.
Elçi ibaresi görüldüğü ve duyulduğu an akla vahiy gelecektir.
Kur'an sisteminde "Resul" tamamen Vahiy ile eşit olarak anılmıştır.
Yani Elçi konuşan Kuran'dır.
Bu yüzden örnek olarak "Resul"(elçi) gösterilmiştir.
Kur'an'daki "Nebi" ve "Resul" sistemenin bulunması din ve hüküm açısından tarihinin en büyük keşfi sayılması gerekir.
"Nebi" ile"Resül" sistemi sayesinde birçok yalan ve hurafeden temizlenme imkanı bulacağız. Kur'an'da bulunan Nebi ve Resul sistemi sayesinde hadislerinin yalan metinler olduğunu anlayacağınız.
Nebi ve resul sistemi sayesinde insanları bağlayan hükmün sadece kur'an olduğunu öğreneceğiz.
Yani kısaca Nebi ve Resul kavramlarının çözülmesi sonucu Kur'an'ın diğer sistemlerinin çözüm yolu da açılmış olacaktır
Nebi ve resul sistemi sayesinde mezhep imamlarının Kur'an'ı anlamadan İçtihat yaptıklarını, dolayısıyla gittikleri yolun ve mezheplerinin saygı duyulacak bir itibara sahip olmadığını görmüş olacağız.
Nebi ve resul sistemi sayesinde uydurma rivayetlerin ne kadar saçma sapan bir din olduğunu öğrenmiş olacağız.
Elçilik vahiy ile alakalı resmi bir misyondur.
Risaleti vahiy'den bağımsız olarak düşünmek doğru değildir.
İşte bu yüzden Kur'anda "Allah ile Elçilerini birbirinden ayırmak" kafirlik olarak görülmüştür (Nisa,150)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder